Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Danimarka hükümetinin ortak sınırdaki gümrük kontrollerini 10 yıldan sonra yeniden düzenli olarak başlatma kararından seyahat özgürlüğünü kısıtlayacağı gerekçesi ile endişe duyduğunu bildirdi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Westerwelle'nin, Danimarka Dışişleri Bakanı Lene Espersen ile yaptığı telefon görüşmesinde, gümrük kontrollerinin vatandaşların seyahat özgürlüğünü kısıtlamasından endişe duyduğunu dile getirerek, seyahat özgürlüğünün Avrupa vatandaşlarının en önemli özgürlük haklarından biri olduğuna dikkati çektiği belirtildi

Espersen'in ise, gümrük kontrollerinin kişilere yönelik bir kontrol olmayacağını ve Schengen Anlaşması'nın ruhuna hiçbir şekilde aykırı olmadığını ifade ederek, bu konuda Alman hükümetini ayrıntılı bir şekilde bilgilendireceğini söylediği kaydedildi.

Açıklamaya göre Westerwelle, Berlin'de yaptığı bir açıklamada da Avrupa'da onlarca yıldan beri sağlanan gelişmelerin tehlikeye atılmaması gerektiğini, seyahat özgürlüğünün, iç politikaya malzeme yapılamayacak kadar önemli bir konu olduğunu belirtti.

AB ülkesi vatandaşlarının günümüzde özgürce seyahat edebilmesinin bugüne kadar elde edilen en önemli şey olduğunu ve bu konunun sadece Almanya ve Danimarka'yı ilgilendirmediğini ifade eden Westerwelle, bunun Avrupa vatandaşlarının özgürlük haklarıyla ilgili bir konu olduğunu, bu alanda bir gerileme olmaması için her türlü çabayı harcayacağını kaydetti.

Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir de yaptıkları ortak yazılı açıklamada, Danimarka hükümetinin aldığı kararı, özgür Avrupa fikrinin sonunun gelmesi olarak nitelendirerek, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Danimarka hükümetinin kararına sıcak bakan İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'i, Avrupa'nın temel değerleri üzerinde oynamaması konusunda uyarması gerektiğini belirtti.

Bu konuda diğer bazı AB ülkesi içişleri bakanlarının tutumunu da eleştiren Roth ve Özdemir, bu bakanların popülist tutumunun suç olaylarının ya da mülteci akımının önlenmesi ile bir ilgisi olmadığını, seçim mücadelesi ve aşırı milliyetçilikten kaynaklandığını savundu.

Roth ve Özdemir, AB'nin insani nedenlerden dolayı yardım etme sözü vermiş olduğu yaklaşık 30 bin Kuzey Afrikalı göçmen konusunda takındığı bu tavrın utanç verici olduğunu, tam aksine bu insanlarla dayanışma içine girilmesi gerektiğini kaydetti.

A.A.