Türk Sineması"nın ünlü oyuncularından Hülya Koçyiğit, Bilal Özcan"ın hazırlayıp sunduğu "Laf Aramızda" programında, aynı filmde oynadıkları Yılmaz Güney"in filmin afişinde kendi ismini Koçyiğit"in isminin altında görünce sinirlenip afişi kurşunladığını söyledi. Koçyiğit, “Her ikimiz de aynı filmde oynamaya kolay karar vermedik. Adana"da, Ege"de ve Doğu"da müthiş ilgi görüyordu Çirkin Kral. İstanbul sinemalarında onun filmlerini göstermiyorlardı. Filmden sonra o beklemiş ki afişte kendi ismi ilk önce yazılacak. Ben de tabii doğal olarak kendi ismimin yazılacağını biliyorum. Filmin gösterileceği sabah, sinemanın önünden geçerken afişlerde kendi adının yazılmadığını gördüğü bir anda tepki göstermiş buna. Tabii benim sonradan duyduğum bir şey bu. Harbiye"de Şan Sineması"ndaki afişteki ismini tabancayla kurşunlamış” şeklinde konuştu.

O İNSANI UNUTAMAM

Birlikte iki filmde oynadığı Yılmaz Güney"i “Çok yiğit bir insandı” şeklinde niteleyen Koçyiğit, Güney"le ilgili bir anısını ise şöyle anlattı: “Çok güven duyabileceğiniz bir insandı. Sinema tutkunuydu, çok karizmatik bir aktördü. Kahramandı aynı zamanda... Zeyno filminin çekimleri sırasında beni gelin kıyafetimle düğünden kaçırıyordu ve at sırtında sahnelerimiz vardı. Çalıştığımız mekan taşlarla dolu bir mekandı. Fakat atı sürmeye alışık olan bir Yılmaz Güney... Bir yandan kamera çalışıyordu. Bana seslendi, "Hülya bana sıkı tutun, çünkü düşüyoruz" dedi ve bunu dediği anda zaten düştük. Meğerse atın eğerinin bağlı olduğu yer açılmış. Atın eğeri atın sırtından kaymış. Yani o anda bile kendi hayatı söz konusuyken beni korumaya, kurtarmaya çalıştı, hayatımı kurtardı. Hiçbir zaman unutabilir miyim ben böyle bir insanı?”

BÜYÜK TEHLİKE

Koçyiğit programda ayrıca 1973 yılında çevirdikleri filmde kendisinin kör olmaktan son anda kurtulduğunu, ancak oyuncu Hüseyin Peyda"nın tek gözünün kör olduğunu söyledi. Ünlü oyuncu, Yedikule Zindanları"nda çevrilen "Rabia Hatun" filminde arkın kırılan camı nedeniyle aldığı ultraviyole ışınları yüzünden üç gün bir şey göremediğini, tedaviyle son anda iyileştiğini belirtirken, “Büyük panikler geçirdim, çok korktum. Hatırlamak bile istemiyorum, epey bir tedaviden sonra görebildim. Maalesef Hüseyin Peyda gözünü kaybetti. İş kazası deyip geçtik, sigorta yok, herhangi bir güvence yok” diye konuştu.

BABAM DANSÖZ OLACAĞIMI SANIYORDU

Çocukluk yıllarını unutamayan ünlü yıldız, 8 yaşında annesinin kendisini konservatuar sınavına götürdüğünü ve o sınavda büyük başarı kazanmasına rağmen babasından beklemediği bir tepki aldığını söyledi. Babasının o tarihlerde baleyi bilmediğini bir tür dansözlük olarak algıladığını anlatan Koçyiğit 8 yaşında yaşadığı renkli olayları şu sözlerle anlattı: “O yaşta devlet beni maaşa bağlamıştı. Yani devlet okutuyordu beni. Aynı yıl konservatuvarda yıl sonu piyeslerinde oynamıştım. Bir keresinde Cumhurbaşkanı"nın geleceğini duyunca çok heyecanlandım. Rahmetli İnönü"yü görebilmek için koridorlarda koşuşturuyordum. Bir kapı vardı, açtım bir anda böyle karşımda görünce burun buruna geldik ama o kadar. Bir anda hemen korumalar falan etrafında harekete geçtiler o da beni sevdi, saçlarımdan okşadı, "Ahh küçüğüm nereye böyle" dedi... Tabii mahçup oldum, artı kafamı kaldıramadım hem de bu kadar yakından onu görmüş olduk, daha sonra da gösteriyi izledi...” - Vatan