Mart 2013'te vizyona girecek olan filmde 'Fırat' isimli bir ajanı canlandıran Karadağlı'ya, 'Ajan Melisa' rolüyle Seda Eğridere eşlik ediyor. İkili, filmdeki sevişme sahneleriyle adlarından söz ettireceğe benziyor.

Tamer Karadağlı'nın ilk kez yönetmenlik yaptığı ve başrolünü üstlendiği 'Süpertürk' filmi 16 Mart'ta izleyiciyle buluşuyor. Olağanüstü güçleri olan 'Süpertürk'ün hikayesinin anlatıldığı filmde; Suna Keskin, Atilla Arcan, Buket Dereoğlu, Necmi Yapıcı, Cem Emüler ve Murat Serezli gibi isimlerin yanı sıra Karadağlı'nın eski eşi Arzu Balkan ve kızları Zeyno da rol alıyor. Aile albümüne konulacak bir film yaptıklarını söyleyen Karadağlı ve Balkan'la yeni filmlerini konuştuk.

Hem başrolde olmak, hem de yönetmenlik yapmak zor oldu mu?

TAMER KARADAĞLI: Hem kolay, hem de zor yanları vardı. Senaryonun her aşamasında olduğum için ortaya nasıl bir şey çıkacağını biliyordum. Esas zorluğu yönetmenlik yaparken yaşadım. Diğer Oyuncuların Oyunlarıyla ilgilenip rejiyi idare etmek zordu. Yönetmenlik çok meşakkatli bir iş. Filmin ön hazırlığından vizyona gireceği ana kadar her şeyiyle ilgilenmeniz gerekiyor. Çok yorucu ama bir o kadar da keyifli!

SİTEM ETTİM

Arzu Hanım siz projeye nasıl dahil oldunuz?

T.K.: Arzu (Balkan) projeye en son dahil oldu. Aslında o rol için ilk seçeneğimiz Arzu değildi; başka insanlarla deneme çekimleri yaptık. Daha sonra yapımcımız Arzu ile deneme çekimi yapmak istediğini söyledi. Ben ilk başta çok emin olamadım.

ARZU BALKAN: Burada devreye ben gireyim... İzlen Erdem ve Tamer, senaryo aşamasından itibaren sürekli bu filmle ilgili konuşup tartışıyorlardı. Bu konuşmalar zaman zaman benim evimde de geçiyordu. Bana da "Sence bu rolü kim oynar?" diye soruyorlardı. Ben de bu sırada içerliyorum, "Niye kimse bana sormuyor acaba?" diye! Bu arada Tamer de "Belki sen de küçük bir rol oynarsın" filan diyordu. İçten içe sitem etmeye başlamıştım. Tam çekimler başlayacakken "Sizinle deneme çekimi yapmamız lazım" diye beni aradılar. Aslında Tamer de, ben de tedirgin olduk. "O yönetmen, ben Oyuncu nasıl oluruz?" dedim ama çok keyif alarak çalıştım.

Eski eşlerin aynı sette çalışmasının dezavantajı ya da avantajı var mı?

T.K.: Bu kişilere bağlı bir durum. Arzu ile ben bir dönem evliydik, şimdi ayrıyız. Ama bu bizim yakın dost olmadığımız anlamına gelmiyor. Profesyonel bir işin içindeyseniz, profesyonelce düşünmeniz gerekiyor. İlk yönetmenliğimde başrolü paylaşıp en rahat olabileceğim kişiydi Arzu. Bu anlamda bana büyük kolaylık sağladı.

A.B.: Benim de ilk sinema filmim. O anlamda Tamer'in yönetmen olması bana da rahatlık sağladı. İş yaparken ilişkiler arka planda kalıyor. Sete girdiğiniz zaman ilk düşündüğünüz şey; nasıl oynadığınız oluyor. İnsan orada ilişkisini pek düşünmüyor.

DOSTLUĞUMUZ ÇOK GÜÇLÜ

Birlikte bir projede yer aldığınız duyulunca, yeniden birlikte olup olmadığınız merak edildi...

T.K.: Bence bu gizem kendisini biraz korusun. Şimdi niye böyle bir şeye açıklık getireyim. (Gülüyor) Allahın dediği olur. Onu zaman gösterir.

İlerleyen zamanlarda yeniden evlenme ihtimaliniz var mı peki?

T.K.: Bilemeyiz, bekleyip görmek lazım! İkinci filmin ortasında belki böyle bir şey olabilir. Belki birkaç sene önce Las Vegas'ta evlenmişizdir. Belki hiç böyle bir şey yoktur, bütün bunlar asparagastır. Belki başka ilişkilerimiz vardır, bilemiyoruz. Şu anda bir şey söylemek yanlış olur! Hayat yolculuğunda her şey yaşanabiliyor. Evlilikten ziyade bizim için en önemli şey; kızımız Zeyno. Onun gelişimi adına dostluğumuz çok güçlü bağlarla devam ediyor.

ZEYNO İÇİN BİR OyunDU

Filmde kızınız Zeyno'nun oynamasına nasıl karar verdiniz?

