İSTANBUL Büyükçekmece'de rüşvet karşılığı kaçak hafriyat dökümü yaptırdıkları iddiasına ilişkin aralarında 649. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim ile birçok kamu görevlisinin bulunduğu davada tutuklu 15 sanıktan 11'i tahliye edildi. Sanıkların hiçbiri suçlamaları kabul etmedi. Bazıları ise yaptıkları rüşvet pazarlıklarını şaka olduğunu söyledi.

Temmuz ayında rüşvet karşılığı kaçak hafriyat dökümü yaptırıldığı ihbarını alan jandarma 30 ayrı yere baskın düzenledi. Jandarma ekipleri aralarında Seyfettin Selim ile kamu görevlilerinin de bulunduğu 39 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerden 15'i tutuklanırken 24 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Yapılan soruşturma sonunda 39 kişi hakkında rüşvet ve irtikap suçlarından dava açıldı. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına aralarında 15'i tutuklu 34 sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan 5 sanık ise duruşmaya gelmedi.

Mahkeme başkanı salonda yer olmadığı gerekçesiyle duruşmaya gazetecileri ve izleyicileri almadı. Duruşmada savunma yapan sanıklardan firma sahibi Bahtiyar Altıntaş, kendisinin ruhsatlı hafriyat sahası olduğunu anlatarak, teknik takiple tespit edilen telefon görüşmelerinde kendisine ceza kesilmemesine yönelik bir talebinin olmadığını ve kendisine yüklü miktarda ceza kesildiğini ifade etti.

JANDARMAYA TELEVİZYON ALDIM

Sanıklardan Mustafa Yavaş, kimseye rüşvet vermediğini belirterek "Ben kimseye rüşvet vermedim. Yalnızca jandarmanın yeni yapılan karakol binasına yardım istendi. Ben de hediye olarak bir televizyon aldım. Biz elimizden geldiğince yeni yapılan kamu binalarına yardım ve eksiklerin giderilmesine yardım ederiz" dedi. 649. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim yaptığı savunmada, kendisinin Hadımköyspor'un başkanlığını yaptığını, Sakaryaspor yöneticiliği görevini bu soruşturma nedeniyle bıraktığını belirtti.

ŞAKA MAKSADIYLA BORCUN VAR DEDİM

Seyfettin Selim, notlarının arasında "Rüşvet" diye yer aldığı iddia edilen ibare ile ilgili de, "Bir şahıs için silah ruhsatı alırken emniyet haricen sanki rızamız ile verilmiş gibi para aldığından o yüzden notlarıma kızgınlıkla rüşvet yazmış olabilirim" dedi. Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Seyfettin Selim, "Arkadaşım olan, ismini hatırlayamadığım, siyasi parti nedeni ile tanıdığım bir kişiye tonaj fazlası nedeniyle işlem yapıldığından, mağdur olduğunu söylediği için bayram öncesi böyle bir cezanın haksızlık olacağını belirttim. Hatta kesilen cezayı ben ödedim. Mahmut İslamoğlu ile bir konuşmam olmadı. Rüşvet kelimesi yanlışlıkla söylenmiş olabilir. Ayrıca Ali isimli arkadaşımın kepçesi kaza yapmış ve bir kişi ölmüştü. Kepçeciyi korumak amacıyla komutana telefon açtım. Olay yerinde sürücüye zarar verilmemesini istedim. Ölen kişi 59 yaşında olduğu için şaka maksadıyla '5 bin 900 TL borcun var' dedim" diye konuştu.

DURUMU İYİ DİYE YARDIM İSTENDİ

Seyfettin Selim'in avukatı Necdet Öztürk ise müvekkilinin hafriyat işi ile uğraşmadığını söyleyerek, ekonomik durumunun ve sosyal ilişkilerinin iyi olması nedeniyle zaman zaman kendisinden bu gibi konularda yardım istendiğini ve yapılan telefon konuşmalarının bunlardan ibaret olduğunu iddia etti.

Sanıklardan zabıta memuru Salih Demir'in avukatı Metin Tarhan, iletişim tespitine ilişkin yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu savundu. Avukat Metin Tarhan, "Örgüt kapsamında araştırma için izin istenmiş bu izin ferdi ve bu amaca aykırı olarak kullanılmıştır. Usülü açısından geçersizdir. Görevliler o sahada dökümü önleyebilmek için bazı görüşmeler yapmıştır. Yapılan her görüşmeye rüşvet şüphesi ile yaklaşılmış ancak uzun süren takibe rağmen somut bir saptama, rüşvet verme anını tespit etme söz konusu olmamıştır" dedi.

RÜŞVET KONUŞMALARI ŞAKAYMIŞ

Sanıklardan Zabıta Komiser Yardımcısı Aydın Özdemir ifadesinde, mesleğinde başarılı olduğu için komiser yardımcısı yapıldığını, komiser olmak üzereyken tutuklandığını ve bu hakkını yitirdiğini belirterek, "Ben tututuğum tutanaklarla yaptığı işlemlerden devlete 30 milyon TL cezadan dolayı kazanç sağladım. Bunun için odak noktası haline geldim. Ben arkadaşlarımla rüşvet konusunda sürekli şaka maksatlı konuşurdum. Bu konuşmalarımız abartıldı" dedi Mahkeme heyetinin evinde yüklü miktardaki nakit bulunması ile ilgili sorusu üzerine Aydın Özdemir, hasta olan anne ve babasının tedavilerinin masraflı olduğunu, parayı da sağlık sorunu olması ihtimali ile aniden ihtiyaç duyulabileceği düşüncesiyle evde bulundurduklarını öne sürdü.

İŞ ADAMLARINA ÖDEME YAPTIRDIĞIMIZ İÇİN GEBE KALDIK

Olay tarihinde Jandarma Astsubayı olarak görev yapan daha sonra emekli olan Ergün Ertekin, "Kaçak dökümü yaptırabilmem için tüm jandarma teşkilatının bu işin içinde ve organize olması gerekmektedir. Hergün çevre koruma, doğal hayatı koruma timleri gelir, çoğu zaman benim yapılan çalışmalardan haberim olmaz. Zaman zaman bölgemizde faaliyet yürüten iş adamlarından komutanlarımın bilgisi dahilinde yardım aldık. Bazı ödemeleri iş adamlarına yaptırdık. Bu nedenle gebe kaldık." dedi

Konuşmalarındaki bazı ifadeleriyle ilgili mahkeme heyetinin soru yönelttiği Ertekin, "Kendimizi borçlu hissediğimiz kişilerle yaptığımız görüşmelerde " evet,hı hı" şeklinde geçiştirme maksatlı sözler söylemek zorunda kaldım" dedi.

İLK CELSEDEN 11 TAHLİYE

Yapılan savunmaların ardından mahkeme, tutuklu sanıklardan zabıta memurları Nurettin Gül, Hamit Kalkan, Zekeriya Ertekin, Osman Coşgun, belediye işçisi Turgut Uluç, Zabıta Komiseri Ahmet Dursun ile tutuklu firma sahibi ve çalışanlarından Ali Dağhan, Recep Çapur, Metin Akman ve Mustafa Öcal'a mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen süreyi gözönüne bulundurup yurt dışına çıkış yasağı koyarak tahliyelerine karar verdi. Tutuklu sanıklardan Bahtiyar Altıntaş, Gürbüz Çilgasit, Aydın Özdemir ve Mehmet Yağmur'un tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, yaptığı şikayet ile soruşturmanın başlamasını sağlayan Kadim Uygur'un duruşmaya zorla getirilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

CAZİP BİR BÖLGE

Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianameye göre hafriyat işi yapan firmaların Büyükçekmece Gölü çevresinde ve havzalarda kaçak döküm yaptı. Firma yetkilileri bu bölgeyi kontrol etmekle görevli bazı zabıta amir ve memurları ile rüşvet ilişkisi içine girdi. Şüpheliler örgüt yapılanması içine girmeden haksız menfaat temin etti. Şüphelilerden zabıta memuru Mehmet Emin Özkan ve Nurettin Gül ile belediye işçisi Turgut Uluç, şikayetçi Kadim Uygur'a döküm izni belgesi almasına rağmen zorluk çıkardı. Kendilerine maddi menfaat temin etmeye zorladı. Soruşturma aşamasında teknik takip yöntemleri yasaya uygun olarak kullanıldı. Koruma havzası olan Büyükçekmece Gölü havzasının alanın gizliliği ve arazi yapısı itibariyle haksız menfaat peşinde koşan bir kısım firma sahipleri ve hafriyatçılar için cazip bir bölge. Teknolojinin tüm imkanları kullanılarak denetimler yapılmasına rağmen rantın büyüklüğü insanları bu denetimleri etkisiz hale getirmeye özendirdi. Nihayetinde bu denetimi yapmakta görevli bazı kamu personeline ulaşarak denetimi etkisiz hale getirmeye çalışmış ve kısmen başarıldı. Şüpheliler menfaat birliği içinde geçici olarak biraraya geldi.

Şüphelilerden 35'i bir veya birçok kez rüşvet suçunu işledi. Bu şüphelilerin her biri için 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Sadece 1 şüpheli irtikap suçunu işledi. Bu kişi için de 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezaları istendi. Şüphelilerden 3'ü ise rüşvet ve irtikap suçlarını birlikte işledi. Bu şüpheler için de 9 yıldan 22 yıla kadar hapis cezaları istendi. - DHA