Hal böyle olunca, yatırımcının güvenli bir liman olarak gördüğü ve bir yılda değerini neredeyse ikiye katlayan altınla ilgili her gün yeni bir senaryo gündeme geliyor. Kimileri önümüzdeki yıl altın fiyatlarının düşeceğini, kimi de tam tersi yükseleceğini savunuyor.

Tüm bu tartışmalar arasında en çarpıcı yorum geçen gün Bloomberg'de yayınlanan bir makaleden geldi. Habere göre, dünyadaki merkez bankalarının yeniden altın alımına başlaması, bu değerli madenin geçmiş performansı göz önünde bulundurulduğunda en büyük satış sinyali olabilir.

Haberde, dünyadaki altın rezervinin yüzde 18'ini elinde bulunduran merkez bankalarının, değerli madenin fiyatının rekor seviyeye eriştiği bu dönemde altın rezervlerini genişletmek için alıma başladığı ve satış sinyali verdiği belirtildi. Merkez bankalarının, bu yıl içinde 15.5 milyar dolar tutarında 13.8 milyon ons altın alması beklendiğine ve bunun da 1988'den beri gerçekleşecek olan ilk net rezerv artışı olacağına dikkat çekildi.

ALIM DEĞER KAYBINA YOL AÇMIŞTI

Ons fiyatının 20 yılın en düşük seviyesi olan 251 dolara gerilediği 1999 yılından bu yana yaklaşık olarak 4.880 ton altının satıldığının altını çizen makalede altın fiyatlarının 2001'den bu yana toparlanmaya başladığı ve 3 Aralık 2009 tarihinde de tarihi rekorunu kırdığı da belirtildi.

Merkez bankaları bu şekilde net rezerv alımını en son 1988 yılında gerçekleştirmiş ancak altın fiyatları o yıl yüzde 15 değer kaybetmişti. İsviçre ve İngiltere Merkez Bankaları'nın ellerindeki rezervler azaltmaya başlamasıyla düşen altının ons fiyatının tekrar aynı seviyelere çıkması ise 15 sene sürmüştü.

EN UZUN SOLUKLU YÜKSELİŞ

Bloomberg, altında benzer durumun, değerli madenin fiyatında 1948 yılından beri en uzun soluklu yükselişi yaşandığı bu dönemde yeniden görüldüğüne dikkat çekti. Analizde, bu nedenle Hindistan, Çin ve Rusya Merkez Bankaları'nın alımlarının önemli olduğuna vurgu yapıldı. Analizde konuyla ilgili değerlendirmelerine yer verilen ABD yönetimin eski ekonomi danışmanlarından Peter Morici şunları kaydetti: "Merkez Bankaları yatırım yapan kurumlar değildir. Bu hamle ABD ekonomisine duyulan güvenin azalması ve doların uzun süre rezerv para olarak kullanılacak kadar dayanıklı olmasının sorgulanmasından kaynaklanıyor." Altında benzer bir dönem de 1980 yılında yine ülkelerin altın rezervlerin artırmasıyla yaşanmış ve o yıl altının ons fiyatında görülen 850 dolar seviyesi ancak 28 yıl sonra geçebilmişti.


"DAHA DA YÜKSELİR" İDDİASI

Bazı kaynaklarsa altındaki yükselişin 2010'da da devam edeceğini savunuyor. Örneğin Kapalıçarşı Esnafları Derneği Başkanı Hasan Fırat, ''Altın fiyatları biraz geriledi ama ocak ayından itibaren tekrar tırmanışa geçerek altının onsu 1400-1500 doları bulabilir'' diyor.

Altının hızla yükseldiğini anımsatan Fırat, ''Altın fiyatları biraz geriledi ama ocak ayından itibaren tekrar tırmanışa geçerek altının ons'u 1400-1500 doları bulabilir. Her gün bozdurmak için altın geliyor. Eskiden satardık şimdi alıyoruz. Şu anda Anadolu'dan hurdaya günde 500 kilogram altın geliyor. Kriz derinleştikçe bu rakam 2 tona kadar çıkabilir'' diye konuşuyor.