T.K.: Zeyno filmde annesinin çocukluğunu oynadı. Kısa bir sahneydi. Zeyno'nun, Arzu'nun çocukluğunu oynamasından daha doğal bir şey olamazdı. Zaten birbirlerine çok benziyorlar. Hareketleri, tavırları, kafa şekilleri bile benziyor. Arzu oynayınca, çocukluğunu da Zeyno'nun oynamasını istedik.

Zeyno'nun Oyunculuğa yeteneği var mı peki?

T.K.: Her çocuk kadar var. Oyunlar oynuyor. Onun için zaten bu da bir Oyundu. Şu anda çok küçük; ne isteyeceğini bilmiyor. Hangi mesleği seçerse seçsin, ben yanında olacağım.

Sizce filmin gişesi nasıl olur?

T.K.: Top yuvarlaktır, bilemeyiz. Bu işlerde öngörünüz olamıyor ama umutluyuz. Çok çalıştık, keyifli bir iş yaptık.

AİLECEK İZLENEBİLİR!

Filmin devamı gelecek mi?

T.K: İnşallah gişede başarılı oluruz da ikincisini çekeriz. Ona da 'Supertürks' deriz.

Fragmanlar yayınlandıktan sonra nasıl tepkiler aldınız?

T.K: Fragmanları çok beğendiler. İnsanların çoluk çocuk, ailecek izleyebilecekleri, eğlenceli bir iş yaptık.

Sizce fenomen olur mu?

T.K: Hiç bilemiyorum. Şimdiden fetva vermenin doğru olmayacağını düşünüyorum.

FİLMİ AİLE ALBÜMÜNE KOYACAĞIZ

Kızınız Zeyno Oyunculuğu sevdi mi, sette nasıldı, biraz bahseder misiniz?

A.B.: Ona Oyun gibi geldi. "Oyunculuk nasıl bir şeymiş?" diye sordum. "Çok kolaymış. Bir şeyler söylüyorlar, yapıyoruz" dedi. Çok profesyonelce çalıştı. Bir ara sadece çok acıktığını söyledi. Onun için de çok güzel bir anı olacak. Ben bu filmi aile albümümüze koymak istiyorum. İleride Zeyno da herkese gösterip "Annem ve babamla böyle bir film yaptık" diyecek. T.K: Bu arada ben o yaşlardaki bir çocuğun her gün çalışmasına çok karşıyım. O yüzden Zeyno'nun oynadığı bölümleri birkaç saatte çekip bitirdik.

BİZ BU FİLMDE ASLINDA SÜPER KAHRAMANLARLA DALGA GEÇİYORUZ

Süper kahraman yaratma fikri nasıl oluştu?

T.K.: Bu, filmin yapımcısı İzlen Erdem'in kafasında olan bir projeydi. Birlikte konuşarak bunu geliştirdik. Aslında bu bir süper kahraman öyküsü değil, süper kahramanlarla dalga geçen bir proje. "Türkiye'de süper kahraman olursa nasıl olurdu?" sorusundan yola çıkılarak neşeli bir senaryo yazıldı. En keyifli haliyle de filme aktarmaya çalıştık.

TEPKİLER ÇOK GÜZEL

Bu arada Twitch Film adında yabancı bir sinema sitesi de filminizi tanıttı. Bu kadar ilgi görmeyi bekliyor muydunuz?

T.K: Bekliyordum desem yalan söylemiş olurum. Çok hoşuma gitti. Almanya'dan da çok güzel tepkiler geliyor. Fransa'dan da güzel yorumlar alıyorum.

Filmde İtalyan Başkonsolosu Gianluca Alberini'nin yer alması nasıl oldu?

T.K: Kendisi benim arkadaşım. Filmde oynamasını rica ettim, o da kabul etti. İşi de çok eğlenceli buldu. Onu 25-30 sene öncesinden tanıyorum. Ben Ankara Koleji'ndeyken, o da Fransız Kültür Derneği'ndeydi.

Film yurt dışında da vizyona girecek mi?

T.K: Türkiye'de vizyona girdikten 10 gün sonra Almanya ve Fransa'da da gösterime girecek.

BÜYÜK ACI YAŞADIM

Çekimler sırasında ilginç bir şey yaşadınız mı?

T.K: Filmin ikinci günü Arzu babasını kaybetti. Bizim için çok kötü bir durum oldu bu! Bir anda bütün program değişti. İkinci çekim günümüzdü ve önümüzde 1.5 ay daha vardı. Komedi filmi yapıyorsunuz, filmi güle oynaya çekmeniz lazım. Ben böyle bir şey yaşamadım ama "En yakınınız bile ölse sahneye çıkıp rolünüzü oynamanız gerekir" derler.

A.B: İnsanın gerçekten içi kan ağlıyor ama orada gülmek, eğlenmek lazım. "Babamı defnettikten sonra nasıl sete geri dönebilirim?" diyordum ama bir şekilde oldu. Herkes bana çok destek oldu, herkes acımı paylaştı. İlahi bir düzen var. Film çekimleri acı dönemlerimi daha kolay atlatmama yardımcı oldu.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr