Dink Ailesi, 28 kişi hakkında “AİHM kararını yerine getir” diyerek savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Dink Ailesi aralarında İstanbul eski Valisi, Trabzon eski Jandarma Alay Komutanı, Trabzon eski Emniyet Müdürü"nün de olduğu 28 kişi hakkında “AİHM kararını yerine getir” diyerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Aile kamu görevlilerini kasten öldürmek ve terör örgütü üyesi olmakla suçluyor...

Yarın 4. ölüm yıldönümünde anılacak olan Hrant Dink"in eşi Rakel, oğlu Arat, kızları Delal ve Sera ile kardeşi Hosrof Dink, avukatları Fethiye Çetin aracılığıyla İstanbul Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Dink"in 19 Ocak 2007"de öldürülmesinin ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon jandarma Komutanlığı görevlilerinin, Dink"in öldürüleceğini bildikleri halde cinayetin önlenmesi konusunda gerekli tedbirleri almadıkları, Dink"in yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getirmedikleri, cinayetten sonra ipuçlarını gizlemek üzere savcılardan bilgi ve belge gizledikleri, sahte evrak düzenledikleri, gerçeğe aykırı beyanda bulundukları gerekçesiyle çok sayıda başvuruda bulunulduğu ancak bunlardan sonuç alınamadığı belirtildi.

Bunun üzerine AİHM"e yapılan başvuruda Türkiye"nin mahkum edildiği ve AİHM kararında kamu görevlilerinin cinayetteki sorumluluklarının tespit edildiği belirtilen dilekçede, İstanbul Başsavcılığı"nca açılan davanın sanıklarının “terör örgütü kurdukları” iddiasıyla yargılandıklarına dikkat çekildi. TCK"ya göre “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmasalar bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım edenler de örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları” gerektiği ifade edilen dilekçede, hakkında suç duyurusunda bulunulan şüphelilerin eylemlerinin ve eylemsizliklerinin cinayeti bizzat işlemekle yargılanan faillerin eylemlerini kolaylaştırdığı ifade edildi.

AİHM"in iç hukukta etkili bir soruşturma yürütülmediğine karar verdiği belirtilen dilekçede şöyle denildi:

“AİHM"in kamu görevlilerinin Hrant Dink"in öldürülmesindeki sorumluluklarını tespit etmesinin ardından usuli yükümlülüğün ihlal edildiğini tespit etmiş olması yeni bir soruşturma açılmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda, şüpheliler hakkında doğrudan soruşturma açmak ulusal ve uluslararası düzenlemelerin ve AİHM"in savcılığınıza yüklediği bir sorumluluk olarak durmaktadır.
Savcılığınızın yapması gereken tek şey, şüphelilerin, Dink"i katleden terör örgütünün üyesi olma suçlamasıyla yargılanan faillerle ilişkileri olup olmadığını, faillere yardım edip etmediklerini ortaya çıkarmak ve bu cinayetle ilgili tüm şüpheleri aydınlatmaktır.”

Haberal"ın doktoru emsal

Dilekçede Ergenekon sanığı Haberal"ın doktorunun geçtiğimiz günlerde tutuklanması da hatırlatılarak şöyle denildi: “Haberal"ın sağlık durumunun tutuklu yargılanmasına engel teşkil etmediğine dair raporu yargısal makamlardan gizlediği gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü müdürü Erhan Kansız"ın tutuklanmasına karar verilmiştir. Kansız"ın bu fiili TCK m. 220/7 (örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak) kapsamında değerlendirilmiş ve 4483 sayılı yasada öngörülen süreç işletilmemiştir(İzin alınmasına gerek görülmeden soruşturulması) Bu olayın hem esas hem usul açısından emsal teşkil ettiği kanaatindeyiz.”

Vali, emniyet müdürleri, jandarma komutanı ve diğerleri...


Dönemin İstanbul Valisi olan Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler ile Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, eski Trabzon Emniyet Müdürü ve eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski Trabzon Jandarma İl Alay Komutanı Ali Öz, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler"in de aralarında olduğu İstihbarat daire başkanlığı, Trabzon Emniyeti, Trabzon jandarması ile İstanbul emniyet görevlisi 28 kişi hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Kemal Göktaş / VATAN