Saldırgan ayıların, Erzurum’un İspir ilçesi Yeşilyurt köyünde 2 kişinin ölümününe neden olması, Tortum ilçesinde bahçeden dönen karı ve kocaya saldırması, Kars’ta da bir kişinin ayı saldırısı sonucu ağır yaralanması üreticileri de tedirgin ediyor.
 
Erzurum İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Taner Bayır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda ayı ile insanın mücadelesinin önem arz ettiğini belirterek, bu konuda ciddi anlamda sıkıntı yaşandığını söyledi.
 
Ayının en çok balı sevdiğine dikkati çeken Bayır, "Arılar saldırmasına rağmen ayı o balı mutlaka yer. Ayı yıllardır Orman Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış bir hayvan. Avlanması yasak. Yasaklanmış olduğu için de insanlar bunu avlayamıyor. Ciddi yaptırımları var" dedi.
 
Türkiye genelinde özellikle Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde arıcılarla ayı arasında ciddi bir mücadelenin olduğunu vurgulayan Bayır, şunları kaydetti: "Bu mücadelenin maddi boyutu da çok fazla. Ayı ile mücadele için birçok yöntem geliştirildi. Mesela zaman ayarlı patlayan toplar. Dijital ortamda hazırlanmış fotosel olarak çalışan bazı cihazlar... Arıcılar sadece ayılardan korunmak için ciddi anlamda yatırım yapıyor. Bu da şunu gösteriyor. Arıcıların devletin koymuş olduğu kanunlara ve yasaklara ciddi anlamda uyduğunu görüyoruz.
 
Bu tedbirleri alıyorlar ama ekonomik anlamda ciddi zararları oluyor. Ayı arılığa özellikle gece saatlerinde girer. Çok ciddi zarar verir. Eliyle kovanı kaldırıyor ve hangisi ağırsa onu pençesiyle parçalayıp, balını yiyor."
 
-"ARICILARIMIZIN AYI KONUSUNDA CİDDİ SIKINTILARI OLUYOR"-
 
Ayıların arılara da zarar verdiğini dile getiren Bayır, "Hınıs’ta bir arıcımızın kovanlarına ayı zarar vermiş. Beş kovanı parçalamış. Bir sefer gelmiyor bu ayı. İki, üç günde bir geliyor. Hınıs’ın çok fazla ormanlık alan yok.
 
Ayının olmayacağı var sayılır. Ama öyle değil, orman olmayan bölgelerde de ayı kovanlara zarar veriyor" diye konuştu.
 
Devletin nesli tükenmekte olan hayvanları koruma altına alarak en güzel işi yaptığını vurgulayan Bayır, şöyle konuştu: "Ama buna da tedbir almak durumunda. Biz diyoruz ki devlet ayısını koruyorsa, ayıya da sahip çıkmalıdır. Diğer taraftan bizim arıcımıza da sahip çıkmalı. Devletin koruma altındaki hayvanın verdiği zararı da tazmin etmek zorunda. Çünkü devletin koruması altında. Onu koruyor, besliyorsak, onun zarar vermesini de engellememiz gerekiyor. Arıcılarımızın ayı konusunda ciddi sıkıntıları oluyor. Ayı kovanlara zarar vermesine rağmen, hatta hasar tespiti yapılıyor. Ama devlet bu konuda destek veremiyor. Bugüne kadar bu zararın karşılanması için hiçbir tazmin verilmedi. " Bayır, "Eskiden münferit vakalar vardı, artık rutin vakalar haline geldi. Bal dönemi başladı. Ayı da balın hasat dönemini biliyor. Günde en az 5 olaydan aşağı şikayet gelmiyor. Günlük en az beş kişinin kovanında zarar oluyor.
 
Öyle günler oluyor ki bazen 10 kişinin çok çok üzerine çıkıyor. Devlet bu konuda nesli tükenmekte olan hayvanları korusun, ama bizim arcımızı da korusun. Zararını ve ziyanının mutlaka tazmin etsin. Ya da müsaade etsin biz avlayalım" şeklinde konuştu.
 
-"ARICIMIZ DEVLETLE AYI ARASINDA KALIYOR"-
 
Arıcıların iki arada bir derede kaldığını dile getiren Bayır, şöyle dedi: "Maalesef arıcımız devletle ayı arasında kalıyor. Bir tarafta vicdanları, bir tarafta devletin koymuş olduğu yasak, bir tarafta da zararları.
 
Ayı kış uykusuna yatmadan önce mutlaka bir karbonhidrat stoku yapmak durumunda.
 
