Alevilerin devletle tek taraflı bir aşk ilişkisi var. Karasevda gibi bir ilişki bu. Milli Mücadele"nin kazanılmasında çok önemli payları olan Aleviler, iktidardan pay alamadılar.

Buna rağmen hep CHP"yi desteklemiş olmaları özeleştiri gerektiriyor.

“Dine ilgi giderek artıyor. Bugün Türkiye"de din, yükselen bir olgu. Modernitenin yaşattığı yalnızlığı ve boşluğu gidermenin yanında, iş hayatında bazı işbirliği imkânları yaşatıyor din.”

“Din dersini CHP getirdi. 1947 kurultayında devletin din politikası değiştirildi. Hacılara ilk kez döviz tahsis edildi, ilahiyat fakültesi kuruldu, imam-hatip ve Kur"an kursları açıldı.”

“Cumhuriyet"in tek bir İslam anlayışı vardır, bu da Sünni Hanefiliktir. Cumhuriyet bugün Osmanlı"daki Şeyhülislamlık düzenini, Diyanet İşleri Başkanlığı"yla sürdürüyor.”

NEDEN İŞTAR GÖZAYDIN

Kansız, katliamsız hiçbir probleme, problem demiyoruz biz. Alevi sorunu da böyle. Ancak büyük insanlık suçları ve ölümler yaşandıktan sonra bir sorun olarak kabul edildi ve çözümü için tartışılmaya başlandı. Ama bu ülkede Alevi sorununun ayrılmaz parçası olan “Diyanet sorunu” hâlâ bir sorun olarak görülmüyor ve çözülmeye çalışılmıyor. Oysa Cumhuriyet, baştan beri, dini ve
Diyanet İşleri Başkanlığı"nı bu ülkede tek tip insan yaşatmak için kullanıyor.

Alevilerin açılımı sürekli Diyanet"in engeline çarpıyor. Çünkü Diyanet “Bu ülkede tek bir İslam var. Alevilik diye bir inanç grubu ya da mezhep vs. yok. Cemevi ibadethane değildir” diyerek, Hıristiyan ve Musevilerin dışındaki herkesi Sünni Hanefi yapmaya çalışıyor. Böylece “laik” Cumhuriyet"in “Türk-Sünni-Hanefi” bir toplum yaşatma ülküsü, din kullanılarak Diyanet tarafından oluşturuluyor.

Avusturya devleti, Alevi açılımı yapıp, ülkesindeki Alevileri bir “yasal inanç” olarak tanırken, bizim Cumhuriyet hâlâ kendi vatandaşı Alevileri bir inanç grubu olarak resmen kabul etmiyor. Acaba Cumhuriyet, gerçekten laik bir düzen istemiyor mu? Cumhuriyet"in ilk işi niye Diyanet İşleri Başkanlığı"nı kurmak oldu? Diyanet"in olması ne işe yarıyor? Diyanet"in varlığını en çok kim istiyor?

Diyanet neden kaldırılmıyor? Neden devlet hiçbir zaman Alevilerin ibadethanelerini ve çocuklarının Aleviliğe göre eğitimini kabul etmiyor?

Cumhuriyet"in tasavvur ettiği “ideal Türk vatandaşının” dinî özellikleri ne?

Gelişmiş ülkelerde bizdeki Diyanet İşleri"nin benzeri kuruluşlar var mı?

Cumhuriyet"in dinle ve Alevilerle yaşadığı sorun ne zaman bitecek? Başta Diyanet sorunu olmak üzere bütün bu sorunları ve soruları, yirmi beş yıldır din ve devlet ilişkileri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve din özgürlüğü üzerine çalışan Prof. İştar Gözaydın"la konuştuk. İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü öğretim üyesi olan idare hukukçusu Prof. Dr. İştar Gözaydın"ın Türkiye Cumhuriyeti"nde dinin tanzimi-Diyanet başlıklı kitabı yenilenmiş haliyle İletişim tarafından yeniden yayımlandı.

NEŞE DÜZEL: Aleviler zorunlu din dersinin kaldırılmasını istiyorlardı. Yeni alınan karara göre, okullarda zorunlu din dersi kaldırılmayacak ama Alevilik de din derslerinde okutulacak. Niye zorunlu din dersi var? Neden devlet, din konusunu bir türlü halkın kendi seçimine bırakmıyor da, hep bu alana müdahale ediyor?

İŞTAR GÖZAYDIN: Cumhuriyet"in kuruluşundan beri gelen bir mesele bu.

Cumhuriyet, dini, bir rakip olarak gördü. Ama kendine rakip gördüğü dini ortadan kaldırmadı. Onun yerine, bilgisini kendisinin ürettiği bir din oluşturmayı tercih etti Cumhuriyet. Bugün hâlâ yaşanan budur. Bizde devlet, din bilgisini kendisi üretmek istiyor ve bu vesayetçi uygulama Cumhuriyet"in kuruluşundan beri sürüyor. Aslında bir “modernleşme” projesi olan Cumhuriyet açısından akla yakın bir yaklaşım bu.

Niye?

Çünkü ideoloji böyle üretiliyor. Cumhuriyet kendine uygun din anlayışını Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din dersleri kanalıyla üretiyor.

Diyanet 1924"ten beri var. Okullarda zorunlu din dersi 1924"ten beri var mı?

Zorunlu din dersi, 1982 Anayasası"yla geldi. Darbeciler, kendilerine siyasi destek sağlamak için dini çok kullandılar. 1949"a dek bu ülkede hiçbir şekilde din dersi yoktu.

Din dersini okullara kim koydu?

CHP"nin 1947"deki yedinci kurultayında, devletin din politikası değiştirildi. CHP, Demokrat Parti"ye karşı pozisyonunu korumak için din dersini getirdi. Hacca gideceklere ilk kez döviz tahsis edildi, ilk ilahiyat fakültesi kuruldu, imam-hatip kursları açıldı, Kur"an kurslarına başlandı. Bu ülkede uzunca bir dönem din dersi isteğe bağlı oldu. Mesela, önceleri din dersini almak isteğe bağlıydı. Sonra din dersini almamak isteğe bağlı oldu. Yani din dersi konusunda özgürlük giderek hep daraltıldı ve bugünkü noktaya geldi.

Peki, din dersi kitaplarında Alevilik hiç yer aldı mı?

Hiçbir dönemde Alevilik kitaplarda yer almadı. Aleviliğin sadece bir kültürel öge olarak algılanması istendi. Hatta 1963"te Diyanet Kanunu oluşturulurken, bir tasarı hazırlandı. Tasarıda, Mezhepler Müdürlüğü diye bir birimin oluşturulması düşünüldü. Bu öneriye, “Bu ülkede bir tek İslam anlayışı vardır” diyerek karşı çıkıldı. Zaten Cumhuriyet"in baştan beri anlayışı budur. Tek bir İslam anlayışı vardır ve bu da Sünni Hanefiliktir.

Devletin dine müdahale biçimi gayet tuhaf ve çelişkili...

Üniversitelerdebaşörtüsünü yasaklayan da devlet, ilköğretimde zorla din dersi okutan da devlet. Devlet ne istiyor?

Dini kontrolü altında tutmak istiyor. Dini kendine rakip gören Cumhuriyet, dini kendine uygun olarak formatlamak ve kullanmak istiyor. (Taraf)