16 Nisanda yapılacak referanduma yaklaştıkça tansiyon yükseliyor.

İçeride konuşulanlar yazılanlar bir tarafa..

Avrupa’nın referanduma müdahil olması önemli.

Doğrusu hiç birimiz Avrupa'nın bu kadar açıktan ve aleni taraf olmasını beklemiyorduk.

Bildiğiniz gibi Almanya’dan sonra Hollanda’da şedit bir şekilde vaziyet aldı.

Ardından Avusturya ve diğerleri geliyor, gelmeye devam edecek.

Avrupa şimdiye kadar bize yutturduğu ne kadar değeri varsa ayakları altına aldı.

Bir telaş içinde, Türkiye’de sandıktan HAYIR çıksın istiyor.

Hükümet ve Erdoğan karşıtı her örgütle terörle alakalarına bakmadan işbirliği yapıyor.

Avrupa neden bu kadar aleni tavır içinde?

Öyle ya nihayetinde Türkiye’de anayasa değişikliği ile ilgili bir referandum yapılacak.

2007 ve 2010 yılında yapılan referandumlar da  bu kadar müdahil olmamışlardı.

Ne oldu veya ne olacakta bu kadar taraf oldular?

Bu soruyu ülkesini seven her insan kendine sormalı ve cevabını bulmalıdır.

Bana göre bu sorunun cevabı, değişecek olan maddelerde gizlidir.

Şöyle düşünelim.

Anayasa değişikliği 16 Nisanda gerçekleşirse Türkiye bir daha koalisyonlara mahkûm olmayacaktır.

Milletin kahir ekseriyetinin oyunu alan iktidar olacak ve ülkeyi yönetecek.

Başarılı olmayan iktidar gidecek, yerine yeni iktidar gelecek ve başarısızlığı için mazereti olmayacak.

Milletin patron olduğu sistemde, harici patronların, ister yerli, ister yabancı olsun, sözü geçmeyecek.

Ne içeriden, ne de dışarıdan iktidar üzerinde vesayet kuramayacaklar.

Yani “Kayıt dışı siyaset” dönemi bitecek…

Ülkede Bizim çocuklar eliyle darbeler yapılamayacak, seçilmişler uyduruk mahkemelerde yargılanıp cezalandırılmayacak.

Abidik gubidik bir şekilde hükümetler yıkılıp, alakasız insanlara hükümet kurma görevi verilmeyecek.

Hatırlayalım;

Bu yazdığımı önceleri Çoban Sülü diye aşağıladıkları, daha sonraları Muhteşem Süleyman diye alaya aldıkları Demirel yapmıştı.

Demirel’in işlediği günahın affı için ileri sürdüğü, Böyle yapmasaydım darbe yapacaklardı mazereti ise, kabahatinden büyüktü.

Darbeciler yaptıkları darbeleri, siyasetçiler eliyle meşrulaştırıp, millete hep İte dalaşmaktansa çalıyı dolanmayı öğütlettiler…

Korkutarak yönetme sevdasından asla vazgeçmediler…

Şimdi ellerinde korkutacak sopaları kalmayınca Tek adamlık ve Partizan Cumhurbaşkanı safsatalarıyla korkutuyorlar.

Bilmiyorlar ki, milletimiz partili Cumhurbaşkanıyla, Partizan Cumhurbaşkanını birbirinden ayırır.

Yine, yürütmenin tek elden yapılmasıyla, sizin kastettiğiniz Tek adamlığın farkını bilecek feraset ve basirete sahiptir.

Soruyorum;

2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmelettin İhsanoğlu adayınız değil miydi?

Ne çabuk unuttunuz?

367 garabeti ve Siyasi miyoplukla Meclisin Cumhurbaşkanı seçmesini zorlaştıran,

Cumhurbaşkanını milletin seçmesinin yolunu açan siz değil miydiniz?

Bakalım 16 Nisan’da sandıkta umduğunuzu bulacak mısınız?.

Yoksa siyasi mevtamı olacaksınız.

Sanırım sıkışmış durumdasınız, çıkış arıyorsunuz.

Avrupalı sömürgeci, faşist yoldaşlarınız ve MHP’den ayrılan hayırcılar sizi kurtaracak mı?

Hep birlikte göreceğiz...

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA