Aşk ve Devrim, insan denen varlığın aidiyet duygusunu; toprağa kök salma ihtiyacını en yakıcı biçimde hissettiği gençlik yıllarını merkezine alan bir hikâyedir. Mevcut kimliklerin yetmediği ve her türden yoksunluğun, açlığın (düşünsel, cinsel, ruhsal, siyasal vb.) insan varoluşunu kemirdiği dönemlerdir bunlar. Filme ruhunu veren bu duygu ise Aşk ve Devrim ütopyasını hayata geçirmek için çıkılan yolculuktur.

1990’ların büyük karmaşasında kendine bir yol çizmeye çalışan üniversite öğrencisi Kemal, siyasal idealleri ve duygusal beklentileri arasında sıkışıp kalmıştır. Platonik bir aşkla bağlı olduğu Leyla ise, Kemal’in bu beklentilerine cevap vermekten uzaktır. Kemal, en yakın arkadaşının ölümüyle kendini bambaşka bir siyasi atmosferin içinde bulur. Kemal artık illegal bir devrimcidir. Yeraltının romantik ama bir o kadar da tehlikeli iklimi, Kemal’in “aşk ve devrim” arasında kurmaya çalıştığı dengeyi bozmuştur. Kemal’in “devrim treni” makas değiştirirken, “aşk”la arasındaki mesafe açılmaya başlamıştır.

Türkiye sinemasında ilk defa 90’lı yıllar gençliğini anlatan filmin yönetmen koltuğunda, “Sonbahar” filminin başarılı yapımcısı F. Serkan Acar oturuyor. Filmin başrollerinde Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Umut Veren En İyi Genç Erkek ve Genç Kadın Oyuncu” ödüllerini filmde canlandırdıkları “Kemal ve Leyla” karakterleriyle kazanan Gün Koper ve Deniz Denker bulunuyor. Adana’daki festivalde Jüri Özel Ödülü ve En İyi Sanat Yönetimi dallarında toplam dört ödül alan Aşk ve Devrim filmi 16 Aralık’ta vizyona giriyor.