Alman Federal Meclisi, bugün bütçe tartışmaları öncesinde, 2000 yılından beri aşırı sağcılar tarafından öldürülen Türklerin ailelerinden, cinayetlerin önlenememiş olmasından dolayı özür diledi ve cinayetleri kınadı.

Meclis bugünkü oturumuna başlamadan önce Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, tüm hükümet temsilcilerini ve milletvekillerini, kurbanları anmak amacıyla ayağa kaldırarak bir konuşma yaptı.

Lammert konuşmasında, aşırı sağcıların işlediği cinayetlerden dolayı meclis olarak utanç duyduklarını belirterek, güvenlik makamlarının cinayetleri zamanında önleyemediği için kurbanların ailelerinden özür diledi.

"Kurbanların ve yakınlarının suçlanmış olmasından dolayı da özür diliyoruz" diyen Lammert, ailelerin acılarını paylaştıklarını ve cinayetlerin eksiksiz bir şekilde aydınlatılmasını istediklerini, görüşü ve kökeni ne olursa olsun bir devletin ülkede yaşayan insanları korumakla yükümlü olduğunu söyledi.

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de kurbanların ailelerin acılarını paylaştığını, cinayetlerin sorumlularının ortaya çıkmasından sonra bu ailelerin ikinci kez büyük bir acı yaşadıklarını belirterek, bundan sonra yapabilecekleri tek şeyin cinayetlerin eksiksiz bir şekilde aydınlatılması olduğunu ifade etti.

Saldırıların kişilere değil, tüm topluma ve
ülkenin demokratik sistemine yönelik olduğunu kaydeden Friedrich, cinayetlerin aşırı sağcılar tarafından işlendiğine dair hiçbir bilginin kendilerine ulaşmamış olduğunu, bu açıklamanın yeterli olmadığını kendisinin de bildiğini, ancak şimdi yaklaşık 300 polisin ve anayasayı koruma dairelerinin cinayetleri aydınlatmak için çalıştığını söyledi.

Radikal dinciler için hazırlandığı gibi şimdi aşırı sağcılar için de bir ortak bilgi bankasının hazırlanacağını belirten Friedrich ayrıca, zor olsa bile aşırı sağcı Almanya'nın Milliyetçi Demokratik Partisinin (NPD) yasaklanması gerektiğini, yasağın bazı şeyleri zorlaştırsa bile en azından devlet paralarının bu partiye akmasını önleyeceğini sözlerine ekledi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu Başkanı Frank-Walter Steinmeier, eski ırkçı ruhun yeniden ortaya çıkarak insanları vahşi bir şekilde öldürmesinden dolayı üzüntü ve utanç duyduğunu belirterek, basının cinayetler için kullandığı "Döner cinayetleri" deyimini de eleştirdi ve bu deyimin, sanki cinayetlerin Almanlarla ilgisi olmadığı şeklinde bir intiba yarattığını, cinayetlerin aşırı sağcılar tarafından işlenmiş olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini söyledi.

Aşırı sağcı tehlikeden herkesin her zaman söz ettiğini, ancak devletin bu cinayetleri önlemekte başarısız kaldığını ifade eden Steinmeier, katillerin devlet parasıyla beslenmiş olduğu şeklindeki iddiaların da açık bir şekilde aydınlatılması gerektiğini, bu iddiaların yarısının bile doğru olması durumunda anayasayı koruma dairelerine duyulan güvenin yitirileceğini, bu güvenin yeniden sağlanması ve aşırı sağın hafife alınmaması gerektiğini kaydetti.

Steinmeier, aşırı sağcıların işlemiş olduğu diğer bazı cinayetlerin de basit bir suç olayıymış gibi gösterilmeye çalışıldığını belirterek, NPD'nin yasaklanması için de bu partinin içinde anayasayı koruma dairesi adına görev yapan muhbirlerin faaliyetlerine son verilmesi gerektiğini söyledi.

Almanya Gençlik, Kadın ve Aile Bakanı Kristina Schröder'i de Alman gençlere yönelik saldırıların da olduğunu söylediği ve aşırı solu büyük tehlike olarak gösterdiği için eleştiren Steinmeier, böyle konuşarak da aşırı sağın hafife alınabileceğini, cinayet işleyen aşırı solcu bir grup olmadığını sözlerine ekledi.

Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, tehlike hangi kesimden gelirse gelsin ülkedeki tüm tehditlere karşı mücadele edeceklerini belirterek, hiçbir tehlikeyi hafife almadıklarını ve cinayetleri eksiksiz bir şekilde aydınlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Hataları da analiz ederek, bunları gidermeye çalışacaklarını ifade eden Leutheusser-Schnarrenberger, NPD'nin yasaklanması için de ancak kazanılacağına emin olunması durumunda yeniden bir dava açılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkanı Gregor Gysi, cinayetlerin aşırı sağcılar tarafından işlenmiş olmasının kendilerini şok ettiğini, bu cinayetlerden dolayı büyük üzüntü, aynı zamanda da öfke duyduklarını belirterek, aydınlığa kavuşturulması gereken birçok konu olduğunu söyledi.

Zwickau'da kundaklanan evde bulunan DVD'lerin nasıl bu kadar sağlam kalmış olduğunun, yüzlerce muhbir olmasına rağmen aşırı sağcıların cinayet işleyeceğinin neden bilinmediğinin ve aşırı sağcılar tarafından işlendiği kesin olarak bilinen cinayetlerin neden aşırı sağcı cinayetler olarak istatistiklerde yer almamış olmasının araştırılması gerektiğini ifade eden Gysi, anayasayı koruma daireleri tarafından muhbir olarak görevlendirilen insanların da aşırı sağcı çevreden geldiğine dikkati çekti.

Düşündürücü olanın, anayasayı koruma dairelerinin muhbirlere bu kadar parayı neden verdiği olduğunu kaydeden Gysi, muhbirlerin görevine tümüyle son verilerek NPD'nin yasaklanması konusunda yeni bir dava açılmasını istedi.

Yeşiller Partisi Grubu Eşbaşkanı Renate Künast da aşırı sağcıların düzenlediği konserlerde "Döner Killer" (Döner katili) şeklinde bir şarkının söylenmiş olmasına rağmen cinayetlerin ardında aşırı sağcıların bulunduğunun neden düşünülmemiş olduğunun araştırılması gerektiğini belirterek, muhbirlere bir örgüt kurabilecek kadar para verilmiş olmasının da anlaşılır gibi olmadığını, aşırı sağa karşı tüm vatandaşların dikkatli ve duyarlı olması gerektiğini, cinayetlerin de aydınlatılması gerektiğini söyledi.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Sekreteri Hermann Gröhe, her insanın hayatının eşit şekilde değerli olduğunu, bu nedenle cinayetlerin tümüyle aydınlatılması gerektiğini, aşırı sağcı terörün Almanya için utanç verici olduğunu, herkesin buna karşı mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.

SPD Milletvekili Thomas Oppermann, hataların nerede yapıldığını araştırılması ve ülkede yaşayan her vatandaşın korunabilmesi için polis sayısının artırılması gerektiğini belirterek, NPD'nin anayasa, yabancı ve demokrasi düşmanı bir parti olduğunu, yasaklanması için muhbirlere ihtiyaç olmadığını, muhbir sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Devlet paralarının terör gruplarına gitmiş olmasının ortaya çıkması durumunda, bunun devletin bu cinayetlerde sorumlu olduğu anlamına geleceğini ifade eden Oppermann, Nasyonalsosyalizm kötülüğünün daha iyi anlatılması için eğitim, gençlik ve aile politikalarının da değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Sekreteri Christian Lindner, aşırı sağcıların Almanya'da böyle vahşi cinayetler işleyebileceğini ve anayasayı koruma dairelerinin başarısız kalabileceğini bugüne kadar düşünememiş olduklarını belirterek, bu şok durumuna rağmen düşünülmeden hareket edilmemesi gerektiğini söyledi.

Devlete duyulan güvenin sarsıldığını ve bu güvenin yeniden yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Lindner, demokratlar olarak hukuk devletini korumak durumunda olduklarını, herkesin Almanya'da barış içinde ve güvenli bir şekilde yaşamaya hakkı olduğunu kaydetti.

Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Sekreteri Alexander Dobrindt de her türlü radikalizme karşı olduklarını belirterek, cinayetlerin topluma yönelik olduğunu ve eksiksiz bir şekilde aydınlatılması gerektiğini söyledi.