İstanbul ve Lefkoşa da bu söylentiden son derece etkilenmiş durumdalar.

Söylenti, Türkiye"nin KKTC"ye atayacağı Büyükelçi konusunda.

Ankara"da Başbakanlık binasında başlayıp, önce Dışişleri"ne sıçrayan, sonra Lefkoşa"da konuşulan, en son da İstanbul"u etkisi altına alan bu söylentiye göre;

AKP hükümeti, yine radikal bir karara hazırlanıyor;

KKTC"ye Büyükelçi olarak, bir diplomat değil, bir vali atanacak.

Üstelik bu vali de öyle sıradan biri değil;

Atanması düşünülen kişi, İstanbul Valisi Muammer Güler…

Söylenti gerçekleşirse, Türkiye ve KKTC bürokrasi temelinden sarsılacak.

Neden mi?


İşte Güler"in Lefkoşa"ya Vali atanması ve bunun etkileri konusundaki söylentiler;

AKP, DIŞİŞLERİ"NE DE EL ATIYOR

En büyük korku, Dışişleri Bakanlığı"ndaki diplomatlarda.

Çünkü, AKP hükümetinin yurtdışındaki bir Büyükelçilik görevine, diplomasi dışı birini ataması, belki de “benzer kararların” ilkini oluşturacak.

Türkiye"de yasalar uyarınca, Büyükelçileri Cumhurbaşkanı atıyor. Büyükelçi olmak için de en az 1. derecede devlet memuru olmak gerekiyor.

Ancak Büyükelçi atamalarında, “mutlaka Dışişleri Bakanlığı"nda görev yapmış olma şartı” bulunmuyor.

Nitekim, daha önce de, Dışişleri Bakanlığı dışından üst düzey devlet memurları, “Büyükelçi” sıfatıyla, Türkiye"yi temsil etmek üzere yurtdışına atanmıştı.

Mesela, KKTC"ye daha önce de bir Vali, Cahit Bayar, 1990"lı yıllarda Büyükelçi olarak atanmış ve burada görev yapmıştı.

Yine Merhum İsmail Cem"in Dışişleri Bakanlığı"nda, bir başka üst düzey bürokrat, DIE Başkanı Orhan Güvenen"i, OECD nezdinde Türkiye Büyükelçisi olarak atamıştı.

Vali Muammer Güler"in KKTC"ye atanması halinde, AKP hükümetinin devlette birinci derece devlet memuru kıdemine ulaşmış, kendisine yakın bazı üst düzey bürokratları, başka yerlere Büyükelçi olarak atamanın yolunu da açmış olabileceği konuşuluyor.

Dışişleri"ndeki söylentilere göre ise, Güler"in atanmasına karşı Bakanlık diplomatları ciddi bir cephe açılmış durumda. Diplomatların atamaya karşı çıkarken kullandıkları en büyük gerekçe ise, Güler"in İngilizce durumu. Kıbrıs"ta barış müzakerelerinin yeniden başladığı, Türk ve Rum liderlerin yeniden bir araya geldikleri bir dönemde, İngilizce olarak yapılan müzakerelerin yakından izlenmesi, ayrıntıları çok önemli. Bu nedenle, bugünlerde Lefkoşa"da, “hem Kıbrıs sorununu çok iyi bilen, hem de İngilizce"ye çok hakim bir Türkiye Büyükelçisi atanması gerektiği” konusunda bastırıyorlar.

Ama asıl endişenin, Güler"in Lefkoşa"ya atanmasından çok, bunun bir örnek olup, yurtdışı temsilciliklere, diplomasi dışı üst düzey bürokratların atanması olduğu konuşuluyor. Kısacası Dışişleri Bakanlığı, bugüne kadar hangi hükümet gelirse gelsin, koruduğu “dokunulmazlığının” elinden alınmasından ürküyor.

RUMLAR"A VE DÜNYAYA MESAJ MI?

Hükümetin Vali Güler"in atama kararının altında yatan nedenlerden biri olarak da, hem Rumlar"a, hem de tüm dünyaya “mesaj verme isteğinin” bulunduğu da söylentiler arasında.

Bir “valinin” KKTC"ye, üstelik böylesine kritik bir dönemde atanması, Ankara"nın tüm dünyaya “görüşmeler başarısız olursa, KKTC"yle bütünleşiriz” mesajı oluşturacak. Bu bütünleşmenin ilk işareti de, “Büyükelçilik” görevine bir “valinin” atanması olacak. Kıbrıs"ta barış görüşmelerinin başarısız olması, Türkiye"nin AB üyelik sürecini de derinden etkileyecek, hatta belki de müzakerelerin askıya alınmasına yol açabilecek. Ankara böyle bir adımla, müzakerelere sürekli engel yaratan Rumlar"a, Yunanlılar"a ve tüm AB"ye, “ben de karşı tutumumu alıyorum” mesajı verebilecek.