Paralar birikirken kasalarda, evlerde, kutularda, düşündüm insan oğlunun açgözlülüğü nedir diye… Var mıdır acaba  dışarıda başka eşi ve benzeri?  İnsanın beslediği ev kedileri ve köpeklerinin  dışında  obez hayvan var mıdır yer yüzünde?  Toplarken bunu, tüm ömrümüz boyunca şaşırmaz mıyız acaba nereye koyacağımızı, nereye götüreceğimizi ve bırakıp giderken onları;  neler hissedeceğimizi?

Bir tanecik midemiz yok mudur aslında, doldurulacak iki karışı bile geçmeyen?  Bir tanecik bedenimiz yok mudur aslında, birkaç metre kare içerisine sığabilen. Bir tanecik ömrümüz yok mu, aslında ona buna çelme takarak , üzerek, bazen de çalarak paralarla, mallarla doldurduğumuz… İnsanoğlunun ölümü bile kararan bir sahnenin bitişini göstermez mi  ibretle? 

Neden yaşarız tüm bunları diye düşündüm sonra, olsa olsa korkudan, güvensizlikten ve en çokta sevgisizlikten diye ekledim kendi kendime….  Paylaşmanın güzelliğine varamamaktan…  Düşünün tek başına bir bardak çay içmek mi güzeldir? Yoksa, bir dost sohbeti ile paylaşmak mı? Tartışmak mı o çayın güzelliğini ince bir ruhla?

Mal, mülk, para hoştur belki, güzellikler yaratmak için bir araçtır belki. Ama içten bir dosttan içinizi ısıtan insan sevgisinden daha çok ne haz verebilir insana?  Hep var olan bir dosttan, başka ne güven verebilir;  korkular ve yalnızlığımıza… Gönüller bir olunca, samanlıklar seyrana dönüşmez mi aslında?  

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg