Okulların tatil olmasıyla çocuklar okulun sıkıcı ortamından, öğretmenin ve kısmen de ailenin ders çalıştın çalışmadın baskısından kurtuldular ve kısa süreli de olsa özgürlüklerine kavuştular.

Tatil yaptıkları biliniyor ama kendileri ile baş başa kaldıklarında ne ile meşguller.. bir yılın yorgunluğunu nasıl atıyorlar.. onların deyimiyle kafayı nasıl dağıtıyorlar..büyükler farkında mı acaba?

Ya da okul dönemlerinde ders çalışma, sınav kazanma adına mesela en son model bir telefona kavuşma gibi ne sözler aldılar da tatille birlikte onu elde etmenin keyfini çıkarıyorlar?

Yoksa annelerinin, babalarının ya da dedelerinin bilgisayar veya cep telefonu kullanmayı kendilerine öğretme isteği karşısında can sıkıntısı ile ofluyor, püflüyorlar mı?

Şaka bir yana büyükler bilgileri ve hayat tecrübeleriyle bu güne kadar küçüklere öğretmenlik yapmışlardı.

Bu gün ise sadece bizde değil dünya genelinde çocuklar biz büyüklerine bilgi teknolojisinin öğretmenliğini yapıyor. Bu,bu güne kadar görülmemiş bir şey.

Henüz üç yaşına bile basmamış günümüz çocukları bilgisayar, mobil telefon kullanımında büyüklerden daha bilgili..bu bir gerçek.

Artık öğretmen, hoca, üstat bilgiye sahiplikte otorite olmaktan çıktı. Çünkü her türlü veri dijital cihazlar yardımıyla kolay elde edilir.. internet sistemiyle hızlı erişilir hale geldi.

Eskiden kütüphanemizi süsleyen ansiklopedilerden, klasiklerden günümüz kitaplıklarında artık eser yok. Çünkü kütüphane dolusu kitabın ihtiva ettiği bilgileri insanlar bir flashe bellek içinde artık cebinde taşıyor.

Devrim niteliğindeki bu buluşlar klasik öğrenme ve öğretme şekillerini değiştirmekle kalmadı çocukların hayallerini ve beşeri ilişkilerini de etkiledi.

Öğretmen sınıfta ders anlatırken mobil telefonda öğrenci anlatılanların doğru olup olmadığını kontrol ediyor. Yanlışlıklar anında öğretmenin yüzüne vuruluyor.

İnternet o kadar hayatımızın bir parçası haline geldi ki, bir saat kesilmesi bile insan ve devlet hayatının felç olmasına yetiyor.

Hele gençler aynı evde, odada, sırada yan yana otururken bile haberleşmede konuşma yerine mesajlaşmayı tercih ediyorlar.

Bilgisayarın başına geçen, telefonunu eline alan bu dünyanın gerçeklerini bir yana bırakıyor madde bağımlılarının halüsinasyon görmesi gibi hayallerle süslü sanal dünyada yaşamaya başlıyor.

Çocuklar yaşlarının bir gereği seyrettiği oyun ya da dizilerdeki karakterlere bürünür, kendilerini onlarla özdeşleştirir.

Ardından onlar gibi yemeye, içmeye onlar gibi hareket etmeye, onlar gibi konuşmaya hatta anne babalarına o karakterlerin adlarıyla hitap etmeye başlar.

Bir süre sonra da sanal âlemin dayatmasıyla bir madde bağımlısı gibi toplumdan ve çevresinden uzaklaşarak tozpembe hayallerle süslü gerçekliği olmayan bir dünyada yaşar hale gelir.

Bu gün bunlar fazlasıyla yaşanıyor ancak ileride ne olacağından habersiz büyükler olaya gülüp geçiyor.

Daha da vahimi internete bağımlı çocukların kelime haznesi, konuşma yeteneği gelişmiyor. Doğru dürüst ne konuşabiliyor ne de ne denileni algılayabiliyor.

Anlattıklarımdan bilgisayara, mobil telefona ve internet kullanımına karşı olduğum anlamı çıkarılmasın.

Bu gün bir eğitim, öğretim metodu haline gelen bilgisayar ve interneti her ne maksatla olursa olsun yasaklamak doğru olmadığı gibi mümkün de değildir.

Söylemek istediğim, insanların bu cihazları kullanmasına değil bu aletlerin insanları kullanarak beyinlerini esir almasına, iradelerine ipotek koymasına, böylece onları her türlü etkiye açık güdülecek bir koyun sürüsü haline getirmesinedir.

Gençliğe interneti yasaklamak doğru olmadığına göre yapılması gereken iş kontrollü kullanımlarını sağlamak ve alınacak tedbirlerle bağımlı hale gelmelerinin önüne geçmektir.

Bu konuda da görev iki kuruma düşer. Okul ve aile…

Okullar öğretici programlarla gençleri internet ortamından uzaklaştırarak bağımlı hale gelmesinin pekâlâ önüne geçebilirler.

Mesela okul aile birliğinden alınacak destekle okul kütüphaneleri daha zengin hale getirilebilir.

Açık tutulmakla boş vakitlerini öğrencilerin burada kitap okuyarak geçirmeleri sağlanabilir. Öğrencinin okuduğu kitaplar öğretmenlerce notla değerlendirebilir.

Spor etkinliklerine katılmaları programlanabilir.

Çeşitli fikir ve düşünce kulüpleri kurulur.. her öğrencinin bir grubun üyesi olması sağlanır ..gruplar arası yarışmalar, paneller düzenlenebilir.

Konferans vermek, söyleşide bulunmak üzere fikir adamları ve sanatçılar okula davetle öğrencilerle buluşturulabilir.

Aileler de çocuklarının boş zamanlarını sanat, spor ve kültürel etkinliklerle geçirmelerine yardımcı olabilir, onların dikkatlerini başka alanlara çekebilirler.

Mesela boş zamanlarını bir çalgı aleti çalarak, resim yaparak, bireysel sporlarla uğraşarak geçirmelerini sağlayabilirler.

Ne bileyim evde bütün aile günün bir saatini okumaya tahsis edebilir.

Bunların çok kolay olmadığının farkındayım. Ancak bilinçli ve kararlı bir şekilde mücadele edilirse sonuç alınabileceğini de düşünüyorum.

Bunda da en büyük iş anne ve babalara düşüyor.

Yoksa bu dünyada en değerli varlıkları, çocuklarını göz göre göre hem de kendi elleriyle bir madde bağımlısı yapar gibi pembe hayallerle süslü sanal alemin tutsağı yaparlar.

Benden hatırlatması…