AB'nin genişleme politikası üzerine yayınlarıyla tanınan düşünce kuruluşu Avrupa İstikrar Girişimi (ESI), Türkiye-AB ilişkilerini boşanma alternatifinin olmadığı "Katolik nikahına" benzetti.

Berlin merkezli düşünce kuruluşunun "Türkiye'nin AB katılım müzakereleri niçin sürecek?" başlıklı raporunda, Türkiye'nin AB yolculuğunun tren kazası, açılacak fasıl kalmaması, Avrupa'da İslamafobi ya da Türkiye'nin AB'ye sırtını dönmesi gibi nedenlerle sonlanmasının mümkün olmadığı vurgulandı.

Raporda, "Mevcut müzakereleri sona erdirmek için sadece 2 yol var. Ya Türkiye vazgeçerek müzakere masasını terk edecek ya da AB üyeleri müzakerelerin askıya alınmasını oylayacak. Türkler yakın gelecekte AB'ye katılma umudunu kaybediyor olsa bile, özellikle ekonomik alanda sağladıkları birçok somut fayda nedeniyle bu sürece sırtlarını dönme ihtimalleri yok. Aynı zamanda AB içindeki Türkiye karşıtlarının, müzakerelerin askıya alınmasını başaracakları senaryosu da gerçekçi değil. Ne bu çıkarlarına uygun ne de buna güçleri yeter. Türkiye'de azınlıklar üzerinde büyük bir baskı, insan hakları ihlallerinde 1990'lı yıllara dönüş ya da askeri darbe yaşanmadıkça AB üyeleri Müzakere Çerçeve Belgesi'ndeki imzalarıyla taahhüt altına girdikleri bu süreci oybirliğiyle durduramaz. O halde burada bütün kartlar Türk siyasilerin elinde" denildi.

"Bundan 10 yıl sonra da katılım müzakerelerinin devam ediyor olacağı" tahmin edilen raporda, Kıbrıs engeli ve vize sorunu bağlamında AB, Türkiye'ye ayrımcılık yapmakla suçlandı.

Raporda, vize meselesi konusunda Türkiye'ye hak verilerek "Tüm aday ve potansiyel aday ülkeler arasında vizesiz seyahat konusunda AB'den tarih almayan tek ülke Türkiye. Ülkeleri üyelik müzakerelerine başlamamış olmasına rağmen Sırplar, Karadağlılar ve Makedonlar 1 yıldır AB'ye vizesiz seyahat gerçekleştirebiliyor" tespiti yapıldı.

Türkiye ve AB arasında müzakere edilen ve AB üyelerinin onayına sunulan Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmasıyla Türkiye'ye de kısa sürede vizesiz seyahat yol haritası önerilmesini isteyen Avrupa İstikrar Girişimi, bunun Türkiye-AB ilişkilerine olumlu yansıyacağı ve Türk vatandaşlarının Avrupa'dan iyi niyet ve taahhüt gösterisi beklentilerinin bir ölçüde karşılanmış olacağı ifade edildi.

A.A.