Kürtlerin sürekli kandırıldığını dile getiren Emine Ayna, "1920 Yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kürtlere muhtariyet veya özerklik sözü verildi. Ancak Kurtuluş savaşından sonra bu unutuldu. Bugünkü yönetim eğe Mustafa Kemal Atatürk'ü bu devletin kurucusu ve ulu önder olarak kabul ediyorsa Kürtlere verdiği sözü yerine getirsin" diye konuştu.

DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ise, Abdullah Öcalan'ın açıklayacağı Kürt sorununun çözümüyle ilgili yol haritasının altına şimdiden imza attıklarını dile getirdi

Kürtçe pankartın yanına Türk Bayrağı asıldı

DTP Diyarbakır İl Başkanlığı 2. Olağan Kongresi merkez Bağlar ilçesinde Bağlar Belediyesi Kapalı spor salonunda DTP Eş Başkanı Emine Ayna, Diyarbakır milletvekilleri, Akın Birdal, Aysel Tuğluk, Gülten Kışanak, Selahattin Demirtaş, Siirt milletvekili Osman Özçelik ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile bölgedeki DTP Belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi.

Kürtçe yazılı "Özgür kadın arayişi ve devrimci gençlik çoşkusu ile demokratik toplumu kuralım" pankartının yanına Türk bayrağının asıldığı salonda, demokrasi ve özgürlük şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu yapılırken, salonda bulunanlar tarafından sık sık Kürtçe "Biji serok Apo-Yaşasın Başkan APO", "Şehit Namırım-Şehitler ölmez" sloganları atıldı.

"Öcalan'ın çözüm haritasına şimdiden imza atıyoruz"

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'den sonra söz alan DTP Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'ın bir ay sonra Kürt meselesinin çözümüne yönelik bir yol haritası açıklayacağını, Kürt kamuoyu ile devletin buna dikkat kesildiğini söyledi.

Bir çözüm sürecinin başladığını kaydeden Aysel Tuğluk şunları söyledi:

"Hatta bu süreç başlamıştır. Kürtçe tv bu konseptin bir sonucu oladrak gelişmiştir. Sonrasında İmralı'ya F Tipi cezaevi statüsünün geliştirileceğine dair tartışmalar var. Kürtçe dil ile ilgili bir takım açılımlar olacağı ve diğer tartışmalar bu süreçin bir parçası olarak gelişmiştir. Kürtlere diyecekler derdiniz kültürse, haklarsa alın size bir kaç hak oturun diyecekler. net ifade ediyoruz Kürt sorunu muhatapsız çözülemez, çözmeye çalışsanızda bunu gerçekleştiremezsiniz. Geliştirilecek yol harita devletin dediği gibi biz çözeriz siz karışmayın, yaklaşıyla olmaz olamaz diyoruz.

Bir defa önce 40 bin insan yaşamını yitirdi. 40 Bin ölüye yagı duyacaklar. unutmamalıyızki bu 40 bin insan, bu halkı muhatap alın, onure edin, adam yerine koyun, dinleyin, sorunları birlikte kardeşlitk içinde çözün diye öldüler. İşte bunu görmezden gelemezsiniz, yok sayamazsınız. Öyle tamam Kürtler var, hakları var ama iradelerini tanımayız diyemezsiniz. Sorun müzakerelerle diyaloğla çözülür. Oturup konuşacağız konuşmak zorundayız. Konuşarak diyolğla bu sorunu bir çözüme bağlayacağız bu kadar basit.

Evet siyaset ve diyalog dışında başka bir yol yöntem kalmamıştır. Silahlı mücadelede dönemi bitmiştir. Devlette artık bunu anlamak zorundadır. Hatta artık öyle bir sürece gireceğizki inanınki kendi askerlerini savaşa götürecek güç bulamayacaklar. Sayın Öcalan'ın açıklayacağı yol haritası tüm bu toz duman arasında ortak geleceğimizi belirleyecek, bir belge bir sözleşme olacaktır. Biz Kürtler onurlu bir gelecek adına şimdiden bunun altına imzamızı atıyoruz"

"Atatürk'ün Kürtlere verdiği söz tutulsun"

Kongre'de konuşan DTP Eş Genel Başkanı Emine Ayna ise, Türkiye'de yaşanan savaşın kökeninin çok eskiye dayandığını belirterek, bu durumun Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri devam ettiğini söyledi. Ayna sözlerine şöyle devam etti:

"Ancak son 30 yılı önemli kılan 1980 askeri darbesiyle birlikte Kürt halkının inkarını soykırıma dönüşmesiyle birlikte silahlı mücadelenin başlamış olmasıdır. Bize hep şu söyleniyor. Kürt sorununun çözümünde neden PKK, neden sayın öcalan diyorsunuz. Biz, Kürt sorunundan bahs ederken PKK'yı ve Öcalan'ı önemsediğimi söylüyoruz, kulak verilmesini söylüyoruz. Kürt halkının tarihi çok fazla derslerle doludur. Kürt halkının tarihi sürekli kandırılmalarla doludur. Hep kandırılmıştır Kürtler. Hep belli bir amaç uğruna Kürtler birlikte harekete ikna edilmiş, Kürtlerin haklarının ve taleplerinin verileceği söylenmiştir Ama, o amaç gerçekleştikten sonra Kürtlerin hakları, talepleri unutulmuştur. Bu yüzden PKK ve Öcalan önemli diyoruz. Hep şu söyleniyor Türklerle-Kürtler kardeştir. Kürt halkıyla Türk halkı omuz omuza savaşarak Türkiye'yi işgallerden kurtarıp kurmuştur. İşte o kurtuluş savaşı Kürtlerle birlikte verilirken 24 nisan 1920'de Kürt halkına bir söz verildi.

2. Kürt halkına Mustafa Kemal Atatürk en yakın çalışma arkadaslarına dedi ki, (Kürtleri tanıyoruz. Biz tüm halkların kendi kaderini tayin hakkını tanıdığımızı Dünya'ya duyurduk. Bu yüzden Kürtlerin de kendi kaderini tayin hakkı tanırız ancak bütünlük içinde. Özerklik, muhtariyet tanıyarak bu mümkündür) diyerek Kürt ve Kürt halkına döndü 24 nisan 1920'de dediki (sizin kendi kaderinizi tayin hakkınızı tanıyoruz. Sizin hakkınızı ve özgürlüğünüzü tanıyoruz ancak şu anda ülkemiz işgal altındadır önce bu savaşı kazanalım )dedi. Kürtlerle birlikte kurtuluş savaşı verildi.

1920-2009, Kürtlerin hala hak, özgürlük, hala kimliklerinin tanınması sorunu var. Mustafa Kemal Atatürk, TC kuruluşunuda bir söz vermiştir, Bu Türkiye Cumhuriyetinin sözüdür, biz böyle algılıyoruz. Eğer gerçekten Atatürk TC nin kurucusu olarak, Ulu önder olarak görülüyorsa verdiği sözü bu günkü yönetenler tutmak zorundadır"

"Kürtler PKK ve Öcalan'ı güvence olarak görüyor"

DTP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Kürtlere verilen hiç bir sözün tutulmaması nedeniyle, Kürtlerin PKK ve Öcalan'ı kendileri için güvence olarak gördüğünüde belirterek "Kürt halkı diyorki PKK ve Öcalan benim güvencemdir. Kürtler diyorki, eğer ne kadar yanlışını söylesenizde, her ne kadar bu teröristtir diye tanımlasanız da, eğer bugün Kürtçe TRT ŞEŞ'i açmak zorunda kaldıysanız, bu gün en azından Kürtler vardır diyorsanız, varlığını kabul etmek zorunda kaldıysanız, bu mücadele sayesindedir. Ben şunu biliyorum diyor Kürtler bugün PKK ve Sayın Abdullah Öcalan Bir bütün olarak tasfiye edildiğinde benim hiçbir hakkımı alamayacaksınız" dedi.

"Önemli bir süreçten geçiyoruz" diyen Ayna, "Bugün Türkiye'de bir silahlı mücadele varsa, Kürtler eline silah almışlarsa bunun nedeni 1980 askeri darbesidir. Bu anayasa değişmeli. Bizde söylüyoruz Dünya'da 21. yüzyılda silahlı mücadele hak arama yöntemi değildir. Ama Dünya'da 21. Yüzyılda böyle bir Anayasayla yönetilme yüzyılı da değildir. Eğer PKK'yı bu tekçi zihniyet var etmişse ve silahların sona ermesi isteniyorsa öncelikle, bu tekçi zihniyet ve anaya değiştirilmelidir. 15 emmuz'a kadar bir çatışmasızlık süreci var. Buna cevap verilmesi gerekiyor. Operasyonlar durdurulma, çözümün gelişmesi için öncelikle ölümler durmalıdır. Çözümün formülü demokratikleşmedir, kardeşleşmedir. Ama hakiki kardeşleşmedir. Kardeşini hor gören, yok sayan bir zihniyet kardeşlik anlayışı olamaz. Fazla bir şey istemiyoruz. Eşitlik istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Çin'dekinin bin beteri oldu"

Çin'in Sincan bölgesinde düzenlenen katliama da değinen Emine Ayna "Çin'in Sincan bölgesinde, Çin'in doğu Türkmenistan bölgesinde yaşanan olaylar ele alınıyor. Orada Çin'de Türkmenlerin dilleri inkar ediliyor. Kimlikleri inkar ediliyor. Özerk bir bölgesi var aslında, ancak oradaki halk o özerk bölgede kendilerine tanınan hakları yeterli görmüyor, daha fazlasını istiyor ve buna karşı Çin devleti katliam gerçekleştiriyor. Bunu kınıyoruz" dedi.

"Ordaki Türkmenleri çok iyi anlıyoruz" diyen Ayna, "Biz bunu hem kınadığımızı, hem çözümün ne olması gerektiğini söyledik. Hemde Kürt halkıyla benzerliklerini ortaya koyduk. Sonra bazı köşe yazarları (Nasıl benzerlik kurarlar) diye yazdı. Hatırlatırız 1993 Şırnak meydanındaki halk katliamını hatırlatırız. Aynısı yaşandı, ama maalesef bu gözler görmedi, gördüysede yazmadı. Şimdi o görüntülerin bin beteri Türkiye'nin Kürdistanı topraklarında yaşandı, ama görmediledr, görmek istemediler. Başka kanıta ne hacet. insan hakları mahkemesindeTürkiye bir köy dolusu insana insan dışkısı yedirmekten mahkum olmadı mı? Binlerce faili meçhul cinayet bu topraklarda yaşanmadımı? köyler bu topraklarda taranmadı mı? Köyler boşaltılmadı mı? Bunlar nerde yaşandı. Bunlar Çin'de yaşananlardan farklımı?. o yüzden eğri oturun doğru konuşun. Çin'de yapılan yanlıştır sonuna kadar kınıyoruz, sonuna kadar oradaki Türk halkının yanındayız, onları kendimize kardeş biliyoruz, ama burda Kürtlere yapılanlar da aynısıdır bu gerçekte kabul edilmelidir" dedi.

"Tüm Kürtler birlik olmalı"

Kürt sorununda çözümün iki adı olduğunu dile getiren Emine Ayna "Bunlardan biri ulusal birlik. Artık hiç bir Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin kenarında, kıyısında duramaz, içinde yer almalıdır. Ulusal birlik önemlidir. Demokratik Özerk Kürdistan'dan bahs ediyoruz. Bunun çalışmalarını yürütüyoruz. Projelerini başbakana, Cumhurbaşkanına veriyoruz. Üniter yapı içinde Kürtlerinde, diğer halklarında kendi kendilerini nasıl yönetebilecekleri, en adil, ama en mütevazi talebidir demokratik özerklik. Kendi kendini yönetme talebidi. İktidara endeksli olmayan, kimliğini özgürce yaşabileceği bir ortamı hedefleyen bir taleptir. İşte bu talep etrafında hep birlikte tüm Kürtler birlik olmak zorundadır. Yaşadığımız tek sorun bumu?. Biz cok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz, sosyal sorunlarımız var tüm bunların çözümü içinde Türkiye'deki diğer halklarla birlikte çatı çalışmasını, bugünkü adıyla demokratik birlik hareketini büyütmeyi hedefliyoruz. Bu ikisini en güçlü şekilde hayata geçirebilirsek inanın önümüzde hiç bir güç duramaz" diye konuştu.