Sokakta kulaktan kulağa yayılan ses "bu bir kaza değil, suikast" diyor. Bu devirde, bunca zaman geçmesine rağmen olayın ne olduğu aydınlatılamıyorsa gelişmişlik katsayımızla ilgili hiç ahkâm kesmeyelim.
 
Savcılığa gidecek
 
BBP'nin yeni genel başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve genel sekreter Metin Gündoğdu ile birlikte pazartesi günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kapısını çaldı. Gül'ün çalışma ofisinde gerçekleşen görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı'na önemli bir bilgi verdiklerini söylediler. Delillerin karartılması ihtimaline karşı bu bilginin ne olduğu açıklanmıyor, ama işin içine "gizem" girince merak etmemek mümkün değil.
 
"Deliller karartılmasın" hassasiyetine saygı duyarak, "gizemli bilginin" ne olduğunu "açıklama"yıp, tarif edelim. Cumhurbaşkanı'na anlatılan sır, bir belge. Bu belge, Cumhurbaşkanlığı kanalıyla soruşturmayı yürüten Malatya Özel Yetkili Savcılığı'na da ulaştırılacakmış.
 
Belge, helikopter kazasının ardından yaşanan arama kurtarma skandalına ilişkin önemli bir detayı içeriyor. Bu belgeye göre helikopter düştükten 2 saat sonra enkaza ulaşılmış, yani kaza yerine gidenler olmuş, ancak helikopterin enkazına ulaşıldığı bilgisi saklanmış. Karlı dağlarda günlerce aranan, düştükten 46 saat sonra bulunabilen Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına yerleri bilinmesine rağmen taammüden ulaşılmamış. İşte Cumhurbaşkanı'ndan belgede yer alan buna dair bilgilerin doğruluğunun araştırılması konusunda yardım istenmiş, Cumhurbaşkanı Gül de Devlet Denetleme Kurulu'na bu belgenin araştırılması talimatını vermiş.
 
Cevap bekleyen sorular
 
Eğer belge doğruysa, ortaya cevabı aranacak yeni sorular çıkacak. Şimdiden bu soruları soralım: Helikopterin enkazına ulaşanlar kimler? Bu kişiler helikopter enkazına kazadan ne kadar süre sonra ulaşmışlar? Ulaşıldığı halde neden bu bilgi saklanmış ve arama çalışmaları 46 saat sürmüş? Enkaza ulaşıldığında İsmail Güneş yaşıyor muydu? Yaşıyorduysa ölüme mi terkedildi? Zira Güneş'in yardım istediği telefon konuşmalarından birisinde "Bunlar kim ya?" dediği duyulmuştu.
 
Destici ve Gülefer Yazıcıoğlu, Cumhurbaşkanı'na ayrıca bu soruşturmayı yürüten savcıların arkalarında devlet desteği olduğunu hissetmeleri gerektiğini aktarmışlar, "Zırhlı araba ise zırhlı araba, koruma ise koruma verilsin" talebinde bulunmuşlar. 
 
Bugün