Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün Moskova’da Türkiye-Rusya Federasyonu ÜDİK(Üst Düzey İşbirliği Konseyi) bünyesindeki Ortak Stratejik Planlama Grubu’nun toplantısına katılacak.

Dün Ankara’dan Moskova’ya giderken, uçak sohbetinin gündemi doğal olarak Fransa oldu. Bu konuda yönelttiğimiz soruları yanıtlayan Davutoğlu, Fransa senatosunun kabul ettiği soykırımı inkarı suç sayan yasa tasarısının kabul edilmesi konusunda AB’nin tavrına dikkati çekti. AB’den kurumsal hiçbir tepki gelmemesini, “ikiyüzlülük” olarak tanımlayan Davutoğlu, “AB ikiyüzlü davranıyor. Fransa’da değil de, başka bir ülkede böyle bir şey olsa, Türkiye’de buna benzer en ufak bir şey olsa şu ana kadar AB’den kim bilir ne tepkiler gelirdi. Bu ikiyüzlülüğü yüzlerine vurmak lazım” dedi.

Bu yüzden önceki gün davetlisi olduğu AB Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılmadığını belirten Davutoğlu, “AB’li meslekdaşlarımla konuşuyorum, bana hak veriyorlar. ‘Sizi anlıyoruz’ diyorlar. Ama ben anlamalarını değil, bu ikiyüzlülüğe karşı tavır almalarını bekliyorum” diye konuştu.

Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu yasa zamanlama itibarıyla çağ dışıdır. Açık bir fikir özgürlüğü ihlali var. Peki, şu anda Fransa kütüphanelerinde ‘bu soykırım değildir’ diyen kitaplar ne olacak? Bunları yakacaklar mı engizisyon dönemindeki gibi. Fransız kütüphanelerine herhalde bir talimat gidecektir, ‘1915 olayları soykırım değildir’ diyen kitapları kütüphanelere almayacaklar mı, var olan kitapları toplayıp yakacaklar mı. Birisinin ‘ben soykırımı tanımıyorum’ demesi ile bu kitabın propagandasını yapması, dağıtması aynı şey. Bu suç mu olacak? Fikre tahammül edemeyen çağdışı bir anlayış bu. Geçen yıl Mayıs ayında niye kabul görmedi de şimdi kabul görüyor? Fransa’da hukuk mu değişti? Yeni bir Anayasa mı yapıldı? Hayır. Değişen tek şey, seçimlerin yaklaşıyor olmasıdır. Bu tam bir oportünizm.”

‘Süreci bekliyoruz’

Şu anda uygulanmakta olan bir prosedür bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Senato’dan çıkınca kesinleşmiş olmuyor. Senato, yasayı hükümete sevk ediyor. Hükümet de Cumhurbaşkanı’na sevk ediyor. Cumhurbaşkanı onaylayınca kanunlaşıyor. Bu bir süreç. 15 gün gibi bir süre var. Bu arada 60 milletvekili veya senatör Anayasa Konseyi’ne başvurabiliyor. Anayasa Konseyi’ne sunulduğunda onay süreci bir ay süreyle donuyor. Anayasa Konseyi de kararını bir ay içinde açıklıyor. Şimdi bu sürecin işlemesini bekliyoruz. Onaylanması halinde ikinci aşamaya geçeceğiz. Ama bu politikada devam edilirse kanun çıksa bile yaşayabileceği kanaatinde değilim. Çünkü insanın doğasına, çağın doğasına aykırı bir şey bu.”

Davutoğlu, “şu anda iki büyük partinin olumsuz tavır aldığına” da dikkati çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “16 kişiden oluşan Cumhuriyet İçin Birlik Grubu var. Onlar toplantı yaptılar. Anayasa Konseyi’ne götürmek için öncülük yapma kararı aldılar. Bu önemli. Çünkü 60 imzanın toplanması için bir siyasi grubun önderlik yapması lazım. Bu grup öncülük yapacak. Dün 86 senatör ‘hayır’ dedi. Ümit ederiz ki bu ilkesel pozisyonlarını korurlar.”

‘2001 Türkiye’si yok artık’

Davutoğlu, Türkiye’nin yaptırımlarını, süreç tamamlandıktan sonra yasa onaylanır ve uygulamaya girerse açıklayacağını ifade etti. Türkiye’nin yaptırımlarının ne olduğu sorusuna yanıt vermeyen Davutoğlu, Anayasa Konseyi sürecinden umudunu koruduğu için şimdilik açıklamayı uygun görmüyor. Bu arada “2001’de kabul edilen soykırım yasasını” hatılatıyoruz. O tarihte de Türkiye başlangıçta çok sert tepki göstermişti. Ama aradan geçen sürede Fransa yasayı çıkardı, Türkiye de olup biteni unutup gitti. Bu hatırlatmaya Davutoğlu “Kesinlikle söylüyorum ki bu sefer 2001’deki gibi olmayacak. İlkesel temelde birtakım tedbirler alınacak. Kararlarımızın sürekliliği söz konusu olacak. Bunu herkesin şimdiden bilmesini isterim. Türkiye bugün 2001’in Türkiye’si değil artık.”

Davutoğlu tedbir veya yaptırımları açıklamıyor ancak edindiğimiz izlenim o ki, eğer bu tasarı yasalaşıp uygulamaya girerse ilk adım olarak büyükelçi geri çekilecek, Fransa’dan da büyükelçisini geri çekmesi istenecek ve diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesine düşürülecek.

Ekonomik ve siyasi yaptırım kararlarının da bir kısmı resmen ilan edilecek, bir kısmı örtülü uygulanacak. Şu kadarını söyleyebiliriz ki, Türkiye’nin almayı planladığı kararlar hem ekonomik hem de siyasi açıdan Fransa’yı “acıtacak” ağırlıkta olacak. 

Fransa’daki Türklere çağrı

Fransa’da 350 bin Türk bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, seçim dönemine ilişkin olarak şu çağrıyı yaptı: “Vatandaşlarımızın Fransa’nın geleceği konusunda siyasi ağırlıklarını göstermelerinin vakti gelmiştir. Zaten Fransa’daki Türkler, bu mesajı biz vermeden almış durumdalar. Cumartesi günü çok büyük bir gösteri oldu. Kulağı, gözü olana bunun tesir etmesi gerekir. Ama insanların özgürlükler karşısında kulakları sağır, gözleri görmez hale gelmiş ise yapılabilecek şeylerin sınırı var. Fransız vatandaşlığına geçmiş olan vatandaşlarımızın seçimlerde etkin konumlarını göstermeleri, hangi partinin ne tutum aldığını görerek tavır sergilemeleri doğaldır.”

Sarkozy’nin şansı düşük

Dışişleri Bakanı, “Ne yaparsa yapsın ben bu seçimde Sarkozy’nin şansını düşük görüyorum. Ama tabii bu Fransız halkının bileceği bir iş” dedi.

Mektubu okur cevaplandırırız

Davutoğlu, “Sarkozy’den gelen mektubu iade etmeyi düşündünüz mü?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: “Biz, medeni usulleri iyi biliriz. Telefonlara çıkarız. Mektupları okur ve cevaplandırırız.”

Senatörlere saygısızlık

Davutoğlu, Sarkozy’nin senatörleri teker teker arayıp oylamaya katılmalarını istemesini değerlendirirken de şunları söyledi: “Bu, sunduğu tasarıya güvensizliktir. Ayrıca senatörlere duyulan saygısızlıktır. Eğer gerçekten evrensel değerlere ve hakkaniyete dayalı bir tasarı olsaydı böyle aramaya ihtiyaç hissetmezlerdi.”
vatan