Kimdi o facianın sorumlusu? Unutuldu gitti. Ankara, işte insanı öyle esir alıyor. Zenginleştikçe, yoksullaşan halk unutuluyor. Şimdi AK Parti muhalefette olsaydı Davutpaşa"ya böyle mi davranırdı?

Türkiye ekonomik krize girer mi sizce?

Ekonominin sihiri dünyalaşmadır. Siz dünyalaşmadan uzaklaşırsanız, ekonominin kırılganlığı artar, ülke krize gider. Türkiye"nin ekonomik performansının iki nedeni var. Birincisi dünyadaki olumlu iklim, ikincisi AB"ye olan yaklaşım. Maalesef AB"ye çok mesafeliyiz. İfade özgürlüğünün anası olan bir 301"i bile kaldıramadık. 301 kalkmadan Türkiye"yi yönetmeye çalışmak, yeryüzü yarışında "Ben mezralaşacağım" demektir. Dünyalaşmadan vazgeçen Türkiye"nin ekonomisi iyiye gitmez. Yani Türkiye"nin ekonomisinin iyiye gitmesinin birinci sebebi dünyadaki bolluktu, ikincisi AB ile olan ilişkilerden ortaya çıkan umudun dünya tarafından satın alınmasıydı. Yabancı sermaye 2007 yılında, 2006"ya göre yüzde 3 geriledi. Yani gelmekten vazgeçiyor. Borsadaki yabancı yavaş yavaş gidiyor. Dünyadaki olumlu şartlar geri çekiliyor ve Türkiye"deki reformlar da durdu. Ne olmasını bekliyorsunuz?

"Diyelim ki türbanlı ve işsizsin. İlk meselen türban mı olur?"

Başbakan, böyle diyenlere "Sevsinler seni, ne var ekonomide?" diyor ama...

Başbakan ne söylerse söylesin. O siyasetçi, ben akademisyenim.

Siz, "Türkiye"de 12 milyon kişi günde bir dolarla yaşıyor. 600 bin kişi aç yatıyor" dediğinizde, "Biz geldiğimizde 18 milyondu, 12 milyona düşmüş. Onu niye söylemiyorsun? Milleti aldatmayın... Dürüst olun” dedi...

12 milyon az mı?

Peki bu rakam gerçekten 12 milyona düştü mü?

Başbakan bunu zaman zaman söylüyor. Hatta ben de, "18 milyondan 12 milyona düşürdüler" dedim. Ama Başbakan"ın bu sözlerine neden olan TV programında değil, başka yerlerde...

Gerçekten düşürdüler mi?

Bir performans sağlandı. Çünkü, Türkiye 5 yıldır büyüyor. Bu arada dar gelirlileri koruyan özenli bir politika da geliştirildi. Doğrudur, 12 milyona düşmüştür. Ama benim derdim nereden nereye gelindiği değil, Türkiye"nin gerçeği. 12 milyon aç insan var bu ülkede. Senin gündeminde, siyasi haritanda sadece türban olabilir ama diyelim ki, sen işsiz ve türbanlısın. İlk meselen türban mı olur? Şimdi sen bunları boşver, "Bana seçimlerde oy getirmez, seçmene sinyal gitmez, tek türbanı savunayım" de! Olur mu?

Yani yerel seçim yatırımı mı türban?

Hissettiğim o ki, 2007 nasıl genel seçimler nedeniyle güme gittiyse, 2008 de yerel seçimlerin kurbanı olacak.

Ama AKP"ye oy vermiş pek çok kişi bugünlerde "Keşke vermeseydim" diyor...

Büyüme düşmeye başladığı anda destek de biter. İnsanlar ekonomik durumlarına bakarak oy veriyor. AK Parti"nin ilk dönemi, sürekli büyüyen, çok başarılı bir dönemdi. Ama bu dönemin bitebileceği görülüyor.

Bu başarı AKP"nin başarısı mıydı sizce, yoksa dünyadaki bolluğun mu?

AK Parti de ekonomik akla ihanet etmedi, popülizm yapmadı, çok önemli kararlar aldı. Hakkını yememek lazım. Ama bugün itibariyle başarılarının güvenceleri ortadan kalktı. AB"den uzaklaşıyor, IMF ile anlaşmalar bitti, yeniden hangi düzeyde tanımlandırılacağı da belli değil.

Derviş"in yaptığı anlaşmalardan bahsediyorsunuz değil mi?

Evet. Ayrıca ikinci kuşak reformların yapılmasını bekliyor Türkiye. Bu yapılamıyor.

Peki nasıl bir gidişat bekliyorsunuz kısa dönemde?

Şu anda ben AK Parti"de bir dünyalaşma iradesi görmüyorum. Onları Ankara siyasetinde yarış içinde görüyorum. Bunun cevabı çok çabuk gelecektir. Ekonomide de gelir, siyasette de gelir, her yerde gelir. Ben 2008"den korkuyorum.

Ne olabilir?

Kalkıp da senin ekonomik reytingini düşürürlerse, yabancı sermaye gelmez, büyüme durur. Büyüme durduğu vakit, işsizlik daha da artar. IMF, bugün bir açıklama yapsa ne olur? Onlar Amerika ile ilişkiler iyi gittiği vakit biraz daha müsamahalıdır. O kadar da kendimiz gürbüz olduğumuz için gürbüz değiliz. Yani bir şekilde by-pass"lı falan günlük hayatı idame ettirebiliyoruz. Tam sağlığına kavuşmuş bir ekonomik yapımız yok.

"Tuzla"da ölen çocuğun cesedi bir gün denizde kaldı. Bu kimin meselesi!"

Davutpaşa"daki faciada gördük ki, insanlar sigortasız, ayda 400 liraya çalışmaya bile razı...

İşte bizim bunu ortadan kaldıracak ekonomik reformlara devam etmemiz gerekiyor. Türkiye"de çalışanların yüzde 80"i mesleksiz. Türkiye lümpenleşiyor. Ne emek sınıfı gelişiyor, ne burjuvalaşıyor... Neden lümpenleşiyor? Çünkü sanayi toplumu olmak için hiçbir ön hazırlığımız yok.

Davutpaşa"da ölen Heybetullah Güleç"in abisi, "Başbakanım bu ülkenin en büyük sorunu türban mı?" diye isyan ediyordu...

Davutpaşa faciası AK Parti"nin nereye gittiğinin en çarpıcı örneklerinden biri. "Aman yağlı boya... Bana değmesin!" yaptılar. Davutpaşa patladı. Bununla ilgili bir sorumlu arayışı gördünüz mü? Kimdi oranın sorumlusu? Unutuldu gitti. Ankara, işte insanı öyle esir alıyor. Zenginleştikçe, yoksullaşan halk unutuluyor. Şimdi AK Parti muhalefette olsaydı Davutpaşa"ya böyle mi davranırdı? Nasıl umursamaz geçiştiriliyor değil mi yoksulluk? Tuzla"da,üç kuruşa çalışan çocuk denize düştü, boğuldu. Cesedi bir gün denizde kaldı. Bu vahşet kimin meselesi? Siz buna sahip çıkan birini görüyor musunuz şu anda Türkiye"de? AK Parti böyle giderse çok örselenir, tabanını kaybeder.

Avrupa Birliği süreci tamamlanmazsa Türkiye"nin uçağı düşer

Yeni bir 28 Şubat süreci yaşanır mı sizce?

Bizde darbeler iç nedenlerle değil, dış nedenlerle olur. Bunu dış politika anlamında söylüyorum. Erbakan, M-8"leri kurmasaydı, Libya"da Kaddafi"nin çadırına girip azar işitmeseydi, başbakanlıkta tarikatları toplamasaydı 28 Şubat süreci yaşanmazdı. Şeriat, laiklik gibi tartışmalar içeride tansiyonu yükseltir ama asıl darbe nedenleri dış politikadaki uygulamalardan gıdalanır. Ben Türkiye"nin zaman kaybettiğini düşünüyorum. İlk dönem çok iyi gitmişti AKP. Ama eğer AB süreci tamamlanmazsa Türkiye"nin uçağı düşer. Yani AB, öyle "Dış, batı, entel, dantel, hakaret, taviz" gibi aşağılayıcı üsluplarla tarif edilen bir takıntı değildir. Türkiye"nin iç dinamikleri zayıftır, kendi başına dönüşüm yapamaz. Türkiye, 1908"den bu yana aynı şeyleri konuşmaya devam ediyor. 10 senedir de türbanı tartışıyoruz. Sorunları çözemediğimiz ortada. Bütün bunlar yaşanırken Türkiye, padişahlıktan gelme iktidar kavgalarını aşıp insan odaklı yönetilen bir noktaya gidemiyor. Onun için AB"den uzaklaşırsak, Türkiye"nin büyük çalkantılar içine gireceğini düşünüyorum. AB, benim açımdan dünyalaşma simgesi. Dünyalaşırsan kurtulursun, yerelleşirsen, dünyadan kopuk bir mezra olursan Türkiye"nin bir türlü halledemediği bu sorunları derinleştirirsin. Olay bu kadar basit.

"Türkiye zaten bölünmedi mi!"

Türkiye, Yugoslavya olabilir deniyor...

Bunlar siyasi laflar. Türkiye zaten parçalanmamış mı, bölünmemiş mi? Çocuk tersanede çalışırken düşüyor, cesedi bir gün denizde kalıyor. Bitlis"in Yedisu ilçesiyle Şişli arasında tam 274 misli fark var. Bu parçalanma değil mi? Bunu bırak, biz burada Bağdat Caddesi"nde oturuyoruz, gel seni Hasanpaşa"ya götüreyim, aradaki farkı bir gör! Kendi içinde bu kadar yaşam, gelir, düzey ve anlayış farklılıklarının olduğu bir ülkede bütünlüğü sağlamak çok zordur.

-BİTTİ-