İkinci Ergenekon iddianamesinde, Sarıkız, Ayığışı, Yakamoz ve Eldiven adlı darbe planlamaları anlatıldı, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek"e ait olduğu öne sürülen, ancak Örnek"in "Bana ait değil" dediği günlükler, darbe çalışmalarının parçası olarak gösterildi. Ayrıca, eski kuvvet komutanları Özden Örnek, Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına"ya da soruşturma yolu açıldı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Ergenekon” soruşturmasına ilişkin 19"u tutuklu, 37"si tutuksuz 56 sanık hakkında hazırlanan ikinci iddianameyi kabul etti. Mahkeme, her iki davanın birleştirilmesi yönünde karar vermezken, ikinci iddianameye ilişkin duruşma tarihini 20 Temmuz 2009 olarak belirledi.
Açılan ikinci dava ile halen görülmekte olan davanın birleştirilmesi yönündeki savcılığın talebinin daha sonra değerlendirileceği kaydedildi. Mahkeme heyeti, tutuklu 19 sanığın bu hallerinin devamına karar verdi.
Sarıkız, Ayığışı, Yakamoz ve Eldiven adlı darbe planlamalarının anlatıldığı iddianamede emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek"e ait olduğu öne sürülen günlükler, darbe çalışmalarının parçası olarak gösterildi. İddianamede “Bu günlüklerin Özden Örnek"e ait olduğu sabit” ifadesi yer aldı. İddianame sonucunda “Eski kuvvet komutanları Özden Örnek, Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına"nın Ergenekon örgütüyle işbirliği yaptığı belirtilerek, dosyalarının ayrıldığı ancak soruşturmanın askeri savcılıkça değil, sivil savcılıkça yürütüleceği” belirtildi.
İddianamede son dönemde sıkça gündeme gelen sanık Mustafa Balbay"ın günlükleri de yer aldı. Ergenekon örgütünün AKP, CHP ve MHP"yi bölme planları yaptığı da öne sürüldü.

9 örgüt yöneticisi
Zekeriya Öz"ün de aralarında bulunduğu 6 Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamenin birinci bölümünde, Ergenekon soruşturmasının ilk aşamasıyla birinci iddianamenin özeti, ikinci bölümde soruşturmanın sonraki aşamaları ve Ergenekon örgütünün anlatımı, üçüncü bölümde “örgütün işlediği suçlar”, dördüncü bölümde “örgütün diğer faaliyetleri, başka örgütlerle sivil toplum ve medya kuruluşlarıyla ilişkileri”, beşinci bölümde ise iddianamede yazılı “şüphelilerin bireysel eylemleri ve bu eylemlerin oluşturduğu suçlar ve sevk maddeleri ile hukuki durumları” yer aldı.

3"er kez ağırlaştırılmış müebbet
İddianamedeki sanıklar arasında yer alan emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, “örgütün üst düzey yöneticileri olmak”la suçlandı. İddianamede, bu nedenle Tolon ve Eruygur, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerinden de sorumlu tutuldu ve 3"er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
Sonuç bölümünde elde edilen deliller ve tüm dosya değerlendirilerek şu tespitler yapıldı:
“Ergenekon örgütünün yönetici kadrolarının toplumda ve devlet kademelerinde önemli görev ve mevkilerde bulunmuş kişilerden oluştuğu, amaçlarına ulaşmak için gerekli silah mühimmat ve diğer malzemeleri kolaylıkla temin edebildikleri, devletin çok gizli belgelerini kolaylıkla ele geçirdikleri, örgütün Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerini ve Danıştay suikastını gerçekleştirdiği...
Örgütün sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları amaçları doğrultusunda yönlendirdikleri, medyayı kullanarak örgüt kararları doğrultusunda kamuoyu oluşturdukları, ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak gerginlik ortamından faydalanıp, nihai olarak TSK içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları kişilerin yardımı ile Yürütme ve Yasama organlarını ortadan kaldırmaya ve görevlerini tamamen veya kısmen yapamaz hale getirmeye teşebbüs ettikleri, bu kapsamda, özellikle asker kökenli şüphelilerin görevde oldukları 2003-2004 yıllarında hazırladıkları darbe planlarını uygulamaya koydukları, emekli olmalarına müteakip eylem ve faaliyetlerine devam ederek, örgütün belirlediği strateji doğrultusunda sivil toplum kuruluşlarını yönetip, yönlendirmek amacıyla, bir kısım kuruluşların yönetimine geçtikleri ve böylece eylem ve faaliyetlerine devam ettikleri, tüm bu eylem ve faaliyetler dikkate alındığında, örgütün hükümetleri devirip yönetimi ele geçirmeye elverişli olanaklara sahip olduğu anlaşılmıştır.”

Ergenekon söylemleri
İddianamede, Eruygur ve Tolon"un darbe konusunda benzer fikirler taşıyan Fırtına, Yalman ve Örnek ile temasa geçtikleri, hükümetin laikliği ortadan kaldıracağı şeklindeki Ergenekon söylemlerini kullanarak komutanları “Darbeden başka çare yok” düşüncesine ikna ettikleri, komutanların da Özkök"ü

istifa ettirmek için bir araya gelerek stratejiler geliştirdikleri, hatta bu amaçla ülkeyi kaosa sürükleyeceklerini belirterek kuvvet komutanlığından istifa edeceklerini Özkök"e söyledikleri anlatıldı.

Cumhuriyet Çalışma grubu
İddianamede, Eruygur"un Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde, Ergenekon"un amaçları doğrultusunda, muvazzaf askerlerden Cumhuriyet Çalışma Grubu adı altında illegal bir grup kurduğu, bu dönemde darbe zemini yaratmak için Sarıkız, darbenin aktif olarak nasıl yapılacağı konusunda Ayışığı ve Yakamoz, darbe sonrası yapılacak faaliyetler için de Eldiven isimli darbe planlarının yapıldığı vurgulandı.Büyükelçi"ye talimat

Gürüz ve Alemdaroğlu
İddianamede, öğrencilerin sokağa dökülmesi için görüşülen rektörlerin sert biçimde hükümeti eleştirdiği, bu organizasyonu eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve eski Rektör Kemal Alemdaroğlu"nun bu organizasyonu yaptığı, bu kişilerin “Ordu göreve” pankartının açıldığı mitinglerde bulunduğu belirtildi.

Devletin uyuşturucu kaçırdığı iddiaları
Yıllardır kulislerde konuşulan ve devletin uyuşturucu kaçırdığına yönelik iddialar da iddianameye yansıdı. Sanıklardan ATO Başkanı Sinan Aygün"ün bilgisayarında ele geçirilen bir değerlendirme yazısında, 5 Nisan krizinin yaşandığı günlerde, dönemin başbakanı Tansu Çiller"e Afganistan ve İran kaynaklı eroin geçişinin Türkiye üzerinden olması halinde, en az 20 milyar doların ülkeye gireceğinin Mehmet ... tarafından telkin edildiği, bu şekilde dışarıdan beş kuruş almadan krizin atlatılabileceği ifadeleri yer aldı. İddianamaye göre, yazıda şu ifadeler yer aldı: “Bu işte piyon olarak Mehmet ... tarafından Ömer Lütfi Topal"ın kullanıldığı, Topal"ın bu bağlantıları, ortağı olan Sami Hoştan vasıtası ile sağladığı...”

"Ergenekon ADD"yi kontrole çalışıyordu"
Ergenekon"un ikinci iddianamesinde örgütün, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Biz Kaç Kişiyiz Platformu"nun da bulunduğu 8 sivil toplum örgütünü kontrol altına almaya çalıştığı, emekli Orgeneral Şener Eruygur"dan ele geçirilen bir belgeden, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi değişik illerde düzenlenen Cumhuriyet mitinglerinin ilk kararının bu kapsamda yapılan toplantılarda alındığının anlaşıldığı iddia edildi.

