3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "kasten yakın akrabayı öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılanan E.Ç. (34), son defa hakim karşısına çıktı. Geçen yıl 26 Ekim'de merkez Osmangazi ilçesi Beşyol Kavşağı'ndaki aracının içinde tartıştığı 1 çocuk annesi eşi Çiğdem Çalışkan'ı (31) tabancayla 7 el ateş ederek öldürmekle suçlanan tutuklu sanık E.Ç., son 7 yıl önce karısı ile severek evlendiklerini anlatarak, "Daha sonra çocuğumuz oldu. Eşimin son zamanlarda başkalarının tesiriyle bana karşı davranışları değişti. Bir gün tartıştık ve evi terk etti. Ardından bana boşanma davası açtı. Beni adam yerine koymuyordu. Kızımı göstermiyordu. Olay günü onu dışarıdan ankesörlü telefonla aradım. Telefonda bana hakaretler etmeye başladı. Konuşmak istediğimi belirterek buluştuk. Arabaya bindim. Kızımı vermeyeceğini tekrarladı. Bana hakaretler etmeyi sürdürünce arabadan indim. Ardından da yakın mesafeden hatırlamadığım kadar ateş ettim.Şuurumu kaybetmiştim. Kendime gelince bir esnafa gidip polis çağırmasını istedim. Pişmanım" dedi.

"EN AĞIR CEZAYA ÇARPTIRILSIN"

Sanık, son sözünde maktulün ailesi tarafından tehdit edildiğini ve pişman olduğunu söyledi. Duruşmaya müşteki olarak katılan maktulenin babası H.B. (59) ve annesi Z.B. (58), sanığın en ağır cezaya çarptırılmasını istedi.

Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık E.Ç.'yi, "kasten eşini öldürmek" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından duruşmadaki iyi hali sebebiyle cezası müebbet hapse çevrilen sanığa, ayrıca ‘6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet' suçundan da 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Müdahil vekili Tuğba Karaca, eşini tehdit ettiği için evden uzaklaştırma cezası alan sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini düşündüklerini ifade ederek, kararı temyiz edeceklerini ifade etti. Sanık avukatı Ramadan Eminoğlu ise, müvekkiline tahrik indirimi uygulanması gerektiğini belirterek, Yargıtay'a başvuracaklarını kaydetti.