Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Lirası Simge Tanıtım Programı'nda, 12 yıllık eğitim düzenlemesine ilişkin eleştirilere cevap verdi. Erdoğan özetle şunları söyledi:

Bu ülkenin itibarını, değerini, güvenilirliğini hep birlikte korumaya mecburuz. Aynı şekilde, istikrarı korumak ve güçlendirmek, hükümetin olduğu kadar, muhalefet partilerinin, kurumların, medyanın, sivil toplumun görevi olmak zorundadır. Biz 9 yıl boyunca çok ciddi şekilde bunun sıkıntısını yaşadık. Sırf siyasi hırsları nedeniyle kriz duasına çıkanlar oldu bu ülkede. Kriz çıksa, ekonomi kötüye gitse de hükümet yıpransa diye ellerinden geleni yapanlar oldu. Bazı partilerimizde öyle bir anlayış var ki ülkenin imajını zedelemeyi, ekonomisini karalamayı, ülkenin güvenini sarsmayı muhalefet sanıyorlar. İşte biz, bu tür anlayışlara rağmen istikrarı koruyor, güveni muhafaza ediyoruz.

KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKTI

Aynı şekilde, kendi asli vazifesini, kendi alanını bir kenara bırakıp, tamamen ideolojik kaygılarla hareket eden bazı sivil toplum örgütleri var. Biz, işte böyle, ideolojik tavırlarla istikrarı hedef alan sivil toplum örgütlerine rağmen istikrarı sürdürüyoruz. Elbette sivil toplum örgütleri ilgi ve uzmanlık alanlarıyla ilgili görüş beyan ederler ve bu bize de çok ama çok faydalıdır. Oraya gelince bize görüş belirtmeyenlerin ilgi alanlarının dışında çok çok farklı ideolojik yansımalar veya yansıtmalarda bulunması manidardır. Geçmişte hazırlanan bir kısım raporlar, antidemokratik yöntemlerle uygulamaya geçtiyse ve bu ülkeye çok ağır faturalar ödettiyse, biz de çıkar, bunu eleştiririz. Kesintisiz eğitim, topluma büyük zarar verdi, çocuklara çok ağır zararlar verdi, ama bütün bunlarla birlikte, en çok da ekonomiye zarar verdi. İş adamlarını temsil eden bir örgüt, eğitim sistemine kendi ideolojisini dayatarak, adeta kendi ayağına kurşun sıktı. 28 Şubat sonrasında uygulanan kararlar neticesinde, bu ülkenin meslek liseleri adeta yok olma noktasına geldi, içleri boşaltıldı.

MİLLETİN İRADESİNİ HAZMEDİN

Zararı kim gördü? Sanayici gördü, ekonomi gördü, ülke ve millet gördü. Geçmişte yaptıkları bu hatayı, bugün aynı şekilde tekrarlamak istiyorlar. Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz. Biz, işçisiyle, patronuyla, yoksuluyla, zenginiyle 75 milyonun hükümetiyiz. Biz milletin taleplerine bakarız, milletin ihtiyaçlarına bakarız, istikametimizi de ona göre belirleriz. Hiç kimse eski Türkiye'nin refleksleriyle hareket etmesin. Millet iradesi her kararın üzerindedir. Bunu, herkes artık hazmetmek zorundadır.

Yürüyüşümüzü yavaşlatamazlar

İstanbul Beyoğlu'nda meydana gelen patlamada yaralananlara ve Türk milletine geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, 'Bu saldırıyı gerçekleştiren caniler şunu iyi bilmelidir ki emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Ülkenin istikrarına, birlik ve kardeşliğine asla zarar veremeyeceklerdir. Türkiye ekonomisi büyürken, Türkiye ekonomisi küresel krizde son derece başarılı bir performans izlerken böyle saldırıların yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude uğraşmasın, çabalamasın. Hiç kimsenin Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü yavaşlatmaya, istikrarı bozmaya gücü yetmez ve yetmeyecektir. Terörle en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Milletimizin desteğiyle, hayır duasıyla tüm güvenlik birimlerimizin, tüm kurumlarımızın koordinasyonuyla terör bu mücadelemiz karşısında inanıyorum ki her geçen gün kan kaybetmeye devam edecektir" dedi.

Kemal Bey'e 5 ayrı hakaret davası daha

Erdoğan, CHP'nin 5 ayrı grup toplantısında yaptığı konuşmalarda kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 'şahsiyet haklarına saldırı kastıyla, fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğunu' savundu ve her biri 10 bin lira olmak üzere toplam 50 bin lira manevi tazminat talebiyle dava açtı.