İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Odatv davasında, tutuklu sanık Ahmet Şık, mahkeme heyetinin sorularını cevapladı. Ahmet Şık, söylenecek çok şeyin bulunduğunu ancak susmayı tercih ettiğini belirtip, suskunluğunun masumiyetinden ve haklılığından geldiğini söyledi. Şık, üye hakimin, gazeteci Alper Görmüş'ün Nokta Dergisinde yayınlanan ‘darbe günlükleri’ haberine ilişkin soru sorması üzerine, sinirlenerek ses tonunu yükseltti. Şık, ''Bana doğru dürüst soru sorun. Bunun davayla ne ilgisi var?'' demesi üzerine Başkan Ekinci, Şık'ı uyararak sorulara cevap vermesini, aksi takdirde yerine oturmasını istedi. Ahmet Şık, yüksek ses tonuyla konuşmaya devam edince bazı jandarma görevlilerinin ayağa kalktığı görüldü.

Şık, Alper Görmüş'ün yaptığı haberde kendi adının bulunmadığını ancak bir gazeteci olarak böyle bir habere imza atmak isteyeceğini ifade etti. Üye hakimin, iddianamede yer alan telefon tapelerine dair sorularını da cevaplayan Şık, ''Tapelerin tamamının okunması lazım. Savcı işine gelen yerleri almış, gelmeyen yerleri almamış. Yazdığım kitapta kimsenin katkısı yoktur ve kimseden kitabımla ilgili talimat almadım. Nedim Şener'in bu kitapla hiçbir ilgisi yok. Olsaydı söylerdim. Ben kimsenin emeğini yemem. Telefonda 'Fikret Ağabey' dediğim kişi avukatımdır. Avukatım bile davanın gizli sanığı haline gelmiştir.'' şeklinde konuştu.

Ahmet Şık'ın ardından kürsüye gelen Nedim Şener de üye hakimlerin sorularını cevapladı. Nedim Şener, yapmadığı ve yazmadığı bir şeyi anlatmaya çalıştığını ve bunun çok zor olduğunu söyledi. Şener, gözaltına alınmadan önce bir kitap çalışmasının bulunmadığını ancak tahliye edildiğinde Devlet Denetleme Kurulu raporları doğrultusunda, Hrant Dink cinayetiyle ilgili yeni bir kitap yazacağını kaydetti. Sanık Şener, ''Ahmet'le mahkemede ayrıldık. Ben 'ilahi adalet' diyorum, o 'diyalektik adalet' diyor.'' ifadesini kullanarak tahliyesini talep etti.