Bursa Polisevi'nde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Arınç, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Arınç, bir gazetecinin Yasin Hayal'in avukatının, “Hrant Dink cinayetinin bir örgüt işi olduğu” yönündeki açıklamasını hatırlatarak, değerlendirmesini sorması üzerine, ayrıntılar üzerinde durmayacağını, ancak Hrant Dink cinayetiyle ilgili mahkemenin verdiği kararın vicdanları tatmin etmediğini ve hangi eksiklikleri bulduğunu daha önce ifade ettiğini anımsattı.

Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu:
“Şimdi o mahkemenin hakimi konuşuyor, savcısı konuşuyor, birbirleriyle çelişiyorlar. Yine o davayla ilgili sanık avukatları, müdahil avukatları konuşuyorlar, çelişkili beyanda bulunuyorlar. Bütün bu konuşulanlara da baktığımız zaman, bu davayla ilgili verilen kararın, bazı açılardan eksik ve hatalı olduğu göze çarpıyor. Dolayısıyla bir yargı sürecinde şimdi temyiz aşamasına odaklanmalıyız ve temyizde Yargıtay'ın bu konulara da dikkat ederek, bu dava hakkında hem hukuki hem de vicdani bir karar vermesi konusunda beklentilerimizin olduğunu söylemeliyiz. Yoksa o böyle söyledi bu böyle söyledi, bunları tartışacak bir noktada olmayalım. Ama konuşulanlara bakılırsa bir örgüt suçu veya örgütün fiili ve hukuki yönlendirmesiyle veyahut da azmettirmesiyle işlenmiş bir suç olduğu daha ağır basan bir kanaat haline geliyor. 'Bunlar kimlerdir, bu suçtaki katkıları ne kadardır?', bunları bir yargının, mahkemenin mutlaka değerlendirmesi gerekecek. Ağır cezadan çıktığına göre bütün bu beklentilerimiz şimdi Yargıtay'ın 1. Ceza Dairesi'nin vereceği karardadır. Umarım, Türkiye'ye örnek bir karar olur her haliyle yeniden bir yargılama gerekiyorsa o yapılır ve eksikler tamamlanır. Yok başka açıdan bir karar verilecekse onu da hukuki olarak hepimiz takip edeceğiz.”

“SARKOZY'NİN YÖNLENDİRMESİ VAR”
Fransa'nın başkenti Paris'te dün yapılan ve 40 bin dolayında Türk'ün “soykırım kararı”nın senatodan geçmemesi için yaptığı protesto gösterisini hatırlatan bir gazetecinin, değerlendirmesini sorması üzerine Arınç, Fransa'da cereyan eden olayı artık herkesin bildiğini söyledi.

Arınç, “Soykırım yoktur” diyene hem hapis hem de para cezası getiren bir tasarının geçtiğimiz günlerde oylandığını ve kabul edildiğini hatırlatarak, Fransız Parlamentosu'ndaki oylamaya 50 civarında katılım olduğunu, bunlardan bir kısmının çekimser kaldığını veya aleyhte oy kullandığını, ancak büyük çoğunluğun, parlamentonun onda biri kadar bir katılım ile bunun geçtiğini belirtti.

Tasarının şimdi senatoda bir safhasının olduğuna dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:

“Senatonun komisyonu bunu reddetti. İnsan haklarına ve anayasaya aykırı buldu. Ancak bunu tekrar senatoya gündem içinde getirme imkanları var. Bu da sanıyorum yarın, pazartesi günü olacak. Tabi insan hakları bakımından fikir ve ifade özgürlüğüne aykırılık bakımından yanlış olduğunu hepimiz söylüyoruz. Fransa'da pek çok entelektüel aydın ve siyasetçi de aynı kanaati paylaşıyor. Fransa iç politik sebeplerle Sarkozy'nin yönlendirmesiyle böyle bir kanunu çıkarmaya çalışıyor. Yani biz belli bir şeye inanmak zorunda bırakılıyoruz. 'Vardır' diyenleri alkışlıyorlar, 'Yoktur' diyenlerin ifade özgürlüğünü kabul etmiyor, onları cezaevine atmaya hazırlanıyorlar.

Eğer böyle bir kanun çıkarsa Fransız gazetelerinin sorduğunu ben de sorayım; Recep Tayyip Erdoğan Fransa'ya, Paris'e geldi ve 'Soykırım yoktur' dedi, ne yapacaksınız? Bunu göze almış binlerce Türk vardır, bunu göze almış binlerce Fransız entellektüeli vardır. Sadece önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ermeni diasporasının oyunu alabilmek için yapılan bu atraksiyonu Fransa Senatosu'nun da kabul etmeyeceğini düşünüyoruz.” (aa)