İzmir 1 Nolu F Tipi Cezaevi. Kalite ödülü verilen cezaevinin müdürü "başarılarının" sırrını "Kamu vicdanını rahatsız etmeyecek sınırlarda iyileştirme" ile açıklıyor.
 
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 2011 yılı Ege Bölgesi Yerel Kalite Ödülleri yarışmasında kamu kategorisinde yılın en başarılı ekibi ödülünü kazanan İzmir 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, personelin çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve lösemili çocuklara yardım amaçlı iki yeni proje başlattı.
 
KalDer İzmir Şubesi tarafından Yaşar Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kazananlar Konferansı"nda konuşan İzmir 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, yarışma süreciyle ilgili, organizasyona katılmak isteyen ekiplere bilgi verdi.
 
"Kamu vicdanını rahatsız etmeyecek iyileştirme!"
 
Birçok insana bir infaz kurumunun kalite çalışması içine girmesinin garip geldiğini, çalışmaya başladıklarında bu tezat görüşlerin farkında olduklarını belirten Çapacı, ceza infaz kurumlarında kamu vicdanını rahatsız etmeyecek sınırlarda iyileştirmelere gittiklerini vurguladı.
 
Suçu önlemenin yolunun suçlunun rehabilitasyonunu sağlamaktan geçtiğini, infaz kurumlarının da bu yapıda olması gerektiğini dile getiren Çapacı, "Geleneksel manada cezalandırma suçludan intikam almakla sınırlıdır. Günümüz anlayışı suçluyu rehabilite etmeyi meslek, zanaat sahibi yapmayı, topluma faydalı bireyler olarak geri kazanmayı amaçlamaktadır" dedi.
 
"Mutlu ziyaretçi, üretken mahpus' mu!"
 
Çapacı, iyileştirme çalışmalarına rağmen "zindancılık anlayışından gelen cezaevi görüntüleri" nedeniyle kamuoyunun bakış açısında bir değişiklik olmadığına değinerek, şöyle konuştu:
 
"Aradan yıllar geçmesine rağmen, kurum, personel, yapı değişmesine rağmen insanların fikirleri hala değişmedi. 'Tatar Ramazan', 'Geceyarısı Ekspresi', 'Demirparmaklıklar Arkasında' gibi dizi ve filmlerdeki karanlık, köhne kurumlar olarak topluma lanse edilmeye devam ediliyor. Yanlış önyargıların giderilmesinde KalDer gibi saygın sivil toplum kuruluşlarının desteğini önemli buluyoruz. Bu nedenle 2010 yılı şubat ayında KalDer'e başvurduk. Personele yönelik eğitim semineri ve sempozyumlar düzenledik. Eğitim desteğinin ardından iyileştirme yenileme çalışmalarını sistemli hale getirmek için ekipler kurduk. 'Mutlu Ziyaretçi. Üretken Mahpus' projesi hayata geçirildi."
 
Alınan ödülle infaz kurumlarına yönelik olumsuz önyargıların giderilmeye başladığını gördüklerini, bu konuda memnuniyet verici tepkiler aldıklarını belirten Çapacı, "Bu ödül bizim hızımızı kesmeyecek. Personelimizle gurur duyuyorum. Şimdi çalıştığımız iki proje daha var. Personelin çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve lösemili çocuklara yardım konularında iki projeyle yola devam ediyoruz" diye konuştu.
 
Kalder İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu ise bazı kurumların kalite ödüllerine kamu kurumu oldukları için katılmaktan kaçındığına işaret ederek, "Onlara en büyük örnek infaz kurumudur. İşte size kamu kurumu. Hem de kamunun en kamusu. 'Kamu kurumları çok bir şey yapma imkanına sahip değil' diyorlar, 'bütçemiz yok' diyorlar. Bunlar sponsorluklarla da yapılabiliyor. Üstelik birçok kamu kurumunun büyük bütçeleri var. Özel sektör, finans odaklı olarak karlılık maliyetlerinin düşürülmesi için bunları yapmak zorunda ama kamu sektöründe fark yaratır" dedi.
 
Konferansta önceki yıllarda ödül alan Erbakır, Hugo Boss ve Rexam Paketleme şirketlerinin yetkilileri de ödül süreçlerini anlattı.