Kimi zaman basına "Sezen Aksu, Zerrin Özer"i istemiyor, Nazan Öncel ile konuşmuyor" gibi bir çok haber yansımakta. Oysa Sezen Aksu, 94.9 frekasında yayın yapan Açık Radyo"nun "Dinleyici Destek Projesi"ne destek olmak için 17 Mart Pazar günü 3 saat boyunca yaptığı programda meslektaşlarını yere göğe sığdıramadı. Sevdiği yabancı müzikleri dinleyenlerle paylaşan Aksu, birçok Türk meslektaşından da şarkılar çaldı ve hepsi hakkında son derece samimi açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalar:

Ajda Pekkan benim kraliçem

Onun karşısında hiç bir zaman yetişkin olamadım. Çünkü genç kızlığımın kraliçesiydi. Aramızda büyük bir fark olduğundan dolayı demiyorum bunu da o erken başlamıştı ve o benim kraliçemdi. Hala da öyle. Dünyanın en eşsiz performansına sahip yorumcularından, şarkıcılarından bir tanesi Ajda Pekkan. Diğer yanlarını tabi kendisinden izin almadan çok fazla anlatma rahatlığını bulamıyorum kendimde ama şu kadarını söyleyeyim ben onun karşısında hiç yetişkin olamadım. Ajda Pekkan da hiç yetişkin olamamış bir kız çocuğudur. Onun kadar naif çok az insan tanıdım. O görkemli, o olağanüstü güçlü kadının arkasındaki o bebeklik insanı gerçekten büyüler.

Nilüfer"de "Gün" yaptık

En son Ajda, Nilüfer, Şehrazat ve ben bir "Kadınlar Günü" yaptık. Nilüfer elleriyle kurabiyeler pişirdi, kısırlar falan, acayip bir gün yaptık. İnşallah bir gün Nükhet"i de çağıracağız ona ulaşamadık çünkü. Hatta adını belki "Altın Kızlar Günü" koyabiliriz. Hepinizin dışarıdan biraz mesafeli gördüğü, evet biraz mesafelidir, seçicidir... Daha doğrusu mesafeliden daha çok özenlidir, dikkatlidir ama olağanüstü şen ve neşeli, son derece gırgır, tahmin edemeyeceğiniz kadar espirili, kemik gibi dürüst, erdem dolu bir kızdır. Bu kadar eşsiz bir ses olur mu? Bu nasıl bir ses, bir renk, bir rezonanstır. Ciğerimden yakalar her defasında.

Zerrin Özer"i acele kapatmak lazım

Dünyaya gelmiş en güzel seslerden biri. Dünyanın en komik kızı. Herşeyi hüznü de sevinci de bir çocuk gibi en dip noktasında yaşayan birisi. Bazen diyorum ki "Senin acele kapatılman lazım" ona. Çağlayan gibidir sesi.

Nükhet Duru çok sakardır ama sahnede...

Ben onun için şöyle düşünüyorum: Dünyanın en çirkin şarkısını verin, dünyanın en güzel şarkısı haline getirir. Çok enteresan bir hissi vardır. Zaten Türkiye"de yorumculuk meselesi ilk onunla birlikte gündeme geldi. Gerçekten şarkı ile bir bütün haline geliyor. Sahnedeki haliyle evdeki hali arasındaki farka hala müthiş şaşırırım ben. Normalde düz duramaz ayakta. Sakardır, çarpar düşer ama sahnede aslan parçası kesiliyor. Amiyane bir tabir gibi ama bizde kullanılır: Sahne hayvanı diye tabir edilir. Gerçekten olağanüstü içgüdüsel bir enerji, başa çıkılmaz bir büyü sahnede.


Şehrazat benim ahretliğim

Şehrazat"la birbirimize "ahretlik" deriz. Dünyada bu kadar renkli ve eğlenceli birsi var mıdır? Dünyanın en matrak, en özel, en değerli, en şahane arkadaşı. Bir kitap yazılması lazım Şehrazat"ı anlamak için. Tanıdığım en ilginç karakter. Bu kadar birikimli, bu kadar dünyayı, ülkesini takip eden, acı başkasının diye düşünmeyen derinden sarsılan, arkadaşlarının kötü gününde kanıyla, canıyla dişiyle yanında olan bir acayip kız. Gerçekten "ahretlik" diyoruz birbirimize. Bambaşka bir dostluk. Allah bozmasın ama bozulursa Şehrazat"ın cadılığından, kavgaya olan merakından bozulur, benden çıkmaz yani.

Candan Erçetin gençlere örnek bir kimlik

O kadar özel bir kimlik, o kadar değerli ki hele günümüz koşullarında bu işi yapmak isteyen, rol model seçmek isteyen insanlar için, o kadar yalın, o kadar geride o kadar düzgün bir duruş, ilişkilerinde o kadar özen, o kadar yeniliğe açık, o kadar herşeyi takip eden, bütün bunların altını hiç çizmeden gösterişsiz bir şekilde kendini ifade eden....Çocukken okuduğum bir çocuk kitabında bir tabir vardı, Candan"ın sesi bana hep onu hatırlatır: Kristal kadehlerin birbirine çarptığı anda çıkardığı ses. Ama şuna hep çok inandım: Güzel sesli kızlar da erkekler de her mahallede en az bir tane vardır. Ama kişilikten, ruhtan ve duygudan bağımsız bir yorum sadece şarkı söylemektir, o kadardır. Ama onun içine asıl anlamı katan o insanın ruhu, duruşudur.

Ceza: O kadar seviniyorum ki genç insanlardan bu kadar değerlerin farkında olan bu kadar duyarlı insanların çıkmasına.

Nazan Öncel salyangoz gibi...

Aslında ben onun Demir Leblebi albümünden bir şey çalmak istiyordum. Ama o albüm onun kalbini öyle bir yordu ki ben de durduk yerde o yaşadığı sıkıntılı süreci hatırlatmak istemedim. Bence göğsünü gere gere, başının üstünde taşıyacağı bir taç gibi o albümü. O cesur albümü. Nazan"ın en çok sevdiğim albümü "Göç". Nazancığım inşallah iyidir. Bir grip geçiriyordu çok sarsılmıştı. Toparlandığını ümit ediyorum. Nazancığım işin zor, çok zor. Levent Yüksel hastayken, Sema hanım vardı Nörolog, demişti ki: Kabuksuz salyangoz gibi insanlar vardır, açık yara gibi. Herşeyden çok fazla etkilenirler. Onlar için hayatla başa çıkmak diğerlerine göre daha zordur demişti. Allahtan olağanüstü şarkıların var. Onlar hem senin için hem de bizim için tutunacak bir dal.

"(Aslında Sezen Aksu, bu içtenlikli konuşmalarıyla gündeme sık sık "Nazan Öncel ile kavgalılar, görüşmüyorlar, birbirlerini görmek istemiyorlar" gibi başlıklarla gelen bir takım haberlerin de doğru olmadığını ortaya koymuş oldu.)

Bütün bu kadınları seçtim çünkü: Onlar Türkiye"nin öncü, ilerici, aydın, tek başına hayatla çarpışan, çarpışırken hayatı olgunlukla karşılayan insan kadınları. Nilüfer ile kızını, o bizim Kızlar Günü"nde sarmaş dolaş gördüğümde neler hissettiğimi gerçekten kelimelerle anlatmam mümkün değil. Ama yaptığı şeyin kıymetini siz benden daha çok hissediyor olabilirsiniz. Kadınlar çok önemlidir, hayatı çoğaltmak, hayata anlam katmak için.

EGOMU TEDAVÜLDEN KALDIRDIM

Sezen Aksu, meslektaşlarına yaptığı bu iltifatlardan sonra samimiyetini şu sözlerle ifade etti:

"Ben böyle konuştuğum zaman, "Gerektiği için mi böyle konuşuyorsun. Gerçekten içinde hiç bir kıskançlık olmuyor mu?" diye soruyorlar. Çok şükrediryorum ki çok erken ayıldım ben. Tabi ki rekabet duygularını yaşadım, kıskançlık duygularını tanıdım ama bu neye sebep oluyor biliyor musunuz; kendinizi çok iyi bir sesten, çok iyi bir besteden, çok iyi bir şarkıdan, o şabalak bir ego yüzünden mahrum etmenize neden oluyor. Halbuki hayatınıza o kadar çok şey katıyor ki bir gün şarkı, olağanüstü bir yorumcu, müthiş bir ses. İkisinin arasında tercih yaptım. O yüzden rekabet ve benzeri meseleleri kendi tedavülümden kaldırdım."

KAYNAK: TELEVİZYONGAZETESİ