Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kahire'deki olayların şu ana kadar kansız bir şekilde demokratikleşmeye doğru ilerlediğini ifade ederek, '''Bizim sadece burada değil, Kuzey Afrika'daki, Ortadoğu'daki ülkelerde de, Körfez ülkelerinde de buna benzer, halkın taleplerine karşı demokrasi içerisinde, özgürlük içerisinde bu taleplerin karşılanmasına yönelik reformların yapılması, seçimlerin yapılması, yönetimde değişikliklerin olması ve bunların uzlaşmayla, diyalogla yerine getirilmesi, kansız bir şekilde yenileşmenin tamamlanması arzumuz var'' dedi.

Arınç, Mısır'ın başkenti Kahire'den canlı olarak yayımlanan TRT Haber'deki programa katılarak soruları yanıtladı.

Kahire'den Nijerya'nın başkenti Abuja'ya gideceğini belirten Arınç, Abuja'da D8 kalkınmakta olan ülkelerin Bakanlar toplantısı olduğunu söyledi. Türkiye'yi orada temsil edeceğini belirten Arınç, ''Bu sefer aktarmalı gitmek kısmet oldu. İstanbul'dan önce Kahire'ye geldim. Büyükelçiliğimizi ziyaret ettim. Birkaç saat sonra da Nijerya'ya hareket edeceğim'' dedi.

D8'in 15 Haziran 1997'de dönemin Başbakanı rahmetli Necmettin Erbakan'ın girişimleriyle kurulduğunu ve 8 ülkeden teşekkül ettiğini, daha çok Türkiye'nin öncülüğünde yürüyen bir kuruluş olduğunu ifade eden Arınç, ''Geçtiğimiz yıl zirve toplantısı yine Temmuz ayında Abuja'da yapılmıştı, Cumhurbaşkanımız katılmıştı. Bu kez Bakanlar toplantısına hükümet adına ben katılıyorum'' dedi.

''Arap dünyasında devrimler yaşanıyor. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?'' sorusu üzerine Arınç, bu olayların demokrasi arzusu olduğunu ifade etti.

Arınç, ''Halk daha çok özgürlük, daha çok demokrasi istiyor. Bunu yasal yollardan ortaya koyuyor. Kanunsuz bir eylem yok. Daha çok, belki sivil itaatsizlikle seslerini duyurmakla, taleplerini yüksek sesle haykırmakla yola çıktılar. Bütün dünya takip etti Mısır'daki gelişmeleri... Türkiye'de buna olumlu yaklaştı. Zamanın Devlet Başkanı Mübarek ile Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın görüşmelerinde 'Halkın taleplerine mutlaka kulak vermelisiniz. Bunları gözardı edemezsiniz' telkinleri yapıldı. Daha sonra bu hareketler etkisini gösterdi ve (Hüsnü) Mübarek çekildi. Yeni seçimler yapılmak üzere, yeni Anayasa değişiklikleriyle yola çıktılar. Mısır'daki, Kahire'deki olaylar şu ana kadar kansız bir şekilde demokratikleşmeye doğru ilerliyor. Bizim sadece burada değil, Kuzey Afrika'daki, Ortadoğu'daki ülkelerde de, Körfez ülkelerinde de buna benzer, halkın taleplerine karşı demokrasi içerisinde, özgürlük içerisinde bu taleplerin karşılanmasına yönelik reformların yapılması, seçimlerin yapılması, yönetimde değişikliklerin olması ve bunların uzlaşmayla, diyalogla yerine getirilmesi, kansız bir şekilde yenileşmenin tamamlanması arzumuz var. Şüphesiz bir dönüşümün sancılarını yaşıyor bu ülkeler'' dedi.

Şu anda da 30 binden fazla insanın meydanda toplandığını öğrendiğini belirten Arınç, bu insanların yeni talepler ileri sürdüğünü kaydetti.

-''UMARIM Kİ HALKIN TALEPLERİ ÇOK DAHA SÜRATLE YERİNE GETİRİLSİN''-

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Mart ayında Mısır'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Arınç, o zamanki dönüşümün liderleriyle görüşmelerin yapıldığını söyledi. Türkiye ile Mısır arasındaki hem diplomatik ilişkilerin ve hem de her seviyedeki işbirliğinin bundan sonra da artarak devam edeceği kararlar alındığını belirten Arınç, ''Şu anda Türkiye ile Mısır arasında yeni yönetim gayet güzel bir ilişki sürdürüyor. Umarım ki halkın talepleri çok daha süratle yerine getirilsin'' diye konuştu.

Arınç, ''Mübarek görevden geri çekildi. Ama başka Arap ülkelerinde geri çekilmiyorlar, onlara mesajınız ne olabilir?'' sorusu üzerine, ''Türkiye telkinde bulunuyor. Bunu benim ağzımdan ifade etmem doğru değil. Ortak çıkarlarımız olan bu coğrafyadaki ülkelerle Türkiye'nin her zaman söz hakkı olduğunu düşünüyorum, iyi niyetli yaklaşımlarda, telkinlerde bulunabileceğini düşünüyorum'' dedi.

Bülent Arınç, ''Biz Türkiye olarak görevimizi yapıyoruz. Ancak eski rejimlerin çok süratli bir biçimde dönüşmesi mümkün olamayabiliyor. Eski geleneklerin ve alışkanlıkların giderilmesi bazı ülkelerde daha çok zaman alacak gibi görünüyor'' diye konuştu.

Arınç, Dışişleri Bakanlığının bu süreçte çok başarılı olduğunu, çok esnek ve dinamik olduğunu söyledi. Arınç, ''Olayları takip ediyoruz, olayları yönlendirmeye ama iyi amaçlarla... Yani kan dökülmemesi lazım, ülkenin zenginliklerinin tahrip edilmemesi lazım, ülkenin birliğinin, bütünlüğünün bozulmaması lazım. Geçmişte yaşadığımız acı örnekleri hatırlayarak, bu ülkelerdeki reformist hareketlere telkinlerde bulunuyoruz. Türkiye görevini yapıyor, bundan herkes emin olmalı'' dedi.

''15 Temmuz'da İstanbul'da Libya ile ilgili bir toplantı olacak. Bu toplantıyla ilgili ne söyleyebilirsiniz?'' sorusu üzerine, Arınç ''Geçtiğimiz günlerde Sayın (Ahmet) Davutoğlu Libya'yı ziyaretinde Bingazi'yi temel olarak seçti. Bingazi, muhaliflerin neredeyse başkenti halinde. Biz geçici konseyi resmen tanımış olduk'' dedi. Arınç, ''Libya ile ilgili toplantının -sanıyorum ABD Dışişleri Bakanı Sayın (Hillary) Clinton'ın katılacağı toplantının- ön hazırlığı yarın başlayacak. Libya konusunu ortaya koyacak biçimde önemli bir toplantı yapılacak. Ama Suriye meselesini de Türkiye çok yakından takip ediyor'' diye konuştu.

-''SURİYE'DEKİ OLAYLARI TAKİP EDİYORUZ''-

''Suriye sınırında çok sayıda Suriyeli var, bunlarla ilgili neler söyleyebilirsiniz?'' sorusu üzerine Arınç, Türkiye'nin başarılı bir şekilde ev sahipliği yaptığını, Hatay sınırları içerisinde askerlerin de yardımıyla, Kızılay'ın kurduğu çadırlarda Suriye vatandaşlarının günlük bütün ihtiyaçlarının karşılandığını söyledi.

Suriye vatandaşları için geçici tedbirlerin alındığını belirten Arınç, Suriye'de can güvenlikleri sağlandığında, Türkiye'deki Suriye vatandaşlarının ülkelerine döneceğini ifade etti.

Suriye'deki rejimin bir an önce bu olayları sonlandıracak adımlar atması gerektiğini vurgulayan Arınç, bu konuda Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın belli bir reform programını süratle yürürlüğe koyması gerektiğini söyledi.

Suriye'de belli şehirlerde ablukaların olduğunu, bu ablukaların kaldırılarak askeri varlığın geri çekilmesi gerektiğini belirten Arınç, ''Olayları takip ediyoruz. Müdahale edilmesi gereken noktalarda Dışişleri Bakanlığımız bütün imkanlarını kullanarak müdahale ediyor. Kolay işler değil. Ama Türkiye 100 birim ne gerektiriyorsa bunun 99'unu yapacak durumda şu an'' dedi.

''Türkiye-Mısır ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Buraya yönelik ne gibi projeleriniz var?'' sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:

''Şu anda Türkiye ile Mısır arasındaki ticaret hacmi 3,2 milyar dolar, iyi bir rakam. Ve Türkiye daha çok ihraç ettiği için de karlı durumda. Yani dış ticarette biz artı noktadayız. Burada 100'e yakın Türkiye yatırımı var. Bunların içerisinde tekstilden gıda sektörüne, şişe camdan çimento fabrikasına kadar büyük yatırımlar var. Bildiğim kadarıyla şu anda Türkiyeli yatırımcıların buradaki sermaye miktarı 1,5 milyar dolara yakın. Ve bir hayli işçi çalıştırıyorlar. Bir zamanlar teşvikler olmuş o teşviklerle önce tekstil gelmiş, arkasından diğer sanayi kolları gelmiş. Burada Türk-Mısır iş adamları konseyi ve birlikteliği de var. Ortak forumlar da yapılıyor. Ben büyükelçimizle, hem ticaret ateşimizle hem de iş adamlarımızı temsil eden gruplarla da konuştum, hayatlarından memnun görünüyorlar. Daha arkasından gelmesi gerekecek şeyler var.''

Türkiye'nin Mısır ile köklü ilişkileri olduğunu belirten Arınç, Türk ailelerin Mısır'da çok meşhur ve itibarlı olduğunu söyledi. Devlet katında da vatandaş nezdinde de Mısır'da Türk, Türkiyeli ve Osmanlının yadigarı olmanın insana itibar kazandırdığını ifade eden Arınç, Türkiye ile Mısır arasında askeri ve eğitim alanında da ilişkilerin olduğunu kaydetti. Arınç, Mısır'ın 3-4 şehrinde Türk girişimcilerin kurduğu okulların bulunduğunu, bu okullarda 3 binden fazla öğrencinin okuduğunu dile getirerek, iki ülke arasında ticaret, sanayi ve gümrükle ilgili yatırımların da bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin Mısır'ın iyi bir partneri olduğunu vurgulayan Arınç, ''Onların bizde fazla yatırımları yok, biz daha iyi bir noktadayız'' dedi.

Mısır'dan Türkiye'ye 60 bin, Türkiye'den de Mısır'a 60 bin turistin gelip gittiğini belirten Arınç, Mısır'ın geçmişten kalan tarihi ve kültür varlıklarıyla turistlerin ziyaret edebileceği bir yer olduğunu kaydetti. Türkiye'nin de turizm konusunda ayrı bir şaheser olduğunu dile getiren Arınç, turizm konusundaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Arınç, 3,5 milyar dolara yakın bir ticaret hacminin gelecek için umut vadettiği söyledi.

-''MISIR ZİYARETİ DÖNÜM NOKTASI OLACAK''-

''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Temmuz ayında Mısır'ı ziyareti bekleniyor. Bu ziyareti siz nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Arınç, Başbakan Erdoğan'ın bir hafta sonra KKTC'yi ziyaret edeceğini, daha sonrasında da bir Mısır ziyareti gerçekleştireceğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan'ın hem Ortadoğu'da hem de İslam aleminde bir büyük kahraman olarak bilindiğini, özellikle Davos'taki ''One Minute'' den sonra Türklerin Başbakan Erdoğan adına büyük bir sevgiyle karşılandığını söyleyen Arınç, bölgede insanların çocuklarına Recep Tayyip Erdoğan ismini verdiklerini ifade etti.

Arınç, şöyle konuştu:

''Onu yıllardır özlemle beklenen bir kahraman olarak bağırlarına basıyorlar. Ben bir grup toplantımızın Tahrir meydanından naklen yayınlandığını biliyorum. TRT'nin Türkiye kanalından da yayımlanmıştı. Doğrudan da onlar kendi kanallarına almıştı ve büyük bir coşkuyla karşılandı bu konuşma. Bu konuşmanın öncesinde bir grup olarak sayın Başbakanımızla birlikteydik, bir Mısır halkına mesaj vermeyi düşündü, ikincisi de doğrudan Mübarek'e ve onun yönetimine mesaj vermeyi düşündü. O mesajlar insanların hala hafızalarındadır. Ve sanıyorum Mısır'daki olayların kansız bir şekilde yürümesine sayın Başbakanımızın o yapıcı konuşması vesile oldu. Sayın Başbakanımızın Mısır ziyareti burada bir dönüm noktası olacaktır. Şu son 10 gün içerisinde bu ziyaret gerçekleşir diye tahmin ediyorum.''

Arınç, program sunucusunun ''Başbakan Erdoğan bir konuşma yapacak gibi bir algılama var'' demesi üzerine, ''Yapabilir'' karşılığını verdi.

-''TÜRKİYE DONÖR ÜLKE''-

''Bingazi'ye maddi yardımda bulunduk, Mısır'a da böyle bir yardım var mı?'' sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi.

''Libya'ya 200 milyon dolar civarında yardımımız olacak. Türkiye artık yardım eden bir ülke, donör ülke. Eskiden Türkiye yardım bulmak için dolaşırdı bütün dünyada. 1 milyon dolar yardım bulduklarında sevinirlerdi. Şimdi hamdolsun biz neredeyse birkaç milyar dolar başka ülkelere yardım verebilecek bir noktaya geldik. AK Parti iktidarının muhteşem başarısının bir yönünde böyledir. Tabi Mısır'daki talep, gerçek durum nedir, maddi açıdan söylüyorum; bunlar çok kolay ifade edilebilecek şeyler değil. Biz, bir taraftan Orta Asya'yı, bir taraftan Ortadoğu'yu, bir taraftan Afrika'yı... Türkiye'nin dünyada önemli güçlü bir aktör olarak kabul edilmesi noktasında, Türkiye'nin itibarı noktasında ne gerekiyorsa onu yapacağız. Tabi buradaki yöneticilerle yapılacak görüşmelere bağlı.''

Arınç, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin her geçen gün daha da güçleneceğini belirterek, ''Türkiye ve Mısır kardeşliğinin, dostluğunun ebedi olması dileğimle bütün Mısır'a selam olsun'' dedi.

A.A.