İDDİANAMENİN 5. BÖLÜMÜHurşit Tolon"da Büyükanıt"la ilgili özel dosyalar bulunmuşİddianamenin iki numaralı sanığı Hurşit Tolon"un ev ve ofisinde yapılan aramalarda çok sayıda fişleme dosyasının bulunduğu iddianamede yer aldı. Tolon"dan ele geçen CD"lerde, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt"ın ailevi ilişkileri, hesap hareketleri, sağlık raporları ve mal varlığıyla ilgili dosyalar bulunuyor.
Tolon"un bilgisayarından ayrıca Cumhurbaşkanı Gül ile AKP"li tüm üst düzey isimler, bakanlar, 500"den fazla milletvekiliyle ilgili istihbari bilgilerin çıktığı belirtildi.
CD"lerde ayrıca AKP hükümeti döneminde atanan üst düzey bürokratlardan, öğrenci yurtlarına, kabine üyelerinden, vali ve kaymakamlara kadar birçok fişleme dosyaları da yer alıyor.
İddianamenin 5. bölümünde sanıkların eylemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler ve sanıklardan ele geçirilen belgeler anlatılıyor. Bu bölümde emekli Orgeneral Hurşit Tolon"un savcılık ve mahkeme ifadelerinin yanı sıra Tolon"dan ele geçirilen belgelere de yer veriliyor. Tolon"da bulunan dosyalardan bazıları şöyle:

Büyükanıt"ın doktor raporları
- Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve eşinin doktor raporları ve ilaç bilgilerinin bulunduğu 22 sayfalık belgenin fotokopisi
- “Büyükanıt"ın Dostları” isimli, içerisinde çeşitli isimlerin yeraldığı belge fotokopisi
- “Org. Büyükanıt” isimli klasörde Büyükanıt"la ilgili kişisel bilgiler, aile bilgileri, banka hesap bilgileri, bağlantılı olduğu kişiler, gayri menkulleriyle ilgili bilgiler, sağlık durumuyla ilgili bilgiler, ailesiyle ilgili yapılan soruşturma dosyalarıyla ilgili bilgileri içeren geniş kapsamlı araştırma dosyaları

Arap alfabesiyle imza atanlar
- RTÜK üyelerinin kişisel bilgilerinin, arşivlerinin yer aldığı belge fotokopisi
- İçeriğinde milletvekilleri, parti başkanları, başkan yardımcıları ve birçok siyasiye ait özel bilgilerin yer aldığı 46 sayfalık belge fotokopisi
- “İrtica eğilimli kaymakamlar” başlıklı, içeriğinde bazı kaymakamlarla ilgili bilgiler bulunan 10 sayfalık belge
- “Kadrolaşma” başlıklı klasörde bakanlıklarda yapılan atamalar ve görevden almalarla ilgili 8 sayfalık bir dosya
- “Çok önemli dosyalar” isimli bir klasörde bazı üst düzey bürokratların imzalarının Arap alfabesini kullanarak attıklarını içeren rapor.

Tolon: Perinçek İP"nin başına geçmemi istedi
Tolon, Ergenekon davasından tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek"le ilişkisini de anlattı. İfadesine göre Tolon, Perinçek"i 1970"ten beri tanıyor. Tolon, üsteğmen rütbesindeyken, Perinçek aranıyordu ve Erzincan"ın Refahiye ilçesinde yol araması yapan Üsteğmen Tolon, Perinçek"i yakalamaya çalıştı. Tolon, emekli olduktan sonra Antalya"da terör konulu bir panelde Perinçek"le tanıştı. Tolon"un anlatımlarına göre, bu tanışmadan sonra Perinçek, düzenlediği birçok toplantı ve organizasyona Tolon"u da davet etti. Fakat Tolon, her seferinde mazeret belirterek bu davetlere katılmadı. 22 Temmuz seçimlerinden önce Perinçek kendisini arayarak İstanbul 1. Bölge"den milletvekili adayı yapmak istediklerini söyledi. Tolon, bu teklifi de reddedince, Perinçek, Tolon"a İP"nin başına geçmesini, gerekirse partinin adını da değiştirebileceklerini söyledi. Fakat Tolon bu teklifi de kabul etmedi.

İtirafçının Dink cinayeti ifadesi
İddianamede, Turan Çömez"in bilgisayarı incelendiğinde bir e-mail"in eki olarak “Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nde çeteleşme gerçeği” başlıklı bir yazı olduğu belirtilerek şöyle denildi: “Yazıda "İtirafçı Alaattin Kanat, Tuğgeneraller Hasan Kundakçı ve Veli Küçük gibi isimler Kürdistan"daki birçok faili meçhul cinayet ve terör hareketinin yürütücüleri oldular" yazdığı, 6. sayfasında, Ermeni gazeteci Hrant Dink"in katlinin arkasında da JİTEM, Veli Küçük ve Emniyet"in olduğunun yazdığı, 8. sayfasında tetikçi, polis ve askerlerce kahraman gibi karşılanmış, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü yeni cinayetler için yerinde bırakılmış ve başaktörlerden Veli Küçük"ün yanından dahi geçilmemiştir yazdığı” belirtiliyor.

Savcıya göre 5 eylem planı
İddianamede, Ergenekon yapılanmasının 5 silahlı ve bombalı eylem planladığı iddia edildi. Savcıların, ilk iddianamenin kilit isimlerinden Muzaffer Tekin"le bağlantıları tespit edilen eski Emniyet Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ve ekibince yapılmasının planladığını iddia ettikleri eylemler şunlar:
- Alevi Bektaşi Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Balkız"a bombalı suikast.
- Alevi Bektaşi Konfederasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç"e bombalı suikast.
- Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan"a yönelik suikast.
- Ankara"da bir alışveriş merkezine bombalı eylem.
- Sivas"ta yaşayan Ermeni cemaati kanaat önderlerinden Minas Durmaz Güler"e el bombasıyla suikast.

56 sanıklı iddianame
Levent Temiz, Hakan Şanlı, Adnan Türkkan, Süleyman Solmaz, Hatice Bahtiyar, Emcet Olcaytu, Adil Serdar Saçan, Hamza Demir, Fatma Sibel Yüksek, Erol Mütercimler, Mahir Akkar, Mesut Özcan, Sinan Aydın Aygün, Mustafa Ali Balbay, Emin Şirin, Osman Gürbüz, Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Ercüment Ovalı, Muhammed Murat Avar, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Adnan Bulut, Selim Utku Gümrükçü, Ertaç Giray, Mehmet Ali Çelebi, Merdan Yanardağ, İlker Güven, Siyami Yalçın, Halis Yavuz Işıklar, Kemal Aydın, Murat Ağırel, Tunç Akkoç, Arif Doğan, Gürbüz Çapan, Neriman Aydın, Hasan Atilla Uğur, Barbaros Hayrettin Altıntaş, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Şener Eruygur, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Özcan, Levent Ersöz, Turhan Çömez, Doğukan Yorulmaz, Muzaffer Öztürk, Tanju Güvendiren, Eren Mumcu, Hasan Hüseyin Uçar, Noyan Çalıkuşu, Yaşar Tozkoparan, Evrim Baykara, Önder Koç, Hüseyin Nazlıkul, Yüksel Dilsiz, Hüseyin Keskin, Ferda Paksüt.

"Genç subaylar"ın Özkök mektupları
İddianamede, Eruygur"un ADD"deki makamında bulunan CD"de, Hilmi Özkök"ün Genelkurmay Başkanlığı"ndan istifasını sağlamak için yazılan mektupların ele geçtiği kaydedildi. Subay ve astsubayların Özkök"ü istifaya davet ettiği mektupların hemen hepsinin Eruygur ve ekibi tarafından hazırlandığı, böylece “TSK içinde Özkök"e tepki varmış havası yaratılmaya çalışıldığı” kaydedildi. “Sayın komutanım” diye başlayan “Bir grup genç subay” imzalı mektuplarda, şu ifadelerin yer aldığı anlatıldı: “Tayyip "haydi" deyince birlik hazırlayıp, Bush Kürtlere teslim olup "vazgeçtim" deyince geri adım atıldığı, Kıbrıs"ın satıldığı... Bütün bunlar karşısında teslimiyet ifade eden açıklamalardan başka birşeyler yapmanız gerekmiyor mu? Komutanım, taban kaynıyor. Asıl şimdi genç subaylar rahatsız. Komutanım, siz bu işi götüremiyorsunuz, lütfen istifa ediniz.”

"Eruygur, Gökçek"i dinletti" iddiası
İddianamede, Şener Eruygur"dan ele geçirilen belgeler arasında yer alan 13 numaralı CD"de “İ.MELİH GÖKÇEK"İN DİNLENME METNİ” isimli power point dosyası içerisinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile gazeteciler Cüneyt Ülsever ve Nuray Başaran"a ait “dinleme kayıtlarının” çözümlerinin bulunduğu da anlatıldı.

Asker sivil görev tartışması
İddianamede, “Dosyaya konu olayların hemen hemen büyük çoğunluğunun kamuoyunda infial uyandıran ve sivil dünyada gerçekleşen, yürütme organına yönelik terör eylemi olduğu, bu fiillerin azmettiricisi olan kişilerin general ya da muvazzaf asker olmaları, üniforma taşımaları salt askeri mahal gibi muğlak bir kavrama dayanak yapılarak askeri yargının görevli olduğu sonucu doğurmayacağı, eylemlerin meydana geldiği yerin askeri mahal dışı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır” ifadeleri kullanılarak, kuvvet komutanlarının görevde oldukları döneme ilişkin soruşturmanın İstanbul Başsavcılığı"nca yürütüleceğinin belirtilmesi tartışma yarattı.
Prof. Dr. Durmuş Tezcan, bu konuda, “Tartışmalı bir konu. Görev suçu olup olmadığına bakılarak hangi sivil mi askeri yargının mı görevli olduğu çözülebilir. Ancak sivil savcılığın yürüttüğü soruşturma sonunda asker kişilerin sivil mahkemeye "Beni askeri mahkeme yargılamalı" diye itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz kabul edilmezse, asker kişiler, Askeri Yargıtay Başsavcılığı"na başvurabilir. Askeri Yargıtay Başsavcılığı da başvuruyu haklı bulursa, konuyu Uyuşmazlık Mahkemesi"ne götürebilir. Bu mahkeme, kimin görevli olduğu konusunda kesin kararı verir” dedi.

Danıştay saldırısından 3 gün önce silahlı mücadele mesajı
Ergenekon"un ikinci iddianamesine göre, zanlılardan avukat Levent Temiz, soruşturmanın önemli aşamaları arasında yer alan Danıştay saldırısından 3 gün önce bazı Ergenekon sanıklarına elektronik posta gönderdi. Avukat Temiz, 14 Mayıs 2006 gecesi saat 03.45"te sanıklar Mehmet Zekeriya Öztürk, Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Mehmet Fikri Karadağ ve Kemal Kerinçsiz"e gönderdiği mesajda “silahlı mücadele” önerdi. Mesajın tam metni şöyle:
“Bugün Türk, tarihinde görülmediği kadar aşağılanmaktadır. Avrupa"nın ve ABD"nin saldırganlığı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. İşbirlikçi komprador sistem görülmedik derecede aşağılıktır. Bu durumda Türkçü-Devrimci gençlere ihtiyaç vardır. Ben T.C."nin sadece tam bağımsızlığını istedim. Bu nedenle ben ve ülküdaşlarım emperyalizme ve işbirlikçilere karşı savaştık. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Ben genç yaşta ülkemin bağımsızlığına kendimi armağan etmekten onur duyuyorum. Türklüğün tek kurtuluş çaresi kalmıştır o da silahlı mücadeledir.”

100"den fazla silah ele geçirildi
Ergenekon soruşturmasının 2. iddianamesi kapsamında gerçekleştirilen operasyonlarda çok sayıda silah ve mühimmatla birlikte dijital malzemeler ele geçirildi. Bu çerçevede, 100"den fazla tabanca ve tüfek, 20 binden fazla mermi bulundu. Polis, soruşturma kapsamında zanlıların ev ve işyerlerinde el konulan 15 bine yakın CD/DVD, binden fazla disketi inceleyip suç unsuru olup olmadığını araştırdı.
Savcıların hazırladığı 2. iddianamede yer alan bilgilere göre, ele geçirilenlerin dökümü şöyle:
76 tabanca, 29 av ve uzun namlulu tüfek, 21 bin 306 mermi, 14 bin 615 CD/DVD, 1201 disket, 587 bilgisayar, 112 flash bellek, 135 bilgisayar hafıza kartı, bin 974 video kaset, 263 ajanda, 63 telefon fihristi, 4 telsiz, 2 lav silahı, 30 el bombası, 8 dürbün, şarjörler, 12 bubi tuzaklı bomba, 21 sis bombası,12 tüfek bombası, 4 hakem bombası, 820 gram plastik patlayıcı.Silah ve mühimmatlarla dijital malzemelerin büyük bölümü 11. dalga operasyonunda ele geçirildi. Bu operasyonda, başta Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin, muvazzaf albay Cengiz Köylü, muvazzaf Yarbay Mustafa Dönmez"le birlikte muvazzaf teğmenler gözaltına alınmıştı.

Cami imamlarını fişlemişler
İkinci iddianamade, özellikle zanlılar emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur, emekli Orgeneral Ahmet Hurşit Tolon, emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve gazeteci Mustafa Ali Balbay"da çıkan belgelerin tasnifi yapıldı. Bu kişilerden ele geçirilen birçok örgütsel doküman ve gizli belge arasında cami imamlarıyla ilgili özel bilgilere de yer verildiği belirtilen iddianamede, şöyle denildi:
“Yapılan operasyonlarda şüphelilerden birçok örgütsel dokümanın ve gizli belgenin ele geçirildiği, bu belgelerin içeriğinde, örgüt içi yazışmalar, örgütün hiyerarşik yapısına sunulan arz yazıları, birçok kamu kuruluşunda görevli üst düzey bürokrat, valiler, hakim-savcılar, kaymakamlar, Maliye müfettişleri, hastanelerde görev yapan personel ve cami imamlarına kadar kişilerin dini inanış ve özel hayatlarına ilişkin kaydedilen verilerin, örgütsel yazışma ve gizli raporların bulunduğu, teknik incelemeler sonucu bu yazı ve raporların büyük bir kısmının Türk Silahlı Kuvvetleri"ne ait bilgisayarlarda yazıldıklarının tespit edildiği, ancak, bu belgelerin Türk Silahlı Kuvvetleri kayıtlarına aktarılmamasının, yapılan çalışmaların "Ergenekon yapılanmasının amaç ve faaliyetleri doğrultusunda o kurumda görev yapan bazı kişilerce hazırlandığı sonucunu ortaya koyduğu anlaşılmıştır.”
İddianamede, emekli Orgeneral Tolon"da ele geçirilen CD"lerden birisinin üzerinde “Ege Ordu Komutanlığı"nca hazırlanmış andıçlar”ın yazdığı belirtildi.

MİLLİYET