12 yıldır profesyonel olarak şarkı söyleyen Funda Arar'ın, geçen ay çıkardığı 'Aşkın Masum Çocukları' isimli 8'inci albümü büyük beğeni topladı. Hüzünlü ve duygulu şarkıların sesi olarak bilinen Funda Arar'la işini ve özel hayatını konuştuk.

Röportaj: Şebnem ÖZCAN

-İki yıl aradan sonra çıkarttığınız yeni albümünüzden biraz bahseder misiniz?

Yeni albümün adı, 'Aşkın Masum Çocukları'... Prodüktörlüğünü eşim Febyo Taşel yaptı, albümün içinde besteleri de var. Aysel Gürel, Cem Karaca şarkıları var. Genelde romantik şarkılardan oluşuyor.

-Siz de söz yazıp, beste yapıyorsunuz değil mi?

Bu albümde de söz ve müziği bana ait bir şarkım var. Aslında hiç belli olmuyor, bazen bir sözden yada bir cümleden yola çıkarak o sözleri yazıyorum. Ve daha sonra besteliyorum. Genelde söz müziği bir arada yapmak biraz zor oluyor. Bazen önce melodi çıkıyor. Ben önce sözleri yazıyorum, sözlerden sonra beste ortaya çıkıyor. Yolda, arabada, yürürken, banyoda, her yerde söz ve beste yapabiliyorum. Bir anda bir cümle geliyor aklıma onu sonradan geliştiriyorum.

Tiyatro oyunculuğuna sıcak bakıyorum

-Beste yapmak zor bir iş mi?

Söz yazmak ve beste yapmak zor tabii. Bazen bir şarkı için aylarca çalışıyorum. Bu albümdeki şarkımı gece geç bir saatte yazdım. Bir şiir olarak yazmıştım. Çok bunaldığım bir dönemde yazdım. Bazen insan der ya, "Çocukluğum, oyuncaklarım şimdi nerede? Nerede o güzel günler" bende böyle bir haleti ruhiyede yazdım o şarkıyı. Keşke o günlere geri dönebilsem dedim. Sonra, her şeyi kafaya takmaya gerek yok. O sözlerin içinde de yazdım dedim ki "Kendimi kahvenin tadına bıraktım"

-Dizi oyunculuğuna sıcak bakıyor musunuz?

İlk 'Ruhsar' adlı diziyle başladım. Orada şarkı söyleyeceğim ve bitecek sanıyordum meğerse bayağı rolüm varmış. Çok eğlenmiştim oynarken ama dizi çok zor. Haftanın dört beş günü settesiniz. Müzik çalışmalarım çok arka planda kalır. Dizide rol almak beni kasar. Tiyatro bana daha sıcak geliyor, Orada da sahnedesiniz, birebir hayranlarınızla birliktesiniz. Tolga Çevik bir kere Kuruçeşme Arena'da şov yapmıştı beni de konuk olarak çağırmıştı. Çok eğlendim. Doğaçlama bir metin yoktu çok keyifliydi. Komediyi çok seviyorum keşke bir komedi dizisinde oynasam.

Ben çok komik kadınımdır

-Hayret, sizin daha çok ciddi bir tavrınız var?

Öyle ama içeride bir komedyen yatıyor. Komik bir kadınım ben. Arkadaşlarım benimle birlikteyken çok gülerler. Başımdan geçen olayları anlatırım, onları çok eğlendiririm. İnsanları güldürmek güzel bir şey. Ağlatmak daha kolay, güldürmek daha zor mesele. Bu yüzden yaptığım mesleği o anlamda çok seviyorum, insanları hem eğlendirmek hem başka dünyalara götürmek, böyle bir hizmet vermek çok başka bir duygu.

-Genç şarkıcılardan dinledikleriniz var mı?

