Dönem filmleri ve dizilerinin değişmez yüzü haline gelen Beren Saat, "apolitik nesil" eleştirisine tepki gösterdi.


Genç oyuncu, "Ben 1984 doğumluyum. Bizler 'apolitik çocuklar' olarak lanse ediliyoruz. Ama bunun böyle olmasında bizim suçumuz bulunmuyor" dedi.

“Güz Sancısı”nda Elena adlı bir Rum kızı canlandırıyorsun. Rolün hakkında neler söyleyeceksin?
- Elena benim için heyecan verici bir karakter... Bu gerçekten zor bir roldü. Umarım altından başarıyla kalkabilmişimdir.


Film için nasıl bir hazırlık süreci yaşadın?
- Öncelikle Yılmaz Karakoyunlu"nun yazdığı bu romanı okudum. O dönemle ilgili araştırmalar yaptım. Çekimler başlamadan önce olayların geçtiği Tünel"de ve Beyoğlu"nda dolaştım. Onların yaşadığı mekanlara dokunmak, o havayı koklamak gerekiyordu. Tomris Hanım da bu konuda çok yardımcı oldu.

Rumca biliyor muydun?
- Hayır ama filmde Türkçe"yi bir Rum gibi konuşmam, öyle telaffuz etmem gerekiyordu. Bunun için dersler aldım. Ayrıca Rumca konuşmam gereken sahneler de oldu.

O dönemi yaşamış olanlarla hiç temas kurabildin mi?
- O dönemi bilenlerin anlattıklarını dinledim. O dönemi yaşayanların arkadaşlarından bazılarıyla konuştum. Bu arada romanın da yazarı olan Yılmaz Karakoyunlu ile konuştuk, kendisi dönemle ilgili ayrıntılı bilgiler verdi bana. Özellikle 6-7 Eylül geceleri çok önemli... “Çocukluğumda şu olayı hiç unutmuyorum” diyerek başlayan açıklamalar benim için çok sarsıcı oldu.

Gelelim Elena"ya... 1955"in ıstanbul"unda yaşayan Elena, nasıl biri? Anlatabilir misin?
- Elena bir fahişe... Bu iş ona babaannesi (Zeliha Berksoy) tarafından yaptırılıyor. Çok ciddi travmaları var Elena"nın... O travmaları yenebilmek için büyümemeyi seçmiş. Mazisiyle yüzleşmek istemiyor. Maziden kaçıyor ve içinde hep çocuk kalmış. Aslında Elena çok da acımasız bir hayat yaşıyor. 6-7 Eylül gecesi ise sırf Rum olduğu için çok acımasız bir darbe daha yemiş oluyor.

Demek ki Elena"yı izlerken çoğumuz gözyaşlarımızı tutamayacağız...
- Evet, Tomris Hanım"ın bu senaryoyu çok iyi filme çektiğine inanıyorum. Elena tabii ki izleyenlere büyük hüzünler yaşatacak. Ancak diğer karakterler de öyle... Hatta bazılarını hikayenin içinde kaybedeceğiz. Bazıları değişerek yaşamayı sürdürecek. Hayat ve siyasi gündem hepsini değiştirecek ve bu da seyirci için üzücü olacak.

“Hatırla Sevgili” dizisindeki pek çok oyuncu “Güz Sancısı” filminde de oynuyor. Bunlardan biri, dizide “Necdet” olarak izlediğimiz Okan Yalabık mesela... Sinema filminde eski dostlarla olmak senin için avantaj mıydı?
- Rol arkadaşlarınla önceden tanışıyor olmak elbette büyük bir avantaj... Tomris Hanım bizi tanıyor, biz onu tanıyoruz. Diğer oyuncular da keza... Ama Okan Yalabık"la biz bu filmde pek karşılaşmıyoruz. Sanırım film boyunca belki aynı kadraja bile giremeyebiliriz. Okan, filmdeki Behçet"in en yakın arkadaşı... Ben de Behçet"in komşusuyum.

Beren Saat tarih sever mi?
- Evet, seviyorum. Bence tarihi sevip sevmemek biraz da öğretmenlerle ilgili... Ben şanslıydım ve tarihi çok iyi anlatan, sevdiren öğretmenlerim oldu. Ancak bizler “apolitik çocuklar” olarak lanse ediliyoruz. Ama bunun böyle olmasında bizim suçumuz bulunmadığını düşünüyorum. Çok okumamız gerekiyor. O dönemleri iyi öğrenmemiz gerekiyor. Ben şimdi Elena"yı oynarken romanı okumuş herhangi bir genç kıza göre çok daha fazla şey öğrenmiş olacağım.

Bize yine "tarafsınız" diyecekler


Film vizyona girince size “tarafsınız” diyebilirler...
- Desinler... “Hatırla Sevgili”de de taraf olduğumuz söylenmişti, bu filmde de aynı şeyi söyleyecekler. Söylesinler. Çünkü bir şeyi anlatacaksanız, elbette taraf olacaksınız. Bunun başka türlü olması mümkün değil ki. Burada önemli olan gençlerin bazı şeyleri öğrenecek olmasıdır. Gençler “Bu da mı oldu?” diyecekler. “Hatırla Sevgili” dizisinde başbakanını asmış bir ülke olduğumuz hatırlatıldı. Masumlaşan suçluları tanıttık. Tomris Hanım"ı bu bağlamda çok takdir ediyorum. Ve bu filmde seyirciyi yine sarsacağız.

Bu gerekiyor galiba...
- Kesinlikle gerekiyor. Umarım ki bütün bunlar müfredatlarımıza da girecek ve bundan sonraki nesiller de bu olaylarla yüzleşip her şeyi öğrenecek.