Hırıltılı solunum, nefes darlığı ve öksürük gibi belirtileri olan astım, kronik bir hastalık. Ancak astım hastaları doğru tedavinin yanı sıra astım ataklarını tetikleyen etkenlerden uzak durarak sağlıklı bir yaşam sürebilir.

Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan hastalıklardan biri olan astım, gelişmiş toplumlarda daha sık görülüyor. Çevre kirliliği ve sosyo-ekonomik durum değişikliği astımdaki artışın en büyük sebepleri arasında gösteriliyor.

Astım Hastaları Metropollerde Daha Sık Atak Geçiriyor!

Astım nöbetlerini tetikleyen nedenlerden biride dış ortam yani hava kirliliğidir. Metropollerde yoğun araç trafiğinin yarattığı egzoz gazları, konutların ısıtılması sırasında ortaya çıkan karbondioksit ve diğer zararlı gazların yol açtığı yoğun hava kirliliği özellikle kış döneminde astım hastalarının yakınmalarının artmasına neden oluyor.

Mevsimsel Polenler Astım Hastalarını Olumsuz Etkiliyor!

Astım hem alerjik hem de alerjiden bağımsız olarak ortaya çıkabilir. Alerjik astıma ev tozu akarları, polenler,küf mantarları ve hayvan epitel döküntüleri gibi alerjenlere karşı duyarlılık ve sonra bunlarla karşılaşma yol açar. Dolayısıyla polenler astıma yol açan alerjenlerin bir bölümüdür. Polenler büyük moleküllü alerjenler oldukları için çoğunlukla burunda tutunarak alerjik nezleye yol açarlar. Polen duyarlı alerjik nezleli hastaların bir kısmında polen mevsiminde astım yakınmaları da ortaya çıkar ve bu durum polen duyarlı astım olarak tanımlanır.

Astım Hastaları da Spor Yapmalı!

Egzersiz, sağlıklı yaşamın olmazsa olmazları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu nedenle de herkesin egzersiz yapması gereği astımlı hastalar için de geçerli. Hastalığı kontrol altına alınmış astımlı hastalar hem günlük hayatlarını sorunsuz sürdürür hem de pek çok egzersizi yapabilirler. Astımlı olup olimpiyat madalyası kazanmış sporcuların olması bunun en önemli göstergesi. Astımlı hastaların egzersizle sorun yaşamalarına; egzersizin ağırlığı, solunan havanın ısı, nem, basınç gibi özellikleri etki eder. Bu nedenle astım hastalarına kısa sürede yoğun egzersiz yapmak yerine daha hafif veya aşamalı artan egzersizler yapmaları önerilir.

Hafif ve Orta Şiddette Astımı Olanlar Günlük Hayatlarında Çeşitli Kısıtlamalar Olmadan Yaşayabiliyor!

Hafif ve orta şiddette astımı olan hastalar hayatlarını çeşitli kısıtlamalar olmadan yaşayabilir. Düzenli olarak doktor kontrolüne gitmek, düzenli ilaç kullanmak ve astımı tetikleyen nedenlerden uzak kalmak dışında hayatlarını kısıtlayacak başka bir şey yoktur. Bugün ülkemizde ve dünyada astımlıların %90" a yakını hafif ve orta şiddette astımlıdır. Tüm astımlıların %7-10"u ağır astımlı hasta grubunu oluşturur ve bu hastalar günlük hayatlarında çeşitli düzeylerde kısıtlamalar yaşamaktadır.

“Bir Nefes Sağlık” Çalışması

Türkiye"de 25 merkezde, ağır astımlı 451 hasta ile yapılan yüz yüze anket çalışması gösteriyor ki; kontrol altında olan hastaların %75"i, kontrol altında olmayanların hemen hepsi günlük yaşamlarında ciddi kısıtlamalar tanımladılar. Bu çalışmadaki ağır astımlı hastaların günlük yaşamlarında önemli kısıtlanmalar ile karşılaşmakla birlikte daha iyi astım kontrolü ve gelecekteki tedavi seçenekleri konusunda iyimser oldukları görüldü.

“Bir Nefes Sağlık” Çalışmasının Sonuçları

Prof.Dr.Sevim Bavbek: “Bir Nefes Sağlık” çalışması ülkemizde 17 farklı şehirden 25 merkezde ağır astımlı 451 hasta ile yapılan yüz yüze anket çalışmasıdır. Çalışmaya alınan hastaların bir kısmına uluslararası kılavuzlarda gösterilen en yüksek tedavi uygulanmış, buna rağmen astım yakınmaları kontrol altına alınamamıştır. Hastaların bir kısmının ise bu tedaviler ile hastalığı kontrol altına alınabilmiştir. Ağır astım, hastanın yaşamının önceden belirlenemez olmasına yol açmaktadır. Hastalığın bu değişken özelliği hastaların sosyal hayattan izole olmasına yol açmaktadır. Buna uygun olarak bu çalışmada;

-Hastaların %80 "i otobüsler, kafeler, bekleme salonları ve alışveriş merkezleri gibi kalabalık alanlardan kaçınmak zorunda kaldıklarını ve bu nedenle de hastalığı “rahatsız edici” bulduklarını söylemişlerdir.

-Her iki gruptaki astımlıların bir bölümü de hastalıkları nedeniyle egzersiz yapmaktan, arkadaşları ile dışarı çıkmaktan, tatile gitmekten ve eve hayvan almaktan kaçındıklarını söylemişlerdir.

-Tüm bu kısıtlamalar bu çalışmaya katılan hastalarca astımın; stresli, endişe verici, zor ve korkutucu bir hastalık olarak tanımlanmasına yol açmıştır.

-Çalışmada ayrıca hastaların; ihtiyaç duyulduğunda astım konusunda uzman bir doktora ulaşmaya öncelik verdikleri, astım konusunda özelleşmiş klinikler ve halka açık yerlerde sigara yasağının sağlanmasını istedikleri görülmüştür.

Hastalığı kontrol altında olan ağır astımlılar tedavi hedeflerine oldukça yaklaştıklarını söylerken, hastalığı kontrol altına alınamamış ağır astımlılar ise şu anda bu hedefleri yakalayamadıklarını ancak gelecek 5 yıl içinde astımlarını kontrol edebilme açısından umutlu olduklarını belirtmişlerdir. Her iki gruptaki astımlıların %70" i önümüzdeki 5 yıl içinde astım için daha iyi tedavi seçenekleri olacağı konusunda iyimser görüş bildirmişlerdir.”