Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'de gerçekten milletin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir anayasanın hazırlanması için yürütülen çabaları çok önemsediğini belirterek, ''Bu ülkede herkesi kucaklayacak bir anayasaya kavuşmak için önemli bir adım atılacak'' dedi.
Bağış, Birlik Vakfı üyeleriyle vakfın Çemberlitaş'taki merkezindeki düzenlenen buluşmada yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'nin dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın da 6'ncı büyük ekonomisi haline geldiğini söyledi.

Türkiye bugün belli bir noktaya gelebildiyse, diğer ülkelere örnek olabiliyorsa, batısındaki Avrupa ülkelerine genç nüfusuyla, üretimdeki artışıyla örnek olabiliyorsa, bunun, Birlik Vakfı'nın ortaya koyduğu vizyonla olduğunu kaydeden Bağış, Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanının da başbakanının da Birlik Vakfı ruhuyla yetişmiş öğrenciler olduğunu ifade etti.

Son 9 yılın kendileri için de kolay geçmediğini, büyük dirençlerle karşılaştıklarını belirten Bağış, ancak Türkiye'nin o süreçleri geride bıraktığını, yeni 27 Mayıs'ların, 28 Şubat'ların, 12 Eylül'lerin icat edilmeye çalışıldığını anlattı.

Bağış, ''Bu milletin ilerlemesinden rahatsız olanlar, bunu durdurmak için çok çabaya girdiler. İstişareyle kendi aramızdaki birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirerek, Milli Türk Talebe Birliği'nden gelen o tavsiyeleri önemseyerek buralara geldik'' dedi.

-''Arasak daha iyisini bulamazdık''-

Muhalefeti de eleştiren Bağış, ''Arasak daha iyisini bulamazdık. Çok iyi muhalefet liderleri geldi, Baykal'dan daha iyisi gelmez derken, ana muhalefetimiz bize çok daha iyisini bahşetti. Kağıthane'ye 'Kağıttepe' diyen, 'Somali'ye gidiyorum' derken Kenya'ya giden. Peygamberimizin damadının bir düşünür olduğunu söyleyerek, kendi değerlerine de ne kadar uzak olduğunu ortaya koydu. Allah başımızdan eksik etmesin. Biz kendisinden çok memnunuz. RTÜK'ten bir ricada bulunsak mı, 'Sayın Kılıçdaroğlu'nun gaflarını fazla yayınlamasın televizyonlar' diye bir düşüncem var. Çünkü yeni nesli gerçekten yanlış bilgilendirecek, onları da böyle gaf yapan bir nesle sokacak diye endişe taşıyorum'' şeklinde konuştu.
Bağış, o zihniyetin yıllarca kendilerini bu devletin gerçek sahibi olarak gördüklerini söyleyerek, ''Anlayamadıkları bir şey var. Milletin vicdanında yargılanıp müebbet muhalefete mahkum edildiler. Millet kendi değerlerine hakaret eden, kendi değerlerine kem bakan, kendi milletine 'bunlar bidon kafalı' diyen zihniyeti çoktan yargıladı ve müebbet muhalefete mahkum etti'' dedi.

-ASELSAN iddiaları-

Bağış, birkaç gündür gazetelerde, ''ASELSAN'ın hisselerinin yüzde 51'inin İsrail'e satıldığına'' ilişkin çarpık bilgilerin dolaştığını vurgulayarak, ''Bu artık hükümeti makul platformlarda eleştiremeyen zihniyetlerin iftiraya başvurma çabalarıdır. Sabahleyin Savunma Sanayi Müsteşarı'nı aradım. 'Nedir bu işin aslı?' diye sordum. 'Efendim böyle bir şey yok' dedi. ASELSAN'ın hisselerinin yüzde 85'i TSK Güçlendirme Vakfı'na aittir, geri kalan yüzde 15 hisse borsada satılır, onlarda da çok ciddi bir hisse devri yok. Türkiye'de birtakım çevreler rahatsızlar. Verdiğimiz rahatsızlık için özür dilemeyeceğiz. Türkiye şeffaflaşmaya, kalkınmaya devam edecek. Bu güzel milletin en iyisine layık olduğuna inanıyoruz'' şeklinde konuştu.

-''Bizim demokrasimizin lekeli olmaması gerek''-

Bugünkü anayasanın 18 defa değiştirilmiş olmasına rağmen halen darbe ruhunu taşıyan, içi tuzaklarla dolu bir anayasa olduğunu belirten Bağış, şöyle devam etti:
''Neden 'tuzaklarla dolu' diyorum? Kooperatiflerin nasıl yönetilmesi gerektiğiyle ilgili bilgiyi iki sayfa verirken, Meclis'in cumhurbaşkanı seçmesi için kaç kişiyle toplanması gerektiğine dair bilgi yok. Böyle bir anayasa olabilir mi? Türkiye'de gerçekten milletin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir anayasanın hazırlanması için yürütülen çabaları çok önemsiyorum. Bu ülkede herkesi kucaklayacak bir anayasaya kavuşmak için önemli bir adım atılacak. Türkiye'nin AB standartlarını yakalaması çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünkü AB'ye bakış açısı, bunu sadece bir ekonomik birlik veya siyasi birlik olarak görmek değil, bir barış projesi olarak görmesinden kaynaklanmaktadır. Bizim demokrasimizin lekeli olmaması gerek, bizim insan haklarımızda artık şüphe taşımamamız gerekiyor. AB standardında yapılan birçok çalışma, AB için değil vatandaşlarımızın standartlarını yükseltmek için yapılıyor.''

-''CHP bile yapmaz''-

Konuşmasının ardından dinleyicilerin, bazı iddialara ilişkin sorularını yanıtlayan Bağış, bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Bir dezenformasyon kampanyasıyla karşı karşıya kalıyoruz. İnternette çok sık karşılaştığımız bir soru var. Şöyle bir ithamla suçlanıyoruz. 'AB müzakerelerine başlarken 17 Aralık'ta Türkiye'nin bir belge imzaladığı, eğer Türkiye bölünürse, parçaların ayrı ayrı AB'ye üye olmasını peşinen kabul ettiğine' dair bir iddia dolanıyor. Aslı astarı yok, olamaz da. Türkiye'de kimse böyle bir kağıda imza atmayı boş verin, bunun müzakeresini bile yapmaz, konusunu bile yapmaz. Değil biz, tabiri caizse makara geçtiğimiz CHP bile yapmaz. Yiğidi öldür, hakkını ver. Onlar bile bu kadarını yapmazlar. Maalesef Türkiye'nin demokratikleşmesinden rahatsız olan kişiler, birtakım çevreler bu işin arkasından çıkıyor.''
Avrupa ile vize konusuna da değinen Bağış, ''Haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak lazım. Biz 10 yıl önce vize konusunu açtığımızda, konuyu tartışmak bile istemeyen Avrupalıların şimdi 'biz size birtakım vize kolaylıkları yapalım' demesine şahit olduk. Vize kolaylığı değil, biz vize muafiyeti istiyoruz. 1963'te imzalanan Ankara Antlaşması, Türkiye'ye yeni vizelerin konulmasını yasaklar. Ama maalesef 1980 darbesinin bu ülkeye attığı en büyük kazıklardan biri de bu vize konusudur. Darbeden sonra on binlerce insan fişlenirken, yüzlerce insan idam edilirken, binlerce insan işkence görürken, bu ülkenin evlatları siyasi sığınmacı olarak gidemesin diye Avrupalıların koyduğu vizelere göz yuman hatta teşvik eden bir zihniyet Türkiye'ye bu kazığı atmıştır'' şeklinde konuştu.