2. Ergenekon davasından Silivri Cezaevi'nde 22 ay tutuklu yattıktan sonra tahliye olan Mustafa Özbek Hürriyet gazetesinden Saygı Öztürk'e konuştu

Eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, “Tahliye beklentim yoktu. Mahkeme Başkanı kararları okuyordu. Tahliyeme karar verildiğini Mustafa Balbay"ın "Arkadaşlar başkanın tahliyesini hep birlikte alkışlayalım" demesiyle öğrendim” dedi.

Özbek cezaevi günlerini şöyle anlattı:

- Oda inanılmaz soğuktu. Musluktan su da akmıyordu. Bana 3 gün su verilmedi. Soğuktan başımı kaldıramıyordum. İçimden "Kaderinde bu da varmış. Boyun eğme, dayan" dedim. Battaniyeyi kafama çekip yattım. Daha sonra cezaevi doktoruna söyledim. Zaten o günlerde beni Metris"den Silivri"ye naklettiler.

Namaz kaçırmadım

- Birikmiş kaza namazlarımı kıldım, vakit namazlarını hiç kaçırmadım. Oda arkadaşlarımı da sabah namazına ben uyandırıyordum. Özel Kuvvetler Komutanlığı"ndan emekli olmuş üç madalyalı subay Mustafa Levent Göktaş da namazını hiç kaçırmadı. Kuran-ı Kerim"i hatmettim, bol bol dini ve siyasi kitaplar okudum. Arkadaşlarım, en yaşlıları olduğum için çok ısrarcı olmama rağmen bulaşık yıkatmadılar. İnanın, bulaşık yıkamayı özlemiştim.

Suçum ne bilmiyorum

- Cezaevine bağırarak girdim. Çünkü suçsuzluğuma inanıyordum. 22 ay tutuklu kaldım ama suçumun ne olduğunu da öğrenemedim. Çünkü, basında benim Ergenekon isimli örgütün finansörü olduğum yazıldı. Sendikamızda incelemeler yapıldı, yetinilmedi şubeler tek tek denetlendi. Ancak, hesaplarımızda bir hata olmadığı anlaşıldı.

Tahliyeleri tartıştık

- Niçin tutuklandığımı bilmediğim için tahliyemizin de ne zaman olacağını da hiç birimiz bilmiyorduk. Seçimlerden önce tahliyelerin olacağı konusunda yorumlar yapıyorduk. Son dönemde mahkemede benim sert çıkışlarım da olmuştu. Bana "sen tahliye olmak değil, tutuklu kalmayı istiyorsun" diyenler vardı.

İlk arayan isimler

- Tahliyemden sonra beni ilk arayanlardan birisi 9"uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. MHP"den arayan olmadı. Mustafa Balbay"ın eşi Gülşah Balbay da ilk arayan ve tahliyeme en çok sevinenlerden birisiydi. Balbay, içerde kitap yazıyor.

Vatan göreviydi

- Cezaevinden çıktıktan sonra hacca gitmeyi çok arzuluyordum. Ancak, yurtdışına çıkış yasağım olduğu için bunu şimdilik yerine getiremeyeceğim. Cezaevine girerken de vatan, millet, bayrak diye bağırıyordum, çıktığımda da yine aynı şeyleri bağırıyorum. Cezaevinde yatmak da bir vatan göreviydi. (Hürriyet)