Bir çok batılı ekonomi eksi büyürken ve daha önemlisi yatırım yapamaz hale gelirken 18 dönemdir kesintisiz büyüyen ve yıllardır özlemini çektiğimiz; yerli gemi, tank, helikopter yapımı ile birlikte batının önünü kesmeye çalıştığı havalimanı, 3.köprü ve Kanal İstanbul gibi projelerin hayata geçirilmesi aşamasında Gezi, 17 ve 25 Aralık'tan sonuç alamayanlar bu sefer de Doğu’daki kirli savaşın devamı senaryosu için düğmeye bastılar.

1-2 aydır lokal olaylarla Doğu’da eskiye dönüş provaları başladı. Yol kesmeler, karakolları ateşe vermeler ile devam etti. Tarihinde hiç görülmemiş bir cesaretle Kürt kadınlarının evlatlarına sahip çıkma hareketi birilerinin fena halde moralini bozdu. Bu olay çok önemli ve bu olayların bitmesini gerçekten isteyenler için desteklenmesi gereken bir hareketti. Her şeyi bahane edip sokaklara dökülen, destekleyen Beyaz Türk ve Kürtler bu yürekli anneleri yok saydı, kulak tıkadı.

İnsanların daha fazla gözlerinin açılmasını istemeyenler olayları hızlandırmak için bayrak indirme operasyonu için düğmeye bastı. Çünkü o haini direğe çıkaranlar biliyordu ki;

-Hain vurulsa; Doğu daha da karışacak, belki de kitlesel ölümler olacak,

-Hain vurulmasa; Batı’da bayrak üzerinden istismarlar olacak.

Bıçak sırtı bir durum, her iki durum da işlerine geliyor. Asıl amaç belli;

1-Kürt petrolünün sevkiyatı başladı, bu durum kimleri kızdırıyor.

2-Etkinliğinin azaldığını düşünen terör örgütü aslında çözüm sürecini  bozmak istiyor,

3-Doğuda CHP ve MHP yok, AK Parti’nin olması da istenmiyor. Özellikle Başbakan ile Kürt vatandaşları arasına nifak sokulmak isteniyor,

4-Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde;AK Parti adayına Kürt oylarının gitmesinin tedbirleri alınıyor,

5-Tabii ki ana amaç; çözüm süreci bitsin, kirli savaş yeniden başlasın, her gün batıya şehitler gelsin, Doğu’da cenazelerde olaylar çıksın, ülke tümüyle içine dönsün, büyük projeler dursun.

Ancak böyle olursa bir daha çözümden bahsedilemez. Çünkü AK Parti’den başka çözüme yanaşan yok. Bir ana muhalefet düşünün; fi tarihinde hazırladıkları Kürt Raporu’nun madde sayısını bilmiyor, evde unuttum bilseydim yanımda getirirdim diyor. Diğer muhalefet partisi hiç olmazsa baştan beri bu sürece karşı olduğunu açıkça söylüyor.

 

MHP’nin bayrak hassasiyetini anlayabiliriz. Ancak Gezi’de bölücü örgütle ve onun sözde bayrağı altında beraber eylem yapanların,bayrak hassasiyeti, timsahın göz yaşları ve istismardan başka bir şey değil.

Türkiye tekrar kirli savaşa devam etsin, bütün maddi manevi enerjisini bu işe harcasın diye içte ve dışta el ovuşturanlar; İnşallah bu sefer istediğiniz olmayacak.

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!