Astımın genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak gelişen, değişik sebeplerle aşırı duyarlılık sonucu solunum yollarının kasılması ve buna bağlı olarak daralması ile karakterize olup, geri dönüşümlü bir nefes yolu hastalığı olduğunu belirten Cinalioğlu, astımın alerjik kökenli ve hastanın yapısından kaynaklanan özelliklerle iki türde oluştuğunu kaydetti. Özellikle kış aylarında yaşanan hava kirliliğinin astımı tetiklediğine dikkat çeken Dr. Memduh Cinalioğlu “Astım, özellikle kış aylarında hava değişiminin yoğun olduğu, bahar aylarında polenlerin yoğun olduğu dönemlerde daha sıklıkla rastladığımız öksürük, hırıltılı solunum, nefeste daralma ile seyreden bir hastalıktır. Aydın"da özellikle kış aylarına hava kirliliğinin fazla olduğu dönemlerde astım ataklarıyla daha sık karşılaşılıyor. Astım rahatsızlığı bulunan hastalarımızın mecbur kalmadıkça hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde evlerinden dışarı çıkmamalarını öneriyoruz" dedi.

“EN ÖNEMLİ TEDBİLERDEN BİRİ SİGARA'DAN UZAK DURMAK"

Astım hastalığına yakalanmamak için çeşitli tedbirlerin alınması gerektiğini, ancak en önemli tedbirin başında sigara geldiğini hatırlatan BSK Aydın Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Memduh Cinalioğlu “Sigaranın yaşamdan uzaklaştırılması gerekiyor. Hava kirliliğinden de kaçınmak önemli. Alerjik yapısı olan insanların alerjenlerden mümkün olduğunca kaçınması, bahar aylarında polenlerin yoğun olduğu dönemlerde pikniklerde dikkat edilmesi gerekir. Özellikle hanımların tuz ruhu, porçöz gibi kimyasal maddelerle iç içe olması çok ciddi nefes yollarında iritasyon oluşturarak bu tip astım ataklarının oluşumuna neden olabiliyor. İş yerlerinde vernik, cila kullanan özellikle alerjisi olan insanlarda çok ciddi nefes darlıkları yaşanabiliyorlar. Bunlardan kaçınmak astım hastalığı riskini azaltır" diye konuştu.

Akciğerleri etkileyerek soluk almayı güçleştiren astım hastalığının her 26 kişiden birinin yakalandığı, oldukça yaygın bir hastalık olduğunu ifade eden Cinalioğlu, Türkiye'de astımın görülme sıklığının erişkinlerde yüzde 2-4, çocukluk çağında ise yüzde 5-8 arasında değiştiğini belirtti.