Nazilli Alperen Ocakları Başkanı Selçuk Kocabaşoğlu ile BBP Buharkent Belediye Başkan Adayı Ahmet Atay ve beraberindekiler Nazilli Belediye Hizmet Binası önünde basın açıklaması yaptı. BBP Genel Başkanı iken hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu’nun davasında takipsizlik kararı verilmesine tepki gösteren BBP Buharkent Belediye Başkan Adayı Ahmet Atay; “2009 yılı yerel seçimler arifesinde adi bir suikast sonucu şehit olan liderimiz, ağabeyimiz, başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu için burada toplanmış bulunmaktayız. En başından beri normal bir kaza olmadığına inandığımız bu suikast dosyasının hükümet tarafından kaldırılan özel yetki mahkemelerden tarafından soruşturulması engellenmiş ve ne yazıktır ki yerel mahkeme tarafından verilen takipsizlik kararı vicdanları yaralamıştır. Suikastın ardından ‘Aramama -Kurtarmama’ çalışmaları, helikopterin düştüğü yeri gören köylülerin ısrarla yer tarif etmelerine rağmen, gazeteci İsmail Güneş’in 112 acil servisle saatlerce görüşmesine rağmen yer tespitinin yapılamaması ve aramaların farklı yönlere kaydırılması neticesinde enkaza ve cenazelerimize ancak 3. gün ulaşılabilmesi, o günden bu güne ihmali olduğuna inandığımız hiçbir yetkili hakkında soruşturma dahi açılmaması, enkaza ulaşıldı, yaralı olarak hastaneye sevk ediliyor şeklinde açıklamalarla arama kurtarma çalışmaları engellenmesi neticesinde süreç bu güne kadar gelmiştir. Hatta o günlerde dönemin ulaştırma bakanı Binali Yıldırım ‘değil binali yıldırım yüzbin ali yıldırım olsa bir Muhsin Yazıcıoğlu etmeyecek olan sabık bakan’ kazadan kaza çıkarmayın gibi gaflet dolu sözler sarf etmiştir. Aradan geçen onca zaman diliminde meclis araştırma komisyonu kurulmasına rağmen bir arpa boyu mesafe alınamamıştır” dedi.

" Helikopterin Çağlayan Ceritten Yerköy’e hareket etmesinden sonra Helikopterin güzergahında uçan uçaklar da o güzergahta tesadüfen uçuyorlarmış" diyen Nazilli Alperen Ocakları Başkanı Selçuk Kocabaşoğlu da; “Tam Helikopterin düşmesi esnasında tesadüfen Helikoptere yaklaşmışlar, tam helikoptere yaklaştıkları anda bazı radarlar tesadüfen bozulmuş, bazı radarlar tesadüfen kayıt tutamamış, bazı radarlarda da ne olduğu tesadüfen tam anlaşılamıyormuş. Birileri bu kadar hikayeye, bu kadar tesadüfe ve bu kadar yalana inanmamızı bekliyor. İlk inanan da ‘görevi her olaya kuşku ile bakmak olan Cumhuriyet Savcısı’ bütün bu saçmalıklardan şu anlam çıkıyor. Binleri Genel Kurmay Başkanlığını daha ilk gün Helikopterin, uçakların oluşturduğu hava akımına kapılarak düştüğüne inandırmış. Üst yönetim böyle inandığı ve bu durumun ortaya çıkması halinde TSK’nın, Ordu’nun ve Hükümet’in ciddi derece de yıpranacağını düşündüğü için olayı kapatmaya çalışmışlar ama bir türlü başaramamışlar. Şimdi kendilerinin yapamadığını bir Savcı’ya yaptırmaya çalışıyorlar. Bütün arkadaşlarımızın şu gerçeği iyi bilmesi lazım. Biz ne kadar iyi niyetli, ne kadar gayretli ne kadar cesur olursak olalım, Devlet direncine rağmen daha fazlasını ortaya çıkarmamız mümkün değildir. Ortaya çıkanları ise yine bir kamu kurumu olan Devlet Denetleme Kurumunun samimi gayretine borçluyuz. Biz Alperenler bu köhnemiş düzenden, çürümüş sistemden ve zalim bir rejimden adalet namına hiçbir şey beklemiyoruz. Ne demiştik yola çıkarken; ‘Kavgamız köhnemiş düzenle, çürümüş sistemle, zalim rejimledir’ Kavgaya, mücadeleye devam. ‘Hakk’ı tutup kaldırana kadar’” dedi.

Basın açıklamasının ardından ellerindeki Muhsin Yazıcıoğlu pankartı ve dövizlerle tekbir getiren Alperenler daha sonra olaysız bir şekilde dağılarak, davanın takipçisi olacaklarını dile getirdi.

20140527aw100794_02-(copy).jpg

20140527aw100794_01-(copy).jpg

20140527aw100794_03-(copy).jpg