Konuya ilişkin Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nca yapılan yazılı açıklamaya göre, raporda, Alevilerin AK Parti hükümetinin 'Alevi Açılımı Girişimi'ni, taleplerini dile getirip müzakere edebilecek bir zemin olarak ciddiye aldıkları belirtildi.
 
Alevilerin, taleplerini gerekçeleriyle birlikte ortaya koyduğu ''Alevi Çalıştayı Değerlendirme İstem ve Öneri Raporu'' başlıklı metni hükümetin ve kamuoyunun dikkatine sunarak sürece  dahil oldukları ifade edilen raporda, açılımın, Alevi örgütleri temsilcilerinin davet edildiği ilk çalıştayında iktidarın niyetinin müzakere etmek ve sorun çözmek değil, konuya ilişkin aşina olunan önyargı ve klişeleri açılım adı altında tescil ettirmek olduğunun açığa çıktığı ileri sürüldü.
 
Çözüm denilerek hazırlanan  ''Alevi Çalıştayları Nihai Raporu''nun da bunun açık kanıtı olduğu savunulan raporda, şöyle devam edildi:
 
''Sözde Alevi açılımının nihai raporu, Alevilerin tarih boyunca bu topraklar üzerinde maruz bırakıldıkları ayrımcılığı ve katliamları haklı ve meşru gören bir dil ve zihniyetin kendince son derece 'akademik', sistematik ve bütünlüklü bir ifadesidir. Tam da bu nedenle raporun her Alevi ailenin evinde, kütüphanesinde, gelecek kuşaklara tarih bilinci kazandırmak amacıyla miras bırakılmak üzere bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu rapor taklidi yapan metin, her Alevinin evinde bulunmalıdır ki, Alevi kuşaklar, yıllarca sonra ana-babalarının, atalarının başına gelenlerin sorumlusunun hangi siyasal, yönetsel ve akademik, medyatik aktörler olduğunu açık seçik işaretleyebilsin.
 
Bu metin, Alevilere verdiği mesajlara uygun olarak ismiyle müsemma, Alevi Çalıştayları Nihai Raporu değil, Alevi Çalıştayları Zabıt Tutanağıdır. Çünkü bu metinde, müzakereye, hele de Alevilerle yürütülmüş bir müzakereye dayandığı iddia edilebilecek tek bir satır yoktur. Alevilikle ilgili haberleri, yayınları, araştırma alanlarını az çok bilenlerin kolayca teşhis edebileceği gibi, bir süredir muktedirlerin başlıca dili haline gelmiş, kendisini akademi içinde üretme şansı bile muktedirlikle iç içe geçmiş bir dilin, bu dilin bildik klişelerinin masa başında kotarılmış bir ifadesidir. Bu metin Alevilerin yaşadıkları tüm sorunların asıl müsebbibinin Alevilerin kendileri olduğunu açıkça ilan etmekten çekinmeyen bir zihniyetin ürünüdür.''
 
''Alevi açılımı ve bunun belgesi olarak ortaya konan metnin bir kez daha bir fırsat ve olanağın konjonktürel siyasal kaygılarla nasıl heba edildiğini göstermesi bakımından da ibret verici olduğu'' ifadesine yer verilen raporda, şöyle devam edildi:
 
''Aleviler olarak bizler, her gelen hükümetin içinde bulunduğumuz sorunlara bir milat biçmesinden artık bıktık. Tarih bir çocuk oyuncağı değildir, oyuncu değişti diye oyun değişmez. Artık dinimizle, dinsel evrenimizle bu denli alay eden bir zihniyeti istemiyoruz. Bu bağlamda da Alevilerin artık 'tüm gibi yapmalardan geçtiğini, hiçbir gibi yapmayı kaldıramayacağını' kabul ve ilan ediyoruz. Bu bağlamda bu raporda dile gelen zihniyeti 'tümüyle, toptan reddetmeyi' örgütümüze, Alevilere ve tarihe karşı bir borç ve saygın bir görev biliriz.''
gazeteport