Bilim adamları da bunu söylüyor. Bu karbonhidratı da ya son dönemde olgunlaşmış meyveyle, armudu çok sever örneğin ya da bu ihtiyacı en kolay balla kapatır.
 
Özellikle bu dönemde kovanlara yoğun bir saldırı başlıyor." Arıcıların ayılardan çok korktuğunu dile getiren Bayır, "Barınakta kalıp da tuvalet ihtiyacını korkudan gideremeyen arıcılarımız var. Arıcılarımızın kovanları korumak için 9 metrekarelik barınakları var. Sabaha kadar buradan çıkamıyorlar. Çünkü ayının ne yapacağı belli olmuyor" dedi.
 
-"BENİ BOŞASAN DA DUT TOPLAMAM"-
 
Erzurum’un İspir İlçesi Yeşilyurt Köyü Muhtarı Halit Kılıç da köyün geçim kaynağının bağ, bahçe ve hayvancılık olduğunu belirterek, ayı saldırısı sonrası köyde tedirginlik olduğunu söyledi.
 
Bağ ve bahçelere önceki gibi rahat gidemediklerini dile getiren Kılıç, "Erzurum’un dut ihtiyacının büyük kısmını Yeşilyurt köyünden karşılıyoruz. Ama bu yıl ayı saldırısı hepimizi hem çok üzdü, hem tedirgin etti. Köylüler bir ses duyuldu mu ’ayı sesi’ diye korkuyor. Bunun için bu ayı saldırıları bizi çok etkiledi" dedi.
 
Tam dut dökme mevsimi olduğunu anımsatan Kılıç, şöyle konuştu: "Her yıl bu mevsimde dut toplarız. Ama bu yıl bağa, bahçeye ayı korkusuna çıkamıyoruz. Halk korkuyor. Örneğin babamın yüz dut ağacı var, toplanması gerekiyor. Her yıl hanım dut toplardı. Ayı saldırısından sonra hanım ’beni boşasan da dut toplamam’ diyor. Çünkü korkuyor. Gidip toplayanlar da beş altı aile bir oluyor. Her gün birisinin dutlarını topluyorlar. Yalnız kimse gidemiyor. Su sırası 17 günde bir bana geliyor. Hep geceleri bana geliyor. Ama ’ayı saldırırsa’ diye gece gidip bahçeyi sulayamıyorum. Burada hayvancılık yapan da var. Çobanların yaylalardan, ormanlıklardan kışlık için ot toplaması lazım.
 
Ama mera dışına kimse çıkamıyor."
 
-GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK İL MÜDÜRÜ ALTUN-
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Altun ise yaban hayvanlarının ekili araziye zarar vermesi durumunda 2090 sayılı afet yasası ve tarım sigortası kapsamında üreticilere destek verildiğini söyledi.
 
Ayının da yaban hayvanlar arasına girdiğini ifade eden Altun, "Yaban ayısının insana zararı çok az. Bilinen, öyle vahşi sıra dışı hayvanlarla ilgili...Tabii ilgili kurumlarımız vasıtasıyla gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor" dedi.
 
Devletin üreticiye destek olabilmesi için ürünlerinde zarar olması gerektiğini belirten Altun, "Bu konuda devletin üreticiye destek olabilmesi için ürünlerinde zarar olması gerekiyor. Bu zararı karşılamak için ürün zararı ya 2090 sayılı afet yasasına göre ya da tarım sigortası kapsamında ürün sigortalı olacak.
 
Bunun dışındaki zararları karşılanmıyor" diye konuştu.
 
Arı üreticilerinin ayı saldırısı sonucu bal kaybına değinen Altun, arıcıların da kovanlarını sigortalatabileceklerini belirterek, şunları kaydetti: "Arıcılarımız da ürünlerini sigortalatabilirler. Ama yabani hayvan saldırılarını önlemek için daha tedbirli davranmak zorundalar. Konakladıkları yerlerin daha güvenli olması lazım. Kendi konakladıkları yer arıları kadar güvenilir olması gerekiyor. Kişisel tedbirleri, önlemlerini almaları lazım. Bu konuda da köy yetkililerinin, ihtiyar heyeti ve muhtarların işbirliği içerisinde daha güvenilir uygun alanlar seçilmelidir." Altun, ayı saldırılarından dolayı vatandaşların bahçeye gitmeye tedirgin olmasına ilişkin olarak da "Tedbirli olmak lazım. Tabii bu tür örnekler, insanların hayati tehlikesi söz konusuysa, bu manada üreticiye olumsuz etkileri olabilir. Her zaman gerekli tedbirleri almaları kendileri için ciddi yarar sağlayacaktır" şeklinde konuştu.