Yaşadıkları büyük aşkın ardından evlenen, ancak genç kadının ''Türkiye'de kaçak konumunda olduğu'' gerekçesiyle sınır dışı edilmesi ve ''Türkiye'ye 5 yıl giriş yasağı'' konulmasıyla bir ay önce ayrılmak zorunda kalan genç çift, şimdi birbirlerine olan özlemlerini telefon görüşmeleriyle gidermeye çalışıyor.

Bursa'da bir şirkette kuryelik yapan Yusuf Ünal (29), 3 yıl önce, aynı apartmanda oturan Arnavutluk vatandaşı olan komşularının kızı Klodiana Gerra'ya (18) aşık oldu.

''Ayşe'' adıyla hitap ettiği genç kıza 15 yaşındayken aşık olan ve aşkına karşılık veren Gerra ile evlenmek için 18 yaşına girmesini bekleyen Ünal, 3 ay önce evlendiği eşinden film senaryolarını aratmayacak şekilde ayrılmanın üzüntüsünü yaşıyor.

Ünal, 6 yıl önce işe girince bir daire kiraladığını, oturduğu binada 3 yıl önce tanıştığı Arnavut ailenin kızına aşık olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''İlk görüşte ona aşık oldum ve o da benim aşkıma karşılık verdi. Kendisine evlilik teklifinde bulundum, kabul etti. Başlarda ailesi ilişkimizi onaylamadı ama sonradan onlar da kabul etmek zorunda kaldı. Tabii, yaşı küçük olduğu için 3 yıl bekledik. Kendisi 18 yaşını doldurunca ailemin bulunduğu Ankara'nın Polatlı ilçesinde 11 Ocak 2009'da evlendik. Evlendikten sonra iki ay her şey çok güzeldi. Ancak bir gün eşimin kimlik ve ikamet işlemleri için Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine gittik. Burada eşime pasaportunda problem olduğu ve kendi ülkesine gidip işlemleri yapması gerektiği söylendi. Biz de eşimle uçak biletlerini alıp hava alanına gittik. Buradaki görevliler, ülkeye giriş kaydının bulunmadığını, kaçak konumunda olduğunu belirterek eşimi sınır dışı ettiler. Çünkü eşim 11 yıl önce babasının üzerinden Türkiye'ye giriş yapmıştı ve pasaportunun süresi geçmişti. Bu nedenle kendisine 5 yıl süreyle ülkeye giriş yasağı da konuldu.''

Bunun üzerine eşiyle birlikte Arnavutluk'a giderek konsolosluğa başvurduklarını dile getiren Ünal, şöyle konuştu:
''Başvurudan hiçbir sonuç alamayınca ben işimden olmamak için geri döndüm. O şimdi ora da teyzesinin yanında kalıyor ve çok zor durumda. Eşim her gün beni arıyor ve telefonda ağlıyor; 'beni ne zaman alacaksın, beni kurtar. Seni özledim, dayanamıyorum' diyor. Ben de ondan ayrı olmaya dayanamıyorum ama çaresizim. Evime bile gitmek istemiyorum. Onsuz evin içi bomboş. Çok güzel bir yuva kurmuştuk ama dağıldı. Yemek bile yemek istemiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Devlet büyüklerimden bize destek olmalarını bekliyorum. Sayın başbakanımızdan bize yardım etmesini istiyorum.''

Gazeteport