"ARTIK tahammülüm kalmadı" diyen Hüsnü Şenlendirici şu açıklamayı yaptı: "Herkes bir yerden vurmaya çalışıyor. Deniz içeride bari geride kalanı hırpalayalım mantığını anlayamıyorum. Bakın, ben asla ve asla şu üç cümleyi söylemedim. Birincisi, 'Benim adımı verme', ikincisi ise 'Deniz'e bunu yakıştıramadım' diğeri de, 'Uyuşturucu olsa beni niye almıyorlar'. Biz Deniz ile bu olaylar olmadan beş gün önce ayrıldık. Her ilişkide ayrılıklar, barışmalar olur. Ama biz, kesin olarak yollarımızı ayırmaya karar vermiştik. Bu, güçlü bir ayrılıktı. Hatta onun evinden bütün eşyalarım stüdyoya dahi gelmişti. Sonra bu olay oldu. Gözaltına alındığı günün sabahı kalktım avukat Aydın Kurban ile birlikte karakola gittik. Aydın'ı içeri aldılar beni almadılar. Ben de bunun üzerine, 'Allah Allah beni niye içeri almadılar
acaba' dedim. Söylediğim bu. 'Uyuşturucu olsa beni de içeri alırlardı' diye yazıldı. Sonra da 'Benim adımı verme' dediğim. Size bunları söylemediğimi nasıl ispat edebilirim. İnanın ben böyle şeyler söylemedim. Sonra kalktım,
çocuklarımın annesinin kuaför salonuna gittim. Bunda ne var? O benim çocuklarımın annesi. Görüşmemde de ne gibi bir kötülük var? Deniz'i gidip göremiyorum ki. Elim kolum bağlı. Söyleyin bana, Deniz'e nasıl sahip çıkmamı
istiyorsunuz? Deniz'le gözaltı süresi bitip, evine geldiği zaman konuşmuştuk. O benim çıkıp, konuşmamı istemedi. Bu sözümü de tutacağım. Bence bu kızı günah keçisi yaptılar."