Adalet”; haklı ile haksızın ayrılması, hakkın gözetilmesi, doğruluk, adil olma durumu vs. Tüm dinler ve öğretiler adil olmaktan ve adaletten bahsederler. Vaat edilen cennet, ikinci yaşam ve diğer güzelliklerin yolu hep doğruluktan ve adil olmaktan geçer.

İlkçağ felsefecilerinde de durum aynıdır. Onlarda adaleti ve doğruluğu ön plana taşırlar. Durum böyle olunca insanlar bilinçlendikçe, toplumların standartları yükseldikçe adalet kavramının da yükseleceği, yıldızı parlayacağı düşünülmüştür. Bir yere kadar da öyle olmuştur. Geniş halk kitlelerini demokrasi yolu ile yönetmeye talip olanlar adalet ve doğruluk argümanları ile yükselmişler, insanlara adalet dağıtmayı vaat etmişlerdir.

Dine dayalı hukuk, modern hukuk, uluslararası hukuk kavramları geliştikçe adalet kavramı sözde yerleşmiş, günümüzde yapılan kanunlar optimum adaleti yakalamaya çalışmaktadır. Ama adaletten uzaklaştıkça elde edilen değerlerin değerli olması insanları ve yönetenleri adalet kavramından uzaklaştırmaya yöneltmektedir.

Son yıllarda artan adaletsizlikler, adalet sistemindeki bozulmalar, iktidar gücünü elinde bulunduranların adalet tanımaz tavırları ülkemizde adaletin kan kaybetmesine neden olmuştur. En güvenilen kişi ve kurumlar listesinde üst sıralarda yer alan hukukçular ve hukuk sistemi giderek daha aşağılarda kendine yer bulmaya başlamıştır. Gerek hukuk sisteminden gerekse hukuk sistemini yöneten güçlerden kaynaklı nedenlerle insanların adalete olan güveni giderek azalmış, kendi haklarını koruyacak güçlerin azaldığını görmek insanımızı mutsuz etmiştir.

İşte bu ortamda CHP Genel Başkanı Sayın KılıçdaroğluAdalet” yürüyüşünü başlatmıştır. Kendisi bu yürüyüşü parti içi sorunları çözmek için değil, ülkemizin hukuk arayışı adına yapmıştır. Bu “Adalet” yürüyüşü ülkemiz adaleti ve ülkenin siyasi geleceği için bir “milat” olacaktır. Bu yürüyüş tamamen barış amaçlı organize edilmiş, katılmak isteyen herkese kucak açılmıştır. Yürüyüşün farklı sonuçlar doğuracağını ortaya atanlar yanılmış, sağduyunun hakim olduğu disiplinli bir yürüyüş gerçekleşmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu herkes için adalet istemiştir, kendisi için, MHP’liler için, AKP’liler için, diğer partililer için, ülke nüfusunu oluşturan tüm farklılıklar için, zengini için, fakiri için, aklınıza gelebilecek her farklılık için, hatta bugün adaletsizliğe sebep olup ileride adalete ihtiyacı olanlar için bile “Adalet” istemiştir. Bu yüzden bugünkü adaletsizliğe neden olan hükümetin istifasını bile istememiştir.

Adalet herkese gerek. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni vs. Ben de “Adalet” istiyorum.

Pazar yerinde haksızlığa uğrayan köylü teyzem için, Sakarya’da tecavüze uğrayıp çocukları ile birlikte katledilen Suriyeli kadın için, haksız yere yıllarca hapis yatanlar için, yurtlarda tecavüz ve şiddete maruz kalan çocuklarımız için, Çeltiksuyu’nda depremde ölen suçsuz yavrularımız için, öğretmenlik yapmak için gittiği ülkemin çeşitli köşelerinde öldürülen öğretmenlerimiz için, yok yere öldürülen Bağlarbaşı halkı için, domuzbağı ile öldürülen ve faili bulunmayan vatandaşlarımız için, 15 Temmuz’da şehit düşen insanlarımız için, görevini yaparken şehit olan askerimiz ve polisimiz için, üç kuruş birikimini kaptıran emeklimiz ve çalışanlarımız için, zorla evlendirilen çocuk gelinlerimiz için, töre cinayetlerine kurban gidenler için, parası olmadığı için üniversiteye gidemeyenler için, atanamayan öğretmenler için, yanlış politikalar sonucu işsiz kalan gençlerimiz için. Bu listeyi sayfalar dolusu yazabilirim. Önemli olan ülkemizde gerçek adalete olan ihtiyaç.

Sayın Kılıçdaroğlu’da benzer evrensel nedenlerle çıktığı yolda sıcak soğuk demeden tam 25 günde 432 km yolu kararlılık ve azimle yürüdü. Binlerce kişi kendisine eşlik etti. Destek verenler kadar vermeyenlerle de konuştu, ama istifini bozmadan yürüyüşüne devam etti. Doğru bildiği yolda kimseye kulak asmadan doğru adımlarla yürüdü. Finalde ise milyonlarca kişiyle buluşup “Adalet” isteğini başka sloganlarla karıştırmadan, yalın bir şekilde verdi.

İşin enteresan başka bir yönü kendiliğinden oluşan yürüyüş kollarında “Hak, Hukuk, Adalet” sloganı dışın da başka slogan duyulmuyordu. Genç yaşlı, kadın erkek herkes aynı sloganı atıyor, başka slogan kullanmıyordu. Bu da yürüyüşün şimdiye kadar görülmemiş bir doğal disiplin içinde gerçekleştiğini gösteriyordu. Aynı kararlı durum milyonların bir araya geldiği Maltepe Meydanında da söz konusuydu. Tek çatlak ses duyulmuyordu.

Sayın Kılıçdaroğlu toplumun her kesimine ulaşabileceğini yedi düvele göstermiş oldu. Adaletin bugün olmasa da bir gün herkese lazım olabileceğini anlattı. Adalete yalnız kendisinin değil, toplumu oluşturan tüm bireylerin ihtiyacı olduğuna ya da olabileceğine vurgu yaptı. Olgun, sakin ve ne yaptığını bilen bir lider tavrı ile “Adalet” eylemini gerçekleştirdi.

Adalet sana, bana veya ona değil, herkese lazımdır. Adil olmak gerekir.

Bknz; Nisa 58 ve 135. Maide 8 ve 42. Araf 181. Nahl 90. Ayetler.