Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bütün milleti kucaklamak, 76 milyona sahip çıkmak lazım. Bir tarafı tutup bir tarafı bırakmak olmaz. Size oy verenler 'iyi' olacak, size oy vermeyenler 'kötü' olacak ve siz yukarı çıktığınız zaman, size oy verenlerin temsilcisi olacaksınız. Bu, Türkiye'yi çok kötü bir yere götürebilir" dedi.

İhsanoğlu, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Bursa'da, tarihi Kozahan'da düzenlenen basın toplantısında, adaylığının açıklanmasının ardından bazı kişilerin, adına takıldığını söyledi.

Özellikle sosyal medyada bu konuda paylaşımlarda bulunulduğunu belirten İhsanoğlu, şöyle devam etti:

"Her tarafıma takıldılar ama hiçbir şey olmadı. Orhan Gazi'nin lakabı Şücaeddin. Ne demek Şücaeddin? 'Dinin yiğidi' demektir. Şücaeddin, Bahattin, Nurettin, Kudbettin, Necmettin, dilimizde, kültürümüzde çok var. Orhan Gazi, 14'üncü yüzyıla ait bir isimdir. Aynı yüzyılda yaşamış bin Ekmeleddin vardır; Bayburtlu Ekmeleddin. Bunu bilmeyenler takıldılar. Başka bir şeye takılamadıkları için buna takıldılar. Şücaeddin'e 'Şüca' derler, Ekmeleddin'e de 'Ekmel' derler. Bunu bile 'Adını değiştirdi' diye çıkardılar. Birtakım siyasi tartışmalar yürüttüler. Bunların arkasında da paralı asker gibi sosyal medyada onların fikirlerini yürütüp mesele yaptılar. Yani Türkiye'de siyasi tartışmalar bu kadar ucuzladı mı?"

Cumhurbaşkanı seçiminin ne milletvekili ne de yerel seçimlere benzediğini anlatan İhsanoğlu, dolayısıyla partilerin öne çıktığı bir yarış olmadığını dile getirdi.

İhsanoğlu, seçilecek kişinin, temsil edeceği Cumhuriyet'in ve milletin birliğinin teminatı, anayasanın uygulanmasının gözeticisi olacağına işaret ederek, "Devlet organları arasında, hükümet ve Meclis dahil, iş birliğini, uyumu sağlayacak. Başka görevleri de vardır. Şimdi bunu yapmak için ne yapmak lazım? Bütün milleti kucaklamak, 76 milyona sahip çıkmak lazım. Bir tarafı tutup bir tarafı bırakmak olmaz. Size oy verenler 'iyi' olacak, size oy vermeyenler 'kötü' olacak ve siz yukarı çıktığınız zaman, size oy verenlerin temsilcisi olacaksınız. Bu, Türkiye'yi çok kötü bir yere götürebilir" ifadesini kullandı.

- "9 sene dünyayı 62 kere devrialem yaptım"

Türkiye'nin, etrafını ateş çemberlerinin sardığını, komşularının parçalandığını söyleyen İhsanoğlu, ülkenin komşularıyla ihtilaflarını barışçıl çözmesi gerektiğini bildirdi.

Yine Türkiye'nin, bölgesinde ve dünyada müessir bir noktada bulunması gerektiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanının, dış dünyayla daha rahat ilişkiler kurabilen, dış dünyadaki problemlerle çalışma şekli daha uyumlu olan ve o tecrübeye sahip birisi olması lazım. Herkesin sevdiği bir insan olması lazım. 9 sene dünyayı 62 kere devrialem yaptım. 100 ülke gezdim, bizim teşkilatın 57 ülke devlet temsilcileri, cumhurbaşkanları, başbakanları, bakanlarıyla görüştüm. Büyük devletlerin reisleriyle konuştum. Sayın Obama ile konuştum, görüştüm birkaç defa. Sayın Putin ile aynı şekilde, Sayın Medvedev'le aynı şekilde. Fransız, Alman cumhurbaşkanı, İngiliz başbakanı ve aklınıza gelecek, Tayland başbakanından tutunuz Afrika ülkelerinin, Arap ülkelerinin, Çin'in başbakanıyla konuştum. Şimdi bütün bunlarla münasebetleriniz karşılıklı saygı üzerine ve milli menfaatlerinizin dengeli bir şekilde yürütülmesi esasına kurulmuşsa ve ihtilaflarda taraf tutmamak gibi bir prensipten hareketle yapıyorsanız, diğer ülkeler gibi geminizi çok rahat yürütürsünüz."

İhsanoğlu, Türkiye'de öncelikle basın özgürlüğü, kanun hakimiyeti ve adaletin insanlara eşit götürülmesinin sağlanması gerektiğini iddia etti.

Son yıllardaki önemli davalara değinen İhsanoğlu, "Son yıllara gördüğümüz o büyük davalar ne oldu? Anayasa Mahkemesi sonunda her şeyi sıfır noktasına getirdi. Bu, doğru mu? Bu reva mıdır; insanları bu kadar yıllarca hapislerde çürütmek ve bunlara zulmetmek?" diye konuştu.

Suçluluğu kanıtlanmadan insanların 5-6 sene cezaevlerinde tutulmasının doğru olmadığını ifade eden İhsanoğlu, yargılamalar sonucu verilen kararların bir üst mahkemede bozulmasıyla adalet sistemine güvenin kalmayacağını savundu.

Türkiye'nin artık bunları aşması gerektiğini vurgulayan İhsanoğlu, "Bunları aşmak için bu anlayışın, devletin zirvesinde olması lazım. Devletin zirvesinde bu anlayış olmadığı takdirde bu devlet aksak bir şekilde olacak, aksak bir şekilde devam edecektir. Hele, öfkelenen, başkasına tepeden bakan bir anlayışınız varsa o zaman çok daha büyük bir sıkıntıya gireceksiniz. Bizim davamız budur" değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye'nin en yüce makamına yücelikler içinde yükselmek lazım"

Ekmeleddin İhsanoğlu, çıktıkları yolda barış, sevgi, saygı, birlik ve dirlik ekmek istediklerini anlattı.

 

Daha verimli, müreffeh bir hayat için önce huzurun sağlanması ve sevgi ekilmesi, bundan sonra da herkesin birbirine saygılı olması gerektiğini belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu:

"Diyoruz ki AK Parti'li kardeşlerimize; 'Biz de onlardanız, onlar da bizdendir. Ayrımız, gayrımız yok. DSP'li, CHP'li, MHP'li neyse hepimiz bu vatanın evladıyız. Türkiye'de bugün büyük bir uzlaşma başlamıştır. Bu uzlaşma gün geçtikçe artıyor, iki parti arasında başladı, 6 parti oldu.' Bu kampanya daha başlamadan önce dedim ki 'Medeni, centilmence, çelebice bir yarış istiyoruz. Bu şerefli göreve gelecek insanlar, şerefli şekilde davranması lazım. Türkiye'nin en yüce makamına yücelikler içinde yükselmek lazım. Kem sözle olmaz. Kem söz sahibine aittir. Onun için bu kem sözlerin hiçbirine cevap vermiyorum.

Bir yabancı gazetenin bir nüshasında, ortasına fotoğrafımın montajını yapmışlar. Montaj kelimesi çok meşhur oldu ya işte montajın alası var. Filistin davasında çok büyük hizmetler yapan biri olarak tarihe geçtim. Cenabı Allah bana bu hizmetleri nasip etti. Gazze'ye birkaç defa gittim. Ateşkes sağlamak için gittim. İnsanlara tıbbi, mali ve insani yardım götürmek için gittim. Hükümetin kuruluşuna katkıda bulundum. Kudüsü Şerif'e gittim. Kudüsü Şerif'teki insanların yaralarına merhem olmak için stratejik plan yaptım. Barınma, eğitim, sağlık ihtiyaçlarının planını yaptım. Allah bana Mescidi Aksa'da ve Hazreti Peygamber Efendimizin miraca yükseldiği noktada namaz kılmayı nasip etti. Allah herkese bunu nasip etsin ama bunu yapan bir insana iftira atmak çok acı bir şeydir. İşte internette Filistin Cumhurbaşkanı'nın bana Kudüs Yıldızı Nişanını verirken çekilen fotoğrafı ile başka bir fotoğraf var. Artık onu söylemek istemiyorum. Giriniz internette, 'Abbas, İhsanoğlu, Kudüs, nişan' diye girin, ikinci resmin ne olduğunu göreceksiniz. Bu iftiraları atanlar, Allah'tan korkmuyor mu? Peki halktan utanmıyorlarsa Allah'tan korkmuyorlar mı? Birkaç saat içinde yalancının mumunun söneceğini bilmiyorlar mı?"