Arabuluculuk hızla yaşamımıza giriyor. “İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı”nın Başbakanlığa sunuldu, referandum sürecinden sonra TBMM ne gelecek. Tasarının kanunlaşması ile iş davalarında arabuluculuk dava şartı haline gelecek. Artık hukuk sistemimiz içinde önemli kavram ve çözüm yolu olarak yer alacak.

Bu yazımızda Arabuluculuğun somut olaylarda nasıl uygulanacağı üzerinde duracağız.  

 

1)İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Taslağın yasalaşması durumunda işçi alacakları ile işe iade talepleri ile açılacak davalarda, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getiriliyor. Arabuluculuğa başvurmadan dava açılması halinde dava usulden reddedilecek. Bu nedenlerle, iş hukukundan kaynaklanan 500.000 dava, mahkeme sürecine gelmeden Arabulucuya gitmek zorunda.

Burada en çok tartışılan noktalardan biri, ekonomik ve sosyal açıdan güçlü işveren ile işçi arasındaki arabuluculuk diyaloglarının sağlıklı işlemesi noktasında toplanıyor. Özellikle İşçi Sendikaları bu yönden eleştiri getiriyor. Aslında, arabuluculuğun ne olduğu, hangi kurallara tabi olduğu bilinmiş olsa, bu tartışma belki de hiç olmayacak.

Arabulucunun, taraflar arasındaki diyalogda tarafsız olması temel bir etik kuraldır. Kaldı ki, arabuluculuk görüşmelerine katılan işçi ve işveren avukatları ile katılabilir. Bu nedenlerle, arabuluculuk görüşmeleri sırasında, işçi ve işveren özgürce, hiçbir baskı altında olmadan, vekilleri ile birlikte yer alabilecektir.

Sonuç olarak, işçi ve işverenler aralarındaki işçi alacakları ile işe iade talepleri ile ilgili her türlü sorunu arabuluculukla çözebilecektir.

 

2)Belediyeler Özel Hukuktan Kaynaklanan Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Arabuluculukla ilgili en hatalı yargılardan biri, sadece vatandaşlar ve şirketler (özel hukuk tüzel kişileri) arasındaki uyuşmazlıkların çözülebileceğinin düşünülmesi. Kamu kurumları, özellikle de Belediyeler özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarını arabuluculuk yoluyla çözebilir.

Belediyelerin, vatandaşla veya kendi işçileri ile arasında meydana gelen uyuşmazlıklarda sorun arabuluculukla çözülebilir. Burada yapılması gereken Belediye Meclisinden bir karar almaktır.

“Bunun örneği var mı?” dediğinizi duyar gibiyim.

Bursa Karacabey Belediyesi, iş kazası sonucunu yaşamını yitiren bir işçi ile ilgili olarak uyuşmazlığı Arabuluculuk ile çözümledi. Belediye Meclisinden bir karar alarak, Arabuluculuk Tutanağını imzalayarak, hukuki süreci eksiksiz olarak tamamlamış oldu.

Karacabey Belediye Meclisi’nin kararını aynen aşağıda paylaşıyorum.

arabuluculuk.jpg

 

Belediyeler, özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarını arabuluculuk kapsamından barışçıl bir şekilde çözmekle, kendi işçisiyle, hizmet verdiği halkıyla, seçmeniyle mahkemeye gitmeden dostane bir şekilde çözebilecektir.

Arabuluculukla, taraflar mahkemelerden çok daha ucuz, çok daha kısa bir zamanda çözüme ulaşabilecek. Belki daha da önemlisi insanlar aralarındaki sorunu çözerken kendilerini anlatabilecekler ve birbirlerini anlayabilecekler. Çıkan uyuşmazlıklarda, sorunun çözümü bir yana taraflar kendisini ifade edememenin, düşüncelerini anlatamamanın huzursuzluğunu yaşar. Yargıda sorun çözülse bile tarafların içinde kırık, incinmiş duygular, uzun vadeli huzuru engelleyebilir. Bu nedenlerle toplumsal barışın oluşturulması adına arabuluculuk büyük önem taşıyor. Aslında buda bizim toplumsal yapımızda vardır. Her işten veya çıkan bir uyuşmazlıktan sonra barışma aşamasında taraflar birbirlerinden helallik isteme geleneği bunun yansımasıdır.

Arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözülmesinde, toplumumuzun yüzyıllardır uyguladığı yöntemlere yakın bir uygulamayla, sorunların herkesin kazanacağı bir sonuçla çözülmesini sağlayabilecek bir yöntem. Sorunların çözülmesi kadar, sosyal ve toplumsal barışın oluşturulmasında da çok büyük bir katkı sağlayacaktır.