Çan İlçesi'nde 3 çocuklu ailenin en büyük çocuğu olan Hüseyin Dur, üniversite eğitiminin ardından askere gitti. Vatani görevini tamamlayıp memleketine dönen Hüseyin Dur kısa süre sonra, yardım için arkadaşına ait marangozhanenin muhasebe bölümünde işe başladı. Ancak dengesini kaybederek daire testerenin üzerine düşen Hüseyin Dur, sağ elinin yüzük parmağı dışındaki tüm parmaklarını kaybetti. Yüzük parmağı az yaralandı. Çanakkale'den İzmir'deki Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi sevk edilen Hüseyin Dur'un parmakları, fazla hasar gördüğü için yerine dikilemedi.

DOKTORU AYAK PARMAKLARINI ÖNERDİ
Bunun üzerine hastanenin El Cerrahisi Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Erhan Sönmez, Hüseyin Dur'a, 'Ayaktan ele parmak transferini' tavsiye etti. Hastaya umut olan Doç. Dr. Sönmez, "Hüseyin bize yaklaşık 1 yıl önce 5 parmak yaralanmasıyla geldi. Aralarında baş parmağın da bulunduğu 4 parmağı tamamen kopmuş, 1'i de yarım kopmuştu. O bir parmak kurtarıldı, geri kalan parmakları çok kötü durumdaydı. Gerekli müdahalenin ardından genç bir hasta olduğu için ne yapabileceğimizi düşündük. Kendisine, dünyada da uygulanan ayaktan ele parmak transferini teklif edip risklerini anlattık, belli bir süre verdik. Daha sonra kendisi bu ameliyatı istediğini söyledi. Bundan 6 ay önce elin en önemli parmağı olan başparmağı tekrar oluşturmak için sol ayağından ikinci parmağı alıp eline naklettik. Bu mikro cerrahi olarak çok zor bir ameliyattır. Sabah girip akşam çıkarız bu ameliyata. Saçımız inceliğinde ipliklerle milimetrik damarları birbirine diktiğimiz ve orada tekrar damar, sinir, tendon, kemik gibi tüm onarımları yapıp tekrar fonksiyonel bir parmak elde ettiğimiz ameliyat. Birinci parmağını oluşturduk, hastamız fizik ve diğer tedavileri aldıktan sonra çok memnun olduğunu ve bir parmak daha istediğini söyledi. Zaten risk ve zorluklarını bildiği için bu kez de diğer en önemli parmağı olan işaret parmağını oluşturmak için bundan yaklaşık 1 hafta önce bu sefer sağ ayağın 2'nci parmağını alarak işaret parmağının yerine getirdik" dedi.

YÜZDE 90 FONKSİYON KAZANACAK
İlk 1 haftanın riskli olduğunu bu dönemde ele dikilen parmağın da kaybedilebilme riskinin bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sönmez, "Artık tehlikeli zaman dediğimiz dönem geride kaldı. Çünkü 24 saat boyunca dolaşım takibi yaparız ve en küçük dolaşım bozukluğunda acil müdahale etmemiz gerekir. Ama şu an öyle bir tehlike kalmadı. Bundan sonra da artık Hüseyin'i taburcu edeceğiz ve elini eskisinin yüzde 90'ı kadar fonksiyonlu haline getireceğiz. Bu operasyonlar ayaktaki 2'nci parmağı alıyoruz. Ayakta güç aldığımız noktalar, 1'inci, 5'inci parmaklar ve topuk bölgesidir. 2'inci ve 3'üncü parmakları aldığımız durumlar olur, bu hastada hiç bir zaman fonksiyon bozukluğuna yol açmaz. Estetik olarak da çok belirgin izlere yol açmaz" dedi.

ZOR SÜREÇ MUTLU BİTTİ
Ameliyat öncesinde bir süre araştırma yaptığını dile getiren Hüseyin Dur, "Kazanın ardından Çanakkale'de hastanelerde bir şey yapılamadı. Buraya geldiğimde doktorlar parmaklarımı kontrol etti ve hasar fazla olduğundan parmakların tutmayacağını söylediler. Bir süre kontrole geldim. Erhan Hoca yapılabilecekleri anlattı. Bu konuyu araştırdım ve ameliyat olmaya karar verdim. İlk ameliyatın ardından, elim düzeldi. Yaklaşık 3 ay sonra elimi güzel bir şekilde kullanmaya başladım. Kazadan sonra bardak tutamıyordum, fermuarımı kendim kapatamıyordum. Ayakkabı bağcıklarımı bağlayamıyordum. Ama başparmağımın dikilmesiyle bunları yapmaya başladım. Bir parmağın bile elimi bu kadar işlevsel hale getirmesi üzerine işaret parmağım da olsun istedim. Çünkü daha çok işime yarayacaktı. Karar verdim, zor bir ameliyat ama ailemin de desteğiyle bir ameliyat daha geçirdim. Ameliyat güzel geçti, şu an tehlike görünmüyor. İlk başlarda uzuv kaybının çok sıkıntısını yaşadım. Sonrasında bunu atlattım. Ardından da direk tedaviye odaklandım. İlk ameliyatın ardından elimin iyileşmesiyle çok mutlu oldum bu mutluluk beni ikinci ameliyat sürükledi. Şimdi çok daha mutluyum" diye konuştu. Hüseyin Dur'un annesi Şerife Dur da Doç. Dr. Sönmez'e teşekkür edip oğlunu mutlu görmenin kendisini de mutlu ettiğini söyledi.