Müzik şirketimizde yeni genç isimlere prodüktörlük yapmayı çok istiyorum. Ama önce kendimizi bir toparlamak istiyorum. Sonra gençlere yapacağız bir şeyler. 'Eflatun' diye yetenekli biri var,onun albümünü aldım, dinledim ve beğendim.En son aldığım albüm Eflatun'un albümü, çok güzel bir ses. Bir de ben her zaman Şebnem Ferah hayranıyımdır.

-Sanatçıların özel yaşamlarının sık sık konu edilmesine ne diyorsunuz?

Bence sanatçı önce yaptığı işlerle gündemde olmalıdır. Herkesin özel hayatı kendine. Açıkçası sevdiğim bir sanatçının özel hayatında ne yaptığı beni ilgilendirmez. İşini iyi yapıyorsa tamamdır. Her insanın kendine göre bir hayatı var. İnsan illaki birilerine örnek olacağım diye düşünürse deli olur.

3 ayda 10 kilo verdim

-Bakıyorum kilo vermişsiniz, kaç kilo gitti?

3 aydan biraz fazla sürede 10 kilo verdim. 70 kiloydum şimdi 60'ımÖ Hem spor yaptım, hem de doktor Nurhayat Gül'le birlikte bir diyet uyguladık. Hayvansal gıdaları kestik. Yağ kesildi tamamen.. Şimdi o kiloyu koruma programındayım. Her öğün fındık, ceviz, badem yedim. Ara öğün yok. Meyveyi de öğünlerde veriyor. Günde 3 defa yemek yiyorum. Sabah, öğle, akşam yiyorum sadece. Nurhayat hanım diyor ki "Devamlı yemek yediğinizde vücut sindirimle uğraşıyor sürekli. Ama yemediğiniz zamanlarda vücut detoks yapıyor kendisini yeniliyor. Bir doktor olarak ben ona çok güvendim, çünkü gerçekten mantıklı geldi. Oruç sağlık açısından çok iyi bir şeymiş. Oruç tutmak vücudu yeniliyor. Hem kilo veriyorsunuz hem de farzı yerine getiriyorsunuz, Çünkü oruç tutarak aç kaldığınız o dönemde vücut sindirimle uğraşmadığı için kendini yeniliyormuş. Detoks yapıyor. Gün içersinde sürekli fındık, fıstık yiyerek vücudu sindirimle uğraştırmamak gerektiğini söylüyor. Bana bu mantıklı geldi.

-Peki spor yapıyor musunuz?

Spor yapıyorum, yüzüyorum pilates ve fitness yapıyorum. Hoca yaptırıyor bunları Birinizin başınızda olması önemli. Bir hareketi on beş kez yapmak gerekiyor. Yalnızken, "Ayy yoruldum on kez yapayım yeter" diyorsunuz ama başınızda hoca olunca ondan çekiniyorsunuz hareketleri tamı tamına yapıyorsunuz.

İkiz annesi olmak istiyorum

-Çocuklarla aranız nasıl?

Çocukları çok seviyorum. Benim için anne olmanın tam zamanı. Yaş ilerledikçe insanda sabır da kalmıyor. Herkes öyle diyor, "Bu dönemde yaptın yaptın, yapmadın zor" Bir tane çocuğum olsun çok istiyorum. Keşke ikiz olsalar. Allah iki tane verse keşke. İkisi birden büyür. Yoksa peşpeşe iki çocuk yapmak lazım.

Dolma sarar börek açarım

-Sizin çok güzel yemek yaptığınızı duydum doğru mu?

Yaparım, güzel dolma yaparım. Etli dolmam, zeytinyağlı dolmam nefistir. Antep usulü kuru patlıcanla dolma yaparım. İçli köfte, börek, kısır çok iyi yaparım. Yemek yapmak benim kendi merakım. Anneden alışmadım, kendim merak ettim, deneye deneye öğrendim. Yemek yapmayı çok seviyorum. Eşim bazen diyor ki, "Yapma artık yeter" Bense yemek yapmadan duramıyorum. Yemekleri yapıp akşama da arkadaşlarımı çağırıyorum. Hem yiyorum hem yediriyorum.

bugün