ALTIN FİYATLARINI YÜKSELTEN 7 SEBEP

Reuters da son zamanlarda altında yaşanan yükselişi 7 temel nedene bağlıyor. İşte Reuters'e göre altının piyasasındaki canlanmanın arkasındaki temel sebepler:

1. YATIRIMCILAR: Yatırım fonlarının son yıllarda altının da dahil olduğu emtialara gösterdiği ilginin artması, altın fiyatının tarihin en yüksek seviyelere çıkmasını tetikleyen temel nedenlerden biriydi. Altının güçlü performansı, yeni oyuncuları çekti ve altın piyasasında daha fazla para akışının yaşanmasına neden oldu.

2. ABD DOLARININ ZAYIFLIĞI: Altının gidişatına kur piyasasının büyük etkisi oldu. ABD doları değer kaybettikçe, altın yükseldi. ABD para biriminin yaşadığı düşüş, ellerinde farklı para birimlerinin rezervlerini bulunduranlar için dolarla altın satın almayı daha ucuz hale getirdi.

3. PETROL FİYATLARI: Altın her zaman ham petrol fiyatlarıyla güçlü bir ilişki içinde olmuştur. Değerli metal petrolün tetiklediği enflasyonun etkilerini azaltmak için kullanılabiliyor. Ham petrol fiyatlarının artması aynı zamanda bir varlık sınıfı olarak emtialara olan ilgiyi de artırır.

4. SİYASİ GERİLİMLER: Değerli metal herkes tarafından "güvenilir bir liman" olarak görülüyor. Belirsizlik zamanlarında ise herkes altın satın almak için kapışır. Bombalı saldırılar, terör saldırılar ve cinayetler fiyatların yükselmesine neden olabilir. Finans piyasalarında yaşanan şoklar da benzer bir etkiye sahip olabilir.

5. MERKEZ BANKALARI VE ALTIN REZERVLERİ: Merkez Bankaları altını rezervlerinin bir parçası olarak tutar. Bu yüzden merkez bankalarının altın alım satımları da fiyatları etkileyebilir. 7 Ağustos'ta, 19 ülkenin merkez bankalarından oluşan bir grup altın satışlarına sınırlandırma getiren anlaşmayı yenilemeye karar verdi. Anlaşma ilk olarak 1999 yılında imzalandı ve 2005'te beş yıllığına yenilenmişti. Anlaşmada, yıllık satışların 400 tonla sınırlı kalmasına karar verildi. Eylül ayında geçerliliğini kaybeden 2004'teki anlaşmada sınır 500 ton olarak belirlenmişti.

6. RİSKİ AZALTMA: Birkaç yıl önce, altının ons fiyatı 300 dolar seviyesindeydi ve altın üreticileri ileriki dönemlerde elde edecekleri ürünleri ileriki bir tarihte teslim etmek üzere sattı. Ancak altın fiyatlarının yeniden yükselmesiyle birlikte, yaptıkları ön satışlardan zarar ettiler ve altının artan fiyatından faydalanmak için "hedging" adıyla bilinen önceden tedbir amaçlı satışlarını geri çekmeye başladı. Yaşanan bu geri çekişler, piyasa duyarlılığını artırıp, altın fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.

7. ARZ VE TALEP: Arz ve talep genellikle altın fiyatlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaz. Çünkü dünya üzerindeki stoklar yıllık üretiminin yaklaşık 60 katına denk gelmektedir. Altın diğer emtialar gibi tüketilmediği için, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin yüksek miktarda altın satın alması piyasaları etkileyebilir. Ancak fiyatlara asıl etki eden faktörler daha çok dolar ve petrol fiyatlarıdır./sabah