İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne 10 Ağustos 2010 tarihinde gönderilen bir elektronik postada, İzmir'de özellikle üniversite öğrencisi genç kızları kandırarak zengin kişilere veya üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çete olduğu iddia edildi. İhbarda, mensuplarının gözlerine kestirdikleri kızlarla önce arkadaşlık kurarak güvenlerini kazandıkları, daha sonra bir şekilde kızlarla birlikte oldukları, seks görüntüleriyle tehdit ettikleri öne sürüldü. 


Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10'uncu maddesiyle görevli dönemin Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç'ın talimatıyla Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü, çete elebaşı olmakla suçlanan Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz'ın ve yabancı uyruklu kadınların da aralarında bulunduğu kişileri takibe aldı. İzlemede, bazı muvaazzaf askerlerin gizli askeri bilgi ve belgeleri sızdırdıkları öne sürüldü.  

93 KİŞİ TUTUKLANDI

2012 yılında aralıklarla yapılan operasyonlarda 49'u muvazzaf asker toplam 357 şüphelinin ifadesi alındı. İfadeler sonrası 49'u muvazzaf asker toplam 93 kişi tutuklandı. 357 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, sanıklar için 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istendi. Üç yıl süren yargılamanın ardından 26 Şubat 2016'daki son duruşmada tüm sanıkların beraatine karar verildi. Beraat kararı kısa süre sonra Yargıtay tarafından da onandı. 

'FETÖ KUMPASI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI'

Davada 2 yıl 2 ay tutuklu kalan, 9 yıl ile ömürboyu arasında hapis cezası istemiyle yargılanan ve beraat eden 1 numaralı sanık Bilgin Özkaynak, avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya aracılığıyla, Maliye Hazinesi'ne karşı İstanbul Kartal Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 milyon lirası manevi, 3 milyon 250 bin lirası maddi, toplam 13 milyon 250 bin lira tazminat istemiyle dava açtı. Avukat Muzaffer Sevgi Sakarya, 25 sayfayı bulan dava dilekçesi ve delilerle birlikte bir klasörden oluşan başvurusunda şunları kaydetti:

"Müvekkilimiz Askeri Casusluk dosyası olarak bilinen ve İzmir'de devam ederek sonuçlanmış olan davanın en önemli sanığıdır. İsmi her zaman en ön planda yer almıştır ve örgüt yöneticisi olmaktan yargılanmıştır. Yargılama aşamasında dosyada mevcut tüm iddiaların ve toplanan delillerin FETÖ/PYD yapılanmasına bağlı emniyet görevlileri, hakim ve savcıların ortak karar ve iradeleri ile yaratılmış ve yerleştirilmiş olduğu ve dosyanın 'kumpas' olduğu ortaya çıkmıştır. Müvekkilimiz soruşturmanın başladığı sırada işinin ve çalışanların başında geleceğine ilişkin umutlarla dolu bir kişiydi. Oysa bu soruşturma ve yargılama ile hem kendisinin ve hem de tüm ailesinin yaşamı baştan sona değişmiştir. Müvekkil Bilgin Özkaynak, bu dava sebebi ile tarifi imkansız ve eşine az rastlanabilecek şekilde mağdur edilmiştir."

CEZAEVİNDE 'VATANINI SATAN KİŞİ' MUAMELESİ GÖRDÜ 

Kumpas mağduru müvekkilinin cezaevinde son derece zor günler geçirdiğini de vurgulayan avukat Sakarya dilekçesinde şöyle devam etti:

"Müvekkilimin ailesi ile geçireceği en güzel yılları elinden alınmıştır. İddianamede yazılan iftiralar gerek cezaevindeki mahkum ve çalışanlar, gerekse toplum tarafından gerçek olarak algılandığı için herkesin gözünde Vatanını satan bir kişi muamelesi görmüştür. Cezaevinde vatan haini olarak yaşam mücadelesi vermenin zorluğunu yaşamadan tarif etmek imkansızdır. Müvekkilim Özkaynak başarı bir işadamıdır. Cezaevinde kaldığı 2 yıl 2 ay ile tüm işleri alt üst olmuştur. Maddi ve manevi büyük kayıplar yaşamıştır. FETÖ/PYD yapılanmasının yarattığı büyük bir kumpas mağdurudur. Askeri Casusluk adı altında İzmir'de görülen bu davaya bakan mahkeme başkanı olan Atilla Rahman tutuklanmıştır. Tutuklanma gerekçesi FETÖ terör örgütüne mensup olmaktır. Ayrıca aynı dosyada hakim Dilek Öztürk, hakim İsmail Kurt, savcılar Mehmet Sedat Erbaş, Hüseyin Alaybay da göz altına alınmış ve meslekten de ihraç edilmişlerdir. Müvekkilimiz FETÖ/PYD yapılanmasının oluşturduğu alçakça bir kumpas ve komplo içinde kalmıştır."

İSTENEN TAZMİNAT DÜŞÜK KALMAKTA

Müvekkili Bilgin Özkaynak'un bu davada kurban seçildiğini belirten Sakarya, "Bu yaşanan tüm sarsıcı olayların asla karşılığı olamaz. İstenen tazminat miktarı, yaşananlarla ileride yaşayacakları ile bir arada düşünüldüğünde çok düşük kalmaktadır .O sebeple istenen miktar sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilemez" diyerek, 10 milyon lirası manevi, 3 milyon 250 bin lirası maddi toplam 13 milyon 250 bin lira tazminatın ödenmesini talep etti. Yargılama boyunca 2 yıl 2 ay tutuklu kalan Bilgin Özkaynak, 7 Temmuz 2014 tarihinde tahliye edildi.

DENİZCİLİK VE TURİZM SEKTÖRÜNDE

Çocuk felci nedeniyle yaşamını engelli olarak sürdüren işadamı Bilgin Özkaynak, 12 Haziran'da 2011'de milletvekili genel seçimleri için CHP'den aday adayı oldu. Kadıköy Bostancı'da 35 yıl önce kurduğu şirket ile denizcilik sektöründe hem taşımacılık hem üretim yapan Bilgin Özkaynak ikisi deniz otobüsü olmak üzere toplam 21 gemiyi sektöre kazandırdı. Filiz Özkaynak ile evli olan Özkaynak'ın bu evlilikten de bir çocuğu bulunuyor. Marmaris Yacht Marin'in sahibi ve Halikarnas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Özkaynak'ın üvey oğlu Demokan Özkaynak, 2010 yılında araç parkı yüzünden bir turizmci tarafından öldürülmüştü. Demokan, öldürülmeden bir ay önce Eren olan soyadını, mahkeme kararıyla Özkaynak olarak değiştirmişti.