Yargının yıpratılmasına içereyen Ünlü iletişim danışmanı Prof. Dr. Ali Saydam, "Bu zulüm bitsin" diye isyan ederek, "Açıklıyorum: Bir numara benim" diye yazdı.

Ali Saydam'ın köşe yazısından bir kesit

Bu sütunlarda daha önce sık sık sözünü etmiştim. İlişki ve iletişim yönetiminde 'güç kirlenmesi' diye bir kavram vardır. Meraklısı kavramı Google'layıp, gereken ayrıntılı bilgiyi edinebilir. Özetle, aşırı iletişim yüklemesiyle ve/veya zamanlamayı doğru yönetemediğiniz için pozitif algıyı negatif algıya dönüştürebilirsiniz.

Çocuğa sürekli olarak 'Bak sana hediye alacağım' deyip, almamak gibi...

Her konuda medyaya çıkıp, 'ekran maydanozu' olmak gibi...

Ya da meseleyi gerip gerip, her hangi bir ucunu bırakmamak gibi...

Ergenekon'da da olan budur! Biraz daha işi uzatın, pek yakında Ergenekon soruşturmasında ve davasında yargının yanında bir tek kişi kalmayacaktır. İşin boyutu kamu vicdanını rencide edecek düzeye gelmiştir.

Benim bile kafam karıştı... Şeytan diyor ki çık 'Bir numara benim' de ve bu zulüm bitsin...

Kafalar nasıl karışmasın ki?.. AK Parti'nin kapatılması gündeme geliyor, bir taraf ayağa kalkıyor ve 'Yargı siyasallaşmıştır' diyor. Ergenekon soruşturması başlıyor, Sayın Deniz Baykal kalkıyor ve 'Ben Ergenekon'un avukatıyım' açıklaması yapıyor ve dalgalar arttıkça bu kez yargının siyasallaştığını o iddia ediyor.

Bir ülkede yargı mekanizması kendi içinde bundan daha iyi nasıl yıpratılıp, bölünebilir acaba?..

Akşam