ADÜ 10 Kasım 1992 tarihinde faaliyete geçmiştir. 3 Temmuz 1992’de yayınlanan kanunda 5 fakülte, 3 enstitü ve 2 yüksekokul ile öğretime başlayacağı yazılı idi. Aynı kanunla ülkenin değişik bölgelerinde toplam 23 üniversite kurulmuştu. Kuruluş aşamasında Aydın ilinde bulunan tüm kurum ve kuruluşlar ile halk büyük destek sağlamıştı. Öyle ki, üniversitenin kurulması ile Aydın’ın çehresinin değişeceği, Aydın’ın kabuğunu kırarak hızla gelişeceği ümidi herkeste hakimdi. Ancak bu beklentiler ne yazık ki gerçeklerle uyuşmadı. ADÜ halk ile bütünleşip diğer üniversitelerde olduğu gibi, kendisinin sıçramasını sağlayacak hamleyi yapamadı. Bu sıçramayı yapamamasında bir çok faktörün etkili olmasına karşılık asıl sorumluluk ADÜ üst yönetiminin üstünde kaldı. Şu anki Rektörümüz BİRİNCİOĞLU başta olmak üzere rektörlerimiz halkla bütünleşmeyi tam olarak sağlayamadılar. Üniversitenin dinamiklerini harekete geçiremediler. Özellikle son 4 yıldır bu kopuş daha da hızlı yol aldı. Üst yönetim ile beraber diğer unvan taşıyan akademisyenler, sıradan ve unvansız insanlara hep yukarıdan bakma geleneğini ortadan kaldıramadılar. Halk ile kopuk bir yapı oluşunca, doğal olarak sivil toplum kuruluşları ile iyi diyaloglar kurulamadı. Halkın, içimizden biri diyebileceği ve kaynaşmayı sağlayabilecek bir rektörümüz maalesef olmadı. Hatta üniversite camiası içinde bile kaynaşma sağlanamadı. Kaynaşma sağlanamayınca da halk ile üniversite arsında ve öğretim görevlileri arasında bir soğukluk oluştu. İşte bu soğuk ortam üniversitenin sağlıklı gelişimi üzerinde olumsuz rol oynadı.

Geçen hafta sonu yeni rektör adaylarından Prof.Dr. Alpaslan GÖKÇİMEN ile birlikte Germencik Dampınar Köyü’ne gittik. Orada köyden ve Germencik ilçesinden bir çok kişiyle bir araya geldik. GÖKÇİMEN yapacakları ile bu kopukluğu gidereceğini net bir şekilde bizlere gösterdi. GÖKÇİMEN bu konuda, ‘’ Bilişim alt yapısını geliştirip ADÜ’nün tanıtımını hızlandıracağız. Kütüphanemizden ve sosyal tesislerimizden halkın daha fazla faydalanmasını sağlayacağız. Ziraat Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi gibi okullarımızdaki öğretim üyelerinin halkın sorunları ile doğrudan ilgilenmelerini sağlayacağız. Başta öğrencilerimiz olmak üzere danışmanlık sistemini geliştireceğiz. Öğretim üyelerimiz halkın ayağına giderek okulumuzu ve yapabileceklerimizi anlatacak, yardımcı olacak. Akademik personel ile idari personel arasındaki iletişimden başlayıp her yönlü iletişimi artıracağız. Sadece oy veren akademik personel değil, tüm eğitim personeli, tüm idari personel ve diğer çalışanların sorunlarının çözümünü sağlayıp, bunların halkla sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlayacağız. Tüm sosyal ve kültürel faaliyetlere halkın yoğun katılımını sağlayacağız. Üniversitenin sorunlarını, halkın sorunlarını çözebilmek için görüşmeleri hızlandıracağız. Bizler her kademedeki çalışanımızla önce birbirimizin yanında olacağız, sonrada halkın yanında yer alarak oluşmuş bulunan bu kopukluğu gidermek için her zorluğu aşacağız’’ demiştir.

GÖKÇİMEN, yapacağı çalışmalarla üniversiteyi, ‘’üniversitemiz’’ yapacağını iddia ediyor. Yapacağım dediklerini yapar, halkla bütünleşmeyi başarabilirse hem üniversite hem de Aydın fazlasıyla kazançlı çıkacaktır. Hem üniversitenin, hem de Aydın’ın böyle bir birlikteliğe ihtiyacı vardır. Bu bütünleşmeyi sağlayacak kim olursa onu şimdiden alkışlıyorum. GÖKÇİMEN’in dediği gibi, ‘’ hiçbir şey imkansız değildir’’.  

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg