Mobil teknolojide sıkça rastladığımız "3G" ve "4G" terimleri tam olarak ne anlama geliyor? Yüksek olan her zaman daha mı iyi?

"3G" veya "4G" içerisinde bulunan "G", jenerasyonu temsil ediyor. Genellikle her yeni "G" için yeni bir telefon almanız ve mobil şebekenizin bunu desteklemesi, gerekiyorsa pahalı yükseltmeler yapması gerekir. 1G, analog cep telefonlarını temsil ederken 2G dijital cep telefonlarını temsil ediyordu. Ancak daha sonra işler biraz karıştı. ABD'de 2003'de ortaya çıkan 3G, minimum 144Kbps internet hızı vaadediyor ve "mobil genişbant" sağlamayı amaçlıyordu. Bugün 3G'nin birçok çeşidi var ve bunlar ile 400Kbps ile 4000Kbps arasında hız elde etmeniz mümkün.

4G telefonlar daha da yüksek bir hız vaadetse de, bu hıza ulaşmak her zaman mümkün olmayabiliyor. "4G" adını taşıyan çok sayıda teknoloji mevcut ve bu nedenle terim, neredeyse anlamını yitiriyor. 4G teknolojileri arasında HSPA+ 21/42, WiMAX ve LTE bulunuyor. Bazılarına göre sadece LTE gerçek 4G iken, bazılarına göre hiçbiri yeterince hızlı bir bağlantı sunmuyor.

4G kimler için avantajlı, kimlerin işine yaramaz?

4G, özellikle video seyredenler, cep telefonu ile laptop'unu internete bağlayanlar için büyük bir fark oluşturabiliyor. 4G, genellikle büyük miktarlarda veri transferi yapıldığında önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak burada da hizmet sağlayıcısının kotaları devreye giriyor. Bu konuya dikkat etmek gerekiyor, zira 4G'nin sunduğu yüksek hız ile kotanızı çabucak tüketebiliyorsunuz.

4G'nin sunulmadığı bir yerde veya 4G'nin kapsama alanına girmeyen bir yerde bulunuyorsanız, 4G'li bir cebe sahip olmanın hiçbir anlamı olmayacaktır. LTE'li ceplerde 4G'nin pile büyük yük bindirdiğini ve 4G'yi açık unuttuğunuzda sorunlar yaşayacağınızı da söyleyelim. Pil ömrüne önem veren kullanıcılar için 3G'nin hala yeterli olacağını düşünüyoruz.