Cengiz Çandar, Habur süreci devam etseydi Abdullah Öcalan'ın 5 yıl sonra serbest bırakılacağını ileri sürdü...

Radikal yazarı Cengiz Çandar dokuz ay boyunca Türkiye devletinin yetkilileri, PKK yöneticileri, Irak Kürdistanı'nın ileri gelenleri, doğu'da ve batıda her kesimden Kürt aydınları ve siyasetçileriyle yüz yüze görüşüp; yerli yabancı bütün yayınları tarayıp, etnik kökenli isyanların gelişmiş dünyada nasıl çözüldüğünü örnekleriyle inceleyip, Kürt sorununun çözümü için Türkiye'ye bir yol haritası hazırladı.

TESEV Demokratikleşme Programı'nın "Dağdan İniş - PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorunu'nun Şiddetten Arındırılması" raporunun taslak hali yayımlanmıştır.

Çandar, cuma günü kamuoyuna sunulan, TESEV için hazırladığı "Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır" başlıklı Kürt raporunda, Kandil'i, Öcalan-devlet görüşmelerini, Kürtlerin ne istediğini, PKK'nin gerçekte ne olduğunu ve neler yapılırsa PKK'lilerin dağdan ineceğini perde arkası olaylarla anlatıyor. Kürt sorununun gerçekte ne olduğunu, PKK'nin ve Öcalan'ın konumunu, devletin hamlelerini ve siyasilerin hesaplarını ortaya döküyor.

Herşeyden önce PKK'nin bir terör hareketi değil, bir halk isyanı olduğunu, Öcalan-PKK-BDP-KCK'nın birbirinden ayrılmaz yapılar olarak, tarihin en büyük Kürt isyanının değişik yüzlerini oluşturduğunu ve Kürt sorununun ancak bu ön kabullerle çözülebileceğine dikkat çekiyor.

Taraf yazarı Neşe Düzel de, bugün Çandar ile yaptığı görüşmeyi gazetesinde yayınladı. Raporunda dile getirdiği çok çarpıcı konuları röportajda da anlatan Çandar "Habur'da başlayan süreç devam etseydi Öcalan 5 yıl sonra serbest kalacaktı" diyor.

İşte Neşe Düzel'in yaptığı Cengiz Çandar röportajından satırbaşları:

PKK'NIN HESABI NE?

Yönetimde çok ağırlıklı bir grup, "Türkiye'de artık silahlı mücadelenin gereği kalmadı, Türkiye, AB'ye doğru yol alıyor. Ayrıca bölgeye ABD geldi. Onun sağladığı ortamda Irak'ta bir Kürt yönetimi oluşuyor" diyorlar. Bu çizgi PKK içinde çok güçleniyor ve PKK çatlıyor. Bu bölünmeyi gidermenin yollarından biri de silahlı mücadeleyi canlandırmaktır. Nitekim o oluyor.

KÜRT AÇILIMI NEDEN BİTTİ?

Habur büyük bir kaza oldu. Murat Karayılan'dan İçişleri Bakanı'na kadar birçok kişiyle konuştum. Çıkardığım sonuç, devlet organları arasında eşgüdüm yoktu. Sadece devlet organlarında değil hükümetin kendi içinde de bir eşgüdüm yoktu. Bir amatörlük felaketiydi Habur. Ortak bir devlet aklı ve yol haritası olsaydı, Habur bitmezdi. Oysa Habur, kademeli olarak dağdan iniş sürecinin başlamasının ilk adımıydı. Arkasından yeni adımlar gelecekti.

NE GİBİ ADIMLARDI BUNLAR?

Bazı yasal düzenlemelere paralel olarak dağdan inişler ve Avrupa'dan gelişler birleşecek ve genel bir affa doğru gidilecekti. İşler rayında giderse Apo beş yıllığına ev hapsine çıkarılacak ve PKK'nin 60-65 yöneticisi de Irak Kürdistanı'nda beş yıl ikâmet edeceklerdi. Ve, herşey yolunda gitseydi, Öcalan beş yıl sonra serbest kalacaktı.

PEKİ, KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEKTE YENİ ANAYASA YARDIMCI OLABİLİR Mİ?

Bütün beklenti oydu. Öcalan'la yapılan görüşmelerin odaklandığı nokta seçimlerden sonra yeni bir anayasa yapılacak olmasıydı. "Yeni anayasa sürecine siz de katılacaksınız ve yeni bir Türkiye'ye doğru gideceğiz" dendi. Yeni anayasadan murat edilen buydu. O yüzden seçimler çok önemliydi ve Öcalan seçimlere dek örgütünü kontrol etti. Fakat ne olur ne olmaz diye ikili bir dil kullandı. "Ya büyük uzlaşma ya büyük savaş" dedi.