Oyuncu Tolga Çevik bir sanatçının duruşuyla örnek olması gerektiğini savuruyor. Çevik "Eve gidip çocuklarımın babası olduğum için şöhret başımı döndürmedi. Aile düğümünü iyi atarsanız bozulmazsınız" dedi

-Siz elinizde bir metin olmadan doğaçlama oynamayı başarıyorsunuz?

Komedi bir zamanlama olayı. Ve bu olayı çözmüş bir adamın oyunculukla ilgili başka bir sıkıntısı olmaz. Benim şuraya kadar gelmemin tek sebebi sadece gözlemdir. Her insanın gömlek düğmesine kadar sürekli gözleyen bir insanım. Dolayısıyla, sahneye çıkıp "Sağa dön" deyip 3 saat boyunca senaryosuz oynamak da buna dayalıdır.

-Şöhret az da olsa başınızı döndürdü mü?

Döndürmemiştir, yormuştur. Benim akşam olmam gereken yer ev. Bir düzenim olduğu için benim çok başım dönmedi. Biri bana "Sen değiştin aslanım" derse durup düşünürüm. Benim çok inandığım bir şey var. Bu binanın güvenlik görevlisiyle Dustin Hoffman, aynı anda karşıya geçse otobüs çarparsa, her ikisine de çarpıyor. Yani ikisinin arasında hiçbir fark yok. İşinizde şımaracağınız yer işinizi yaptığınız andır. Paydos olduğu an hiçbir farkınız yok.

-Bir sanatçı örnek olmalı mıdır?

Sanatçı duruşuyla da örnek olmalıdır. İstersen sanatçıların kralı ol, Türkiye'de yaşadığını unutmayacaksın. Bu işi yapacaksan, buraya göre hareket edeceksin. Ben çünkü hep böyle büyüdüm. Bayramın birinci günü en büyüğe gidilir yemek yenir. Biz böyle büyüdük. Türk örf adetlerimize göre hareket edip yaşıyorum. Çocuklarımın da böyle olmasını istiyorum ve yetiştiriyorum. Çünkü ipi bir yerden koyuverdiniz mi bir daha yakalayamama ihtimali var. İpin en sağlam düğümü de aile kavramıdır.

SEMT PAZARINA GİDERİM

-Meşhur olduktan sonra özlemini çektiğiniz şeyler oldu mu?

Çok özlemini çektiğim bir şey yok. Ben hala sabit pazara gidiyorum. Marketten kendim yaparım alışverişimi. Baştan kendinize öyle havalı bir raf yapmazsanız, düşme ihtimaliniz azalır. İşimizi yaparken sanatçı sıfatımız var, işimiz bittiğinde eve gidince evin babası eşinin kocası o durum yani.

-İnsanların sokakta size gösterdikleri ilgiden memnun musunuz?

Allah eksik etmesin. Ne kadar güzel bir şey... Bazen Özge diyorum, "Yok artık tamam bir yere yerleşelim, çocuklar balıkçı mı olur ne olur, gidelim" Eşim diyor ki "Sen yapamazsın. Sen birisinin sana sevgiyle bakışını gördüğünde senin bankaya para yatmış gibi oluyorsun." Zaten bu da olmasa bu meslek çok yapılacak bir iş değil. Yorgunluk, stres, sinir harbi olacak iş değil.

-Hayatınızdaki dönüm noktası nedir?

Evliliğimdir. Çünkü evlenmeden şu an bulunduğum şeyleri yapmış olsaydım raydan çıkmış olurdum. 30 yaşında bir adam Allah'a şükür aç değil açık değil, sapıtma hali olabilirdi. Erkek daha zayıf bir mahluk, her an baştan çıkabiliyor. Ama düzenli hayat benim dönüm noktam...

Filmimde herşey ylunda gitti

-'Sen Kimsin', ilk sinema filminiz. Bu filmde canlandığınız, 'Dedektif Tekin' tiplemesi nasıl ortaya çıktı?

Dedektif Tekin aslında 'Komedi Dükkanı'nda oynadığım bir dedektif karakterinin biraz allanmış pullanmış hali. Bir gün "Ne yapalım?" diye düşünürken, arkadaşım Fırat, "Dedektif ol" dedi. Bende öyle bir karakteri oynamıştım sahnede. Sonra film yapma isteği dayanılmaz olunca bu karakteri geliştirdik

-Kara geçmek için bu filmin ne kadar gişe yapması gerekiyor?

Onları hiç bilmem, hiç öğrenmem, hiç de konuşmam. Çünkü ben bu konuda çok matematiksel bir adam değilim. Bir de bilmemem gerektiğine inanıyorlar. Onlar da o açıdan çok fazla paylaşmıyorlar benimle...

-Stres olmamanız için mi?

Evet, çünkü biz zekamızı kullanarak iş yapıyoruz, ama nedense daha fazla 'kalbi' insanlar olduğumuz için es kaza bir şey ters giderse çok çabuk küsebiliyoruz.

-Bu filmde her şey istediğiniz gibi oldu mu?

Her şey istediğim gibi oldu. Ne yapımcı şirketimizden, ne yönetmenimden, ne diğer oyuncu arkadaşlarımdan bu arzuyu, bu yol üzerinde aksatacak hiçbir şey olmadı, tam destek vardı.

Sit-com'un babası Gazanfer Özcan

Ben rahmetli Gazanfer Özcan ağabeyimi örnek alıyorum. Şaka yapmadan durum komedisiyle en komik olan oyuncudur. Çoluğu çocuğu olan, hiç kendisini bozmamış, hep de "Gazanfer Bey" dedirtmiş bir insan. Sitcom mantığını Türkiye'ye getiren kişi. Bana vasiyeti "Böyle devam et!" olmuştur.

Bir seri katili de oynarım

Ben komedyen değilim, oyuncuyum. Yani seri katili de canlandırabilirim.

Robert De Niro'ya bakın adam komedi de oynuyor, katili de oynuyor. Oscar da alıyor. Çünkü sizi yeteneğinizden dolayı seviyorlar. Biz de bunun için erken galiba. 2050 yılında falan göreceğiz herhalde. Ben son derece salim yaşamayı seven bir insanım. Bu kadar stresin içine nasıl girdim bilmiyorum. Benim aslında kırtasiye açıp kaç kırmızı kalemim var, kaç silgi sattım demem gerekti. Akşam dükkanı kapamalıydım yani.

Cem Yılmaz'la çok iyi anlaşırız

-Kayınbiraderiniz Cem Yılmaz'la iyi anlaşıyor musunuz?

Niye anlaşmayalım? Şaka anlayışımız hayata bakışımız aynı. Her şeyi gülerek bakmayı seven insanlarız biz.

-Hangimiz daha komiğiz diye birbirinizle eğlendiğiniz oluyor mu?

Amannn, o son derece komik bir insan.

Cem Yılmaz'la Ahu Yağtu evleniyor, evlilik hediyesi olarak ne alacaksınız?

Ha haha.. Onu eşim bilir.

-Evli mutlu ve iki çocuk babası olarak Cem Yılmaz'a ne tavsiye edersiniz?

Evlilik son derece güzel bir şey.. Özellikle bir erkek için evlilik çok güzel! Kadınlar her zaman son derece naif ama erkekler küflenmeye müsait. Bu yüzden erkeğin özellikle evliliği sevmesi ve benimsemesi lazım.

Bugün