Düne kadar, ülkemizin  en çok döviz girdisi sağlayan ikinci kenti olarak anılıyordu.

Türkiye’nin batıya açılan  penceresi olan, Aydın'ımızın bu güzel ilçesi, bugün S.O.S veriyor..

Kuşadası’nda izahı güç bir garabet var.

Modern kent kimliğinden  adım adım uzaklaşıyor. 

Arabesk görüntüsüyle, şehir görünümlü bir köyü andırıyor.

“Dünya Kuşadası’nı konuşacak” gibi iddialı bir sloganla göreve gelen Belediye Başkanı Özer KAYALI da yaraya merhem olamadı.

Kuşadası'nın sorunlarını çözecek iradeyi sergileyemedi.

Adayı köy görüntüsünden kurtaramadı.

Hatta “Gelen gideni aratır” söylemini doğrular icraatlarıyla tepki topladı.

Özellikle de önceki dönemin  belediye başkanı, partidaşı Esat Altungün'ün yoğun eleştirilerine muhatap oluyor. 

Ancak Esat Altungün'ün “Oluşan bu olumsuz tabloda hiç payı yoktur” diyemeyiz.

Tabiri caiz se, O da giderayak  belediyenin içine etti.

Kuşadası KATI ATIK tesislerinin, Çevre Bakanlığı’nın destekli, AB fonlarından alınan hibe kredilerle yapıldığı malum. Ancak ARITMA için de alınması mümkün olan  aynı hibe kredilerin, Esat Altungün döneminde neden kullanılmadığı, bunun yerine neden, 25 yıl vadeli, Japon yeni kredisi borçlanıldığı, 18 milyonluk işin 41 milyona neden ihale edildiği soruları henüz yanıtını bulabilmiş değil.  

Mevcut Belediye Başkanı CHP'li Özer Kayalı’nın, belediye mülklerini satma yönündeki kararı Kuşadası kamuoyunda tahminlerin ötesinde  bir tepkiyle karşılandı.

AK Parti'yi “Her şeyi sattı” diye eleştirenlerin, borç ödemek için mülk satmak istemeleri  hem etik bulunmadı, hem de sosyal demokrasi ile bağdaştırılamadı. 

Kipa civarında  bulunan değerli bir Belediye mülkünün, SGK' ya olan borç karşılığı verildiği yönünde duyumlar var… Eğer bu doğruysa, SGK'ya borcun olmaması  gerekir…

Peki; rutin belediye hizmetleri dışında hiçbir kayda değer  proje çalışması olmayan belediye, bu borç batağına nasıl   saplanmıştır ki mülklerini satmak zorunda kalmıştır.

İller Bankası'ndaki  kredi limitleri ne zaman  dolmuştur?

Yerel bankalardan alınan kredilerin ödenememe gerekçesi nedir?

ARYA şirketine 6 milyon TL aktarılmış mıdır? Neden aktarılmıştır?

Taşeron şirketlerine her ay  2 milyon 300 bin TL ödenmekte midir?

Kuşadası halkı bu soruların yanıtını almak istemektedir…

Belki de mülklerin satılması olayına gösterile yoğun tepki bu konulardaki bilgi kirliliğinden  kaynaklanmaktadır...

Kısacası, giden de beceriksizdi gelen de beceriksiz.

Giden de ‘sosyal demokrat'tı. Gelen de ‘sosyal demokrat’

Bu kavga neyin dışa vuru mudur?

Bilen yok.

Sevgi ile kalın...