Kanal 7"nin temelini Zekeriya Karaman"la birlikte atan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, kanalın kurulmasından 10 yıl sonra “şirketteki hisselerinin buharlaştırıldığı” iddiasıyla Kanal 7 aleyhine dava açtı
Ancak Kutan daha sonra davayı çektiği için hukuki süreç sona erdi.

Refah Partisi (RP) Lideri Necmettin Erbakan'ın İslami çizgide yayın yapacak bir televizyon kanalı kurulması çağrısının ardından Kutan, Karaman, Kombassan Holding'in eski patronu Haşim Bayram ve eski RP Pendik İlçe Başkanı Ekrem Baki, Yeni Dünya İletişim A.Ş.'yi kurdular.

Eşit hisse

Kutan, Karaman, Bayram ve Baki'nin şirkette yüzde 24 oranında ortaklığı bulunuyordu.

İddiaya göre Kutan, bakanlık koltuğuna oturması ve partideki görevleri nedeniyle hisselerini 1998 yılında Karaman ve Mustafa Çelik'e devretti.

Ancak Kutan 2002 yılında, yayın çizgisi AKP'ye kayan Kanal 7'de hâlâ ortaklığı bulunduğunu iddia etti. Kutan, 2003 yılında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açarak "kanalda yüzde 33 oranında hissesi olduğunu" ve "5 yıl içinde hileli işlemlerle buharlaştırıldığını" öne sürdü.

Kanal 7 avukatları, mahkemede Kutan'ın 4 Mayıs 1998 tarihinde Yeni Dünya İletişim A.Ş.'ye gönderdiği bir belgeyle, Kanal 7'nin yüzde 20'sine denk gelen 42 bin adet hissesinin, 30 bin 100 adedini Zekeriya Karaman'a, 11 bin 900 adedini ise Mustafa Çelik'e devrettiğini savundular.

İmza taklit iddiası

Kutan'ın avukatlığını üstlenen Ünal Somuncuoğlu ise, "Tüm hisselerin hiçbir hukuki ve ahlaki temele dayanmadan buharlaştırıldığını" iddia etti. Dava sürecinde SP GİK Üyesi Oğuzhan Asiltürk de Kanal 7'nin hisse devir sözleşmesinde Kutan'ın imzasının taklit edildiğini iddia ederek Kutan'a destek verdi.

Asiltürk, o dönemde yaptığı açıklamada, Kutan'ın siyasi görevleri nedeniyle hisselerini Karaman ve Çelik'e "emaneten" bıraktığını da söylemişti. Kutan daha sonra mahkemeden çekildiği için hukuki süreç sona